23 Kasım 2024 Cumartesi

Artık hayallerine sahip çıkacak bir liderin var

26 Haziran 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YKS ye girecek öğrencilerle youtube üzerinden bir program yaptı. Bu program dislike sayısı ile çok gündem oldu.

Gençlerin geleceğinin ana belirleyicisi konumundaki bir sınavda, önce erteleme, sonra geri çekilme yapılmış idi.

Ve bu programda  tarih değişiklikleri konusunda eleştirilere verilen cevap da çok ilginç:

“Böylece yıllardır zaten ilk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerimizin gereksiz yere yaklaşık 1 ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi.”

Ben de bir öğretim üyesiyim. Tabii ki sınav hazırlığı bir yaşam tarzıdır. Son bir yıl çalışmakla çok şeyi değiştiremezsiniz. Ama alınacak sınav başarısında yakın hafızanın çok önemi vardır. Yani bu tarz sınavlarda son bir iki ay içerisindeki çalışma temposu ve konsantrasyon düzeyi sonuçta direkt etkilidir.

Gelelim bu dislike yapan gençlere:

YKS sınavına girecek dolayısıyla, dolayısıyla youtube yayınında dislike yapan kişiler, “Z kuşağı” diye adlandırılan kuşaktan kişiler.

Z kuşağı kimlerdir?

1990 ya da 2000 yılından sonra doğmuş olanlar Z kuşağı olarak kabul edilir. Teknoloji ile oldukça iç içe olan bu nesil, hızlı ve analitik düşünme yetisine sahiptir. Özgüvenleri yüksektir. Özgürlüklerine ve bağımsız olmaya oldukça düşkündürler. Hızlı yaşar, hızlı tepki verirler. Haklarını arama konusunda kararlı duruş gösterirler. Kendilerine yapılan bir haksızlığa karşı asla susmazlar. Hayal dünyalarında limit yoktur. İsteklerinde sonuna kadar direten ve haklı olduğu konularda asla geri atmayan bir nesildir.

Bu kuşak biraz farklıdır. Eğer bu kuşağı ikna edemezseniz, işiniz zordur.

Boşuna “delikanlı” demiyoruz. Kanları delidir biraz bu çağın. Deliden kasıt aslında “hesapsızdırlar”. Doğru bildiklerini sonradan ne olacağını hiç düşünmeden söylerler. İktidara yakın gazete ve TV’lerle bu kuşağı ikna edemezsiniz.

İşte tam bu noktada iktidar,  “Nerede yanlış yaptım? “ diyerek sorgulamazsa, çöküşünü durduramaz.

Yani Z kuşağı, aslında ilk tepkiyi verendir. Z kuşağının tepkisi aslında bir öncül haberdir. Siz eğer bunu anlamaz, kendinize çeki düzen vermezseniz bu tepki çığ gibi büyür, tüm toplumu sarar.

Artık mızrak çuvala sığmamaktadır

TÜİK’in verilerine göre,

  • Bir önceki yılın mart ayında %17,7 olarak gerçekleşen genç işsizlik oranı, 2019’un Mart ayında %25,2’ye ulaşmış.
  • 18-24 yaş arasında mutluluk düzeyi, 2016 yılında %65,1 iken 2018’de %55,4’e gerilemiş.
  • Gençlerin sadece % 48,7’si de elde ettiği kazançtan memnun. Aldığı eğitimden memnun olan gençlerin ise oranı %58,3. Yani büyük bir genç kitle halinden memnun değil.

Bir üniversitemiz tarafından yapılan bir çalışmanın bakın sonuçları nasıl bildirilmiş:

Z kuşağı , gelecek endişesi yaşıyor. Aile, okul, yakın çevresi ve devletten beklentileri var. Geleceğe dair planlarının da bu doğrultuda umutsuzluk içerdiği belirlenmiş.

Gelecek kaygısı ve beklentilerin kötü olması, performanslarını etkilemektedir. Gelecek kaygısı, amaçsızlığı doğurmaktadır.

Gençliğin sınav kaygısı en verimli çağını boşa harcamasına yol açmaktadır. Bunun yerine gençlik, milli ve manevi değerlerine bağlı, kişisel özelliklerine göre geliştirilmelidir. Ülkemizin geleceği olan bu nesilden istifade edilecek projeler geliştirilmelidir.

Hedef belirlerseniz; bu genç beyinler çok şey başarır. Prof. Dr. Haydar Baş, rol model olmuş, Z kuşağına özel yoğunlaşmıştır. Bakınız, Haydar Hocamla gençlerin öyle güzel bir diyaloğu vardı ki, ben lisede iken; Hocamla meslek seçimi konusunda fikir sormuştum. Beni Ali Gedik Hocama yönlendirmişti. Ali Gedik Hocam beni iyi bir analiz ettikten sonra doktor olmamı önermişti.

Benim 2 evladım için de Hocamla bu konuyu konuşma imkanı bulmuştum. Çocuklarla önce Hocam uzun uzun sohbet etti. Ve “Hukuk” alanını önerdi onlara. Elhamdülillah şimdi ailemizde 2 hukukçu adayımız var.

Ama Hocamın doktor, mimar, mühendis, ebe, hemşire, öğretmen vb. olmalarını önerdiği de birçok genç de olmuştu. Yani gencin kabiliyetine ve beklentilerine göre tavsiyelerde bulunurdu. Ama bizim YKS sistemi tamamen puan usulüne dayanıyor, çoğu kimse kabiliyetine göre değil, sınav günü gösterdiği performansa göre bir meslek sahibi oluyor.

Her genç Haydar Hocamla bu görüşmeyi yapma şansına sahip olamamıştır. Bu fonksiyonu devlet görmelidir. Gençler sınavla değil, kabiliyetlerine göre mesleklere, üniversitelere yönlendirilmelidir.     

Haydar Hocanın Z kuşağına bu yaklaşımının sonucu:

  • Meltem Tv Konuşuyorum Programında topluma ölçü veren bir Z kuşağı ekranlarımızı süslemektedir.
  • Yeni Mesaj Gazetesinde Z kuşağı yazarlar varlıkları ile basın dünyasına renk katmaktadır.
  • Cihan Erdoğanyılmaz ve M. Haydar Akyavuz gibi gençler, Haydar Hocamdan aldıkları ışıkla TÜBİTAK Yarışmalarında projeleriyle zirvede yer almışlardır.
  • Ve son olarak Genel Başkan Hüseyin Baş.

BTP MYK’sı yaptığı oylama ile aslında Hüseyin Baş’ı genel başkanlığa seçerken, Z kuşağının siyasetin geleceğindeki rolünü görmüş ve tercihini genç bir genel başkandan yana kullanmıştır. Ve Genç Genel Başkan bakınız ilk basın toplantısında ne demiştir:

 “Biz genciz, dinamiğiz, çağdaşız, medeniyet sahibiyiz, tüm kültürümüze, tarihimize, değerlerimize bağlıyız, ciddi bir birikime sahibiz. Dünyanın en genç genel başkanlarından biri olarak ’29 yaşında kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına adıyorum.’ Bu noktada gençlere şunu söylemek istiyorum: Senin bir hayalin var ve o hayali birlikte gerçekleştireceğiz”

 Artık gençlerin limit tanımayan hayallerini anlayacak, gerçekleştirmeleri için onların önünü açacak bir Genel Başkan vardır. Genç Başkan, gençliğin temsilcisi olmuştur. Artık gençlik ümittir, çözümün de adresidir.

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi