26 Mayıs 2025 Pazartesi

Açılımın Yeni Perdesi: Kim, Hangi Rolde?

PKK’nin fesih kararının ardından başlayan tartışmalarda, hükümetin ve DEM Parti’nin rolleri aşağı yukarı netleşti. Ancak bu sürecin gölgede kalan bir başka boyutu daha var: Ana muhalefet partisi CHP’nin pozisyonu.

Geçtiğimiz günlerde BBC’nin ismini açıklamadığı CHP kurmaylarıyla yaptığı bir haber dikkat çekiciydi. Habere göre, CHP içinde bazı isimler, AKP ve MHP’nin kendilerini süreçten ve DEM Parti’den uzaklaştırmak için plan yaptığını öne sürüyor.

Silivri’de Duyulan Sessizlik

Bu söylemin sahadaki karşılığı ise oldukça çarpıcı. CHP’nin çarşamba mitingleri kapsamında bu hafta Silivri’de düzenlenen gösteride, Genel Başkan Özgür Özel, bazı partileri alkışlattıktan sonra DEM Parti’nin mitinge katıldığını duyurdu. Ancak meydandan çıt çıkmadı. Halk, DEM adını duyunca sessiz kaldı.

Bu sessizlik bir tesadüf değil. Halk, İmamoğlu’nun tutukluluk sürecine ya da kayyumlara değil, esasen geçim derdine, adaletsizliğe, işsizliğe tepki gösteriyor. Bu kalabalık, “CHP mitingi” diye değil, adalet ve hak arayışıyla oraya geliyor. Muhalefet ise bu toplumsal enerjiyi yanlış okuyarak, onu siyasi başlıklara hapsediyor.

CHP Ne Yapıyor? Söylem Analizi

Sayın Özel’in Van konuşması, bu noktada ayrı bir öneme sahip. Kayyum atamasının ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasının “Kürt kimliğiyle” açıklandığı açıklama, dikkatle analiz edilmelidir. Ya bu nasıl bir söylem? O zaman İmamoğlu da mı Kürt? Bu, bir anlamda, Türkiye’de terör sorunu yerine “Kürt sorunu” varlığını kabul eden bir çerçeve sunmaktadır. 

Halbuki bu söylem, geniş halk kesimlerinin tepkisini çekmektedir. Silivri’deki sessizlik bu rahatsızlığın açık göstergesidir. CHP tabanı bile bu etnik siyasetin karşısında durmaktadır.

Prof. Dr. Haydar Baş’ın Uyarısı ve Bugünün Gerçekliği

2015 yılında Prof. Dr. Haydar Baş’ın yaptığı bir uyarı tekrar hatırlanıyor: “MHP, AKP ve HADEP bir araya gelip bu ülkeyi bölecek; CHP ise göstermelik muhalefet yapacak.” Bugün gelinen nokta, bu sözleri neredeyse bire bir doğrular niteliktedir.

Komisyon Önerisi: Gerçekçi mi, Gösteri mi?

PKK’nin sözde fesih kararının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sürecin TBMM’de bir komisyonla takip edilmesini önerdi. Ancak AKP yetkilileri, “Silahlar teslim edilmeden TBMM’de bu konuşulmaz” diyerek şerh koydu. İlginç olan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu öneriye hemen destek vermesiydi. Özel, “Bu komisyonun fikir babası biziz” diyerek sahiplenici bir pozisyon aldı.

Ancak burada asıl mesele, TBMM’de mevcut siyasi aritmetik ve siyasi irade ile milletin lehine bir karar çıkıp çıkmayacağıdır. Halk bu adımları umutla değil, endişeyle izliyor.

CHP Hangi Görevi Üstleniyor?

Bütün bu gelişmeler ışığında CHP’nin toplumsal tepkileri bastıran, yönsüzleştiren bir “hava yastığı”, bir “amortisör” gibi hareket ettiği söylenebilir. Toplum adalet istiyor, iş istiyor, liyakatli bir devlet istiyor. Fakat siz bu enerjiyi siyasi başlıklar üzerinden kanalize ederseniz, halkın gerçek mücadelesini bastırmış olursunuz.

Bugün muhalefetin yaptığı şey tam olarak budur: Adaletsizlikle yüzleşen toplumun enerjisini sönümlemek.

Sokaklardaki, alanlardaki gençler, millet “bizim meselemiz adalet, iş, aş, gelecek” diye seslenirken; bu sesi duymayan muhalefet, halkın yanında değil; süreci perdeleyen bir aktör konumuna düşüyor.

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi