Ortadoğu’da ve Türkiye’de Çözüm Bu Topraklardadır Yüklenme tarihi 23 Haziran 202523 Haziran 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bu yazı, Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllar öncesine ait konuşmalarını yeniden dinledikten sonra zihnimde şekillenen bir kanaatin ürünüdür. Dikkatlice izlediğimde fark ettim ki, Haydar Hoca sadece bir dönemin siyasal söylem üreticisi değil, aynı zamanda Türk milletine ve Ortadoğu halklarına dair “medeniyet eksenli” bir çözüm perspektifi sunuyordu. Bugünün şartlarında hâlâ geçerliliğini koruyan bu perspektif, bize hem geçmişi yeniden yorumlama hem de geleceği doğru kurma imkânı tanıyor. Haydar Hoca’nın ısrarla vurguladığı bir husus var: Türk milleti Türkiye’nin değil, Türkiye Türk milletinindir. Bu ifade, sıradan bir aidiyet cümlesi değil, aynı zamanda millî egemenliğin sosyokültürel temelini işaret ediyor. Türk milleti, etnik farklılıkları kültürel zenginliğe dönüştüren bir medeniyet hamuruyla yoğrulmuştur. Bu milletin, Hacı Bektaş-ı Veli gibi irfan erleriyle İslam’la tanışan Anadolu halklarını bir “millet” kimliğinde birleştirdiği vurgusu, bugünün etnik merkezli çözüm arayışlarına karşı köklü bir duruştur. Güneydoğu meselesi bağlamında dile getirilen değerlendirmelerde ise dikkat çeken bir başka önemli görüş ortaya konuluyor: Güneydoğulu kardeşlerimizin problemi Türkiye Cumhuriyeti ile değil, kendilerine sunulmayan sosyal ve ekonomik imkânlarla ilgilidir. Yani mesele etnik değil, sosyoekonomiktir. Ne var ki mevcut sistem, bu gerçeği görmezden gelerek ya inkâr ya da bölünme eksenli politikalar üretmiştir. Oysa Haydar Baş’a göre çözüm, bu milleti yoğuran maya olan adil bölüşüm ve üretim esasına dayalı bir ekonomi modeli ile –Milli Ekonomi Modeli– mümkündür. “Her Türk vatandaşı vatandaşlık maaşı alacak” ifadesi bu modelin bir parçasıdır ve sembolik olarak devletin vatandaşa sosyal güvenlik sağlamadaki kararlılığını simgeler. Ortadoğu’daki karışıklığın temelinde de bu ekonomik ve kültürel boşluklar yatmaktadır. Gücünü emperyal projelerden alan yapılar, halkların tarihsel birlikteliklerini tahrip ederek onların kendi öz değerlerinden kopmalarına sebep olmaktadır. Bu bağlamda, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Rusya Duma’sındaki konuşmasında dile getirdiği “Bu model, Rusya’nın yeniden ayağa kalkışının temelidir” vurgusu, evrensel ölçekte bir çözüm reçetesini temsil eder. O model; üretim ekonomisini, sosyal adaleti, millî kimliği ve manevî değerleri aynı potada eriten yerli bir kalkınma sistemidir. Haydar Hoca’nın şu tespiti ise bugün yeniden ve ısrarla düşünülmelidir: Ne Batı’ya ne de Şark’a muhtacız; çözüm bu topraklardadır. Bu ifade, dışa bağımlı siyasal ve ekonomik tercihlere karşı yerli ve millî bir duruşun manifestosu niteliğindedir. Bugün Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar, Türkiye’yi de içine çeken jeopolitik türbülanslar ve art arda gelen anayasal tartışmalar, bizi yeniden bir öz değerlendirmeye zorlamaktadır. Hoca’nın “üniter yapı”, “Türk milleti” ve “milli ruh” vurgusu, sadece nostaljik bir söylem değil, devletin varlık sebebinin de adıdır. Velhasıl, yıllar önce söylenen bu sözler bugün çok daha berrak biçimde önümüzde durmaktadır. Milletimizin asıl problemi kendini tanımamaktan, kendi öz değerlerine sırt çevirmiş olmaktan kaynaklanmaktadır. Eğer bugün Türkiye’nin iç barışını, ekonomik refahını ve uluslararası etkisini yeniden inşa edeceksek, bu ancak ve ancak Haydar Hoca’nın işaret ettiği o “milli ruh” ile mümkündür. Çözüm bu! Hem Türkiye için hem Ortadoğu için…Kökü bu topraklarda, meyvesi insanlıkta olan bir çözüm. 📜 Ahkâm-ı Hatime 📌 “Türk milleti bu toprakların değil; bu topraklar Türk milletinindir” diyen bir irade, sadece milliyet değil, medeniyet tarifidir. 📌 Ortadoğu’da ve Anadolu’da barışı getirecek olan, dış güçlerin reçetesi değil; bu topraklarda yoğrulmuş adalet, üretim ve maneviyat mayasıdır. 📌 Bugün yeniden görülmeli ki; çözüm halkları ayrıştırmakta değil, hakça bölüşmekte, aynı ocağın etrafında yeniden birleşmektedir. 📌 Haydar Hoca’nın yıllar önce kurduğu cümleler, bugün hâlâ “istikamet pusulası” gibi çalışıyorsa, mesele bir fikirden fazlasıdır: Mesele bir ruhun, bir milletin ve bir modelin dirilişidir. 📌 Ne Batı’ya ne Doğu’ya secde eden bir anlayış değil; sadece Hakk’a ve halkına hizmet eden bir diriliş mümkündür. Bu dirilişin adı: Milli Ruhtur. Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp