Çok mu şey istiyoruz? | Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
22 Kasım 2024 Cuma

Çok mu şey istiyoruz?

Başta sosyal medya olmak üzere çeşitli ortamlarda özel günlerde gönderilen kutlama mesajları artık hayatımızın bir parçası.

Ben de çeşitli platformlarda gönderdiğim yeni yıl mesajımda

“Ä°yisi ile kötüsü ile 2016 geride kaldı. #Yeniyıl umarım tüm milletimize sevgi, barış, saÄŸlık ve huzur getirir. Mutlu seneler.” demiÅŸtim. Umarım kelimesi bir ümit ifade ettiÄŸi gibi bir acabayı da içinde barındıran bir kelimedir.

BaÅŸka bir mesaj: Mesaj saati: 31.12.2016 – saat:18.00 suları

“2017 de dilerim anneler sadece çocuklarının baÅŸarısını görünce gözyaşı döksün

çocuklar hep gülsün hep beraber mutluluk ÅŸarkıları söylesin ……

çok mu şey istiyorum yeni yıldan

ama……

bakalım belki dilek kapısı açıktır bilemem. “

BaÅŸka bir mesaj: Mesaj saati: 01.01.2017 – saat:04.00 suları

“Reina saldırısı nedeniyle ameliyatlar aldık gencecik güzel insanlar kalaÅŸnikoflarla taranmışlar, 2017 ye de böyle girdik

Yani yeni yıl temennilerimiz, umutlarımız daha yılın ilk saatlerinde yerle bir oldu. Amalar, acabalar ağır basmıştı.

Bu beklenen bir geliÅŸme miydi?

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 1 Kasım’seçimleri sonrası yaptığı değerlendirmede

Türkiye’de olanların ABD’ye ait, kısa adı BOP olan Büyük OrtadoÄŸu Projesi’nin bir devamıdır.

“Asıl hedef büyük Ä°srail devletini kurmaktır”

“Türkiye’yi zifiri karanlığa gömdünüz, içinden çıkmanız da asla mümkün deÄŸildir. Net konuÅŸuyorum, içinden çıkmanız asla mümkün deÄŸildir”. demiÅŸti.

Evet Türkiye hala zifiri karanlıkta. Rabbim milletimizi korusun.

Bakınız sizinle bir kıssa paylaşmak istiyorum.

Bir adam, oğlu ile ormanda yürüyüş yapıyor. Birden çocuk takılıp düşüyor ve canı yanıp ?Ahhhh? diye bağırıyor.

İlerideki dağın tepesinden:

–  Ahhhh? diye bir ses geri geliyor. Çocuk ÅŸaşırıyor. Merak ediyor ve :

–  Sen kimsin? diye bağırıyor.

– Sen kimsin? diye cevap geliyor daÄŸdan..Çocuk kızıyor.

– Sen bir korkaksın? diye bağırıyor.

DaÄŸdan gelen ses:

– Sen bir korkaksın? diye cevap veriyor.

Çocuk babasına dönüp

– Ne oluyor böyle? diye soruyor.

– OÄŸlum? diyor adam.

– Dinle ve öğren!

Dağa dönüp:

– Seni seviyorum ! diye bağırıyor. Gelen cevap:

Seni seviyorum?

oluyor. Baba tekrar bağırıyor:

– Sen bir harikasın ! Gelen cevap:

– Sen bir harikasın..?

Oğlan çok şaşırıyor, ama ne olduğunu gene anlayamıyor. Babası anlatıyor.

İnsanlar buna Yankı derler, ama aslında o Yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam davranışlarımızın aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev.  Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, herkes için her zaman geçerlidir.Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarımızın ve seçimlerimizin bir aynada yansımasıdır..?

Ne güzel demiş atalarımız:

“Ne doÄŸrarsan aşına o gelir kaşığına.”

Bu son terör olaylarını yapan IŞID örgütüne baktığımızda beslendiği ana kaynak mezhep çatışması.  Yöneticilerimiz cephede IŞID ile mücadele edildiğini ifade ederken;  bu örgütün besleyen mezhep ayrışımına,  tüm kesimleri bir arada tutacak siyaset yerine ayrıştırıcı, ötekileştirici tutumlara devam ediyor. Toplum olarak müştereklerimiz öne çıkarılmıyor.

Ãœlkemizde hala Åžia – Sünni ayırımını besliyoruz. Yani IÅžID ‘ın beslendiÄŸi kendine sempatizan bulduÄŸu fikirleri adeta  besliyoruz.

Bakınız ne noktaya geldik biliyor musunuz?

 

Üniversitede bir öğrencimin attığı tweet:

 

“Öyle bir ülke haline geldik ki birisi YeÅŸili seviyorum dese Maviyi seven tepki gösterir oldu.”

 

Aslında toplum bu “ötekileÅŸtirme” oyununa direnmeye çalışıyor.

Bir arkadaşım sosyal medyada paylaştığı yazısında yaşadığı acıyı şöyle ifade etmiş:

“Her gün ama her gün yeni bir ölüm yeni bir terör saldırısı,bir canı kurtarmak için kaç kiÅŸi saatlerce uÄŸraşıp kalp masajı yaptığımızı. Ve hastayı kurtaramazsak nasıl üzülüp kahrolduÄŸumuzu,yakınları ile beraber gözyaşı döktüğümüzü ve o günün kalanında hep o hastayı ve ailesini düşündüğümüzü. Bilseniz; bazen yoÄŸunbakımda bir hasta için 24 saat uykusuz ayakta çabaladığımızı. Bir can kurtarmanın çok çok zor olduÄŸunu… Nasıl bu kadar kolay kıyıyorlar Can’lara ! Bir evlat, bir baba, bir anneye nasıl bu kadar kolay kıyıyorlar..”

Ekim 2011 ‘de ilki düzenlenen Ehl-i Beyt Sempozyumlarının mimarı Prof. Dr. Haydar BAÅž Hocamız bize bugünleri haber etmiÅŸti.

Sadece sorunu ortaya koymayıp birliğin adresini de göstermişti.

Ne var ki; bu fikir toplumumuzda çok büyük yankı bulmasına rağmen, havuz medyası ve idarecilerimiz bu fikre kulak vermediler.

Ve sonuç ortada.

Ama hala geç deÄŸil. Gelin Prof. Dr. Haydar BaÅŸ Beyin ortaya koyduÄŸu gibi Ehl-i Beyt’te buluÅŸalım.

Unutmayalım ! Birlik ancak Ehli Beyt’te buluÅŸmakla mümkün olabilir.

Unutmayalım !  Ülkemizin, belki de hiç olmadığı kadar birlik ve beraberliğe ihtiyacı var.

Unutmayalım ! Suriye’de sona gelirken artık çok net. SIRADA TÃœRKÄ°YE VAR !

 

Yrd. Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

 

e-mail: alibestami@gmail.com

Benzer Yazılar
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi