12 Mayıs 2025 Pazartesi

Millete Efendilik Değil, Hizmet Vardır!

Bugün Türkiye’de gündemler ardı ardına geliyor. Kıbrıs, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye, Ukrayna – Rusya savaşı, Ege’deki hareketlilik ise cabası. Bütün bu gelişmeler, aslında dünyada yeni bir yapılanmanın habercisi. Adeta kartlar yeniden dağıtılıyor. Ancak biz içeride hâlâ kendi iç meselelerimizle meşgul oluyoruz. Dış politikada pozisyon almak için umarım geç kalmayız.

Tüm bu karmaşada, aslında “canbaza bak” oyunu oynanıyor. Bu tabloya baktığımızda görüyoruz ki, dünyada kartların yeniden dağıtılmasında işin başındakiler, kendi arzularına göre davranmak istiyor.

Ve bu şartlar altında Sayın Erdoğan’ın yaklaşımını değerlendirdiğimizde, sanki kendisine ait bir ülke hayali kuruyor gibi. Karşısına çıkan her türlü muhalefeti yok sayıyor, sadece kendi fikrini doğru kabul ediyor. Bu tavır, demokrasimiz için çok ciddi bir tehdittir.

Bu noktada endişem şu: Eğer bir seçim süreci Erdoğan’ın kaybetme ihtimalini ortaya çıkarırsa, acaba o seçimi yaptırmamayı bile düşünebilir mi? Bunun işaretlerini sahada görüyoruz. Örneğin Karaman’da BTP’nin yaşadığı olay bu düşüncenin pratikteki yansımasıdır.

Bağımsız Türkiye Partisi Karaman’da yapacağı kongre için önceden izin almıştı. Seçim kurulu, sandıkları salonun önüne kadar getirmişti. Ancak daha sonra, salonun süslenme sürecinde bir “görsel ihtilaf” gerekçe gösterilerek BTP İl delegeleri, İl seçim kurulu yetkilileri ve misafirler salona alınmadı. BTP yetkililerinin söylemine göre aynı salonda 3 yıl önce yine BTP Karaman İl Kongresi yapılmış. Aynı şekilde süsleme yapmalarına rağmen herhangi bir sorun yaşamamışlar. Bu sefer de benzer bir süsleme yapılmış. Ancak yaklaşık bir buçuk saat sonra gelen bir telefonla salonun tahsisi iptal edildi. Gerekçe: “Yukarıdan talimat var.”

İl Kültür Müdürü açıkça BTP yetkililerine “Benim üzerime gelmeyin. Talimat yukarıdan geldi, yapamam” demiş. Bu, demokrasi adına utanç verici bir tablodur. Bir devlet görevlisinin yukarıdan gelen talimatla hareket etmesi, hukukun değil, keyfiyetin egemen olduğunu gösteriyor.

BTP İl Başkanı Abdurrahman Kaplan, emniyete dilekçe vermeye gittiğinde ise dilekçesi dahi alınmak istenmiyor. “Kendimi zincirlerim” deyince mecburen dilekçesi alınıyor.

Bu yaşananlar bize gösteriyor ki, Türkiye, yeniden patrimonyal yani “sahipli devlet” anlayışına doğru geriliyor. Modern vatandaşlık kavramı bir kenara bırakılıyor. Oysa modern devlet demek, halkın iradesiyle yönetilen, hukuka dayalı bir sistem demektir.

Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllar önce yaptığı bir uyarı bugün adeta birebir yaşanıyor. “Eğer bu referandum evet çıkarsa, yasama, yürütme ve yargı tek elde toplanır ve bu bir ‘demokratik krallık’ olur” demişti. Bugün geldiğimiz nokta budur.

Bakınız Mustafa Kemal Atatürk, egemenliğin millete devredilmesini kendi ifadeleri ile Hz. Peygamber’in (s.a.a.), “kavmine hizmet eden kavmin efendisidir” hadisine bağlayarak neler söylemiş:
“Biz ve bütün İslam alemi için yüce ve mukaddes ve manevi bir irtibat noktası olan hilafet makamı dahi bütün İslam alemiyle beraber, bütün milletimiz tarafından belki daha kuvvetli derin hissiyat ile yüce ve mukaddestir.

Fakat efendiler, bu yüce makamın kutsiyetini hürmetkârane takdis etmiş olmakla beraber, bu makamda oturacak zatı hiçbir vakitte efendi yapmak söz konusu değildir. Şeriat-ı garra-yı Muhammediye (İslamiyet) ile bağdaştırılabilir değildir. “Seyyidül kavmi hadimihüm” buyurmuşlardır. Millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur?” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 2012, c.12, s.124).

Biz Atatürk’ün kurduğu üniter yapının, milli egemenliğin ve çağdaş vatandaşlık anlayışının savunucusuyuz. Eğer Türkiye Atatürk’ü çıkarırsa, hayalini kurduğumuz demokratik toplum değil; baskı rejimi kalır.

Son söz Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın olsun: “Her yer karışırken biz nasıl sapasağlam kalabiliyoruz” mesajıyla paylaştığı videoda, “Şu coğrafyada gül gibi açmış bir ülke var. Neresi? Türkiye Cumhuriyeti. Ne farkı var diğer bütün ülkelerden? Mesela sizin ve benim, bugün sokakta görmek istemediğiniz Suriyeliden ne farkımız var? Tek bir farkımız var. Bu coğrafyadaki farkımız, Atatürk farkı. Bizim ilim sahibi, irfan sahibi, kültür sahibi, medeniyet sahibi olabilmemizin tek teminatı Atatürk.”
Bugün yaşadıklarımızın özeti budur.

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi