Esas Hedef | Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
3 Temmuz 2025 PerÅŸembe

Esas Hedef

ABD’nin Suriye’yi Tomahawk füzeleriyle vurması bölgedeki tansiyonu yükseltti. Suriye’ye atılan bu füzelerden sonra bir kez daha aklımıza Afganistan, Irak, Libya geldi.

Amerika, 11 Eylül saldırılarını bahane ederek 2001 Ekiminde Afganistan’ı iÅŸgal etti. Özgürlük, insan hakları, demokrasi, çaÄŸdaÅŸ bir yaÅŸam sloganlarıyla girilen Afganistan viraneye döndü.

Taliban gitti, Usame gitti. Afganistan’da ne can, ne mal, ne namus emniyeti ne de maddi refah hala saÄŸlanamadı.

Ellerinde dünyayı defalarca yok edecek nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar olmasına raÄŸmen Saddam’ın elinde olmayan kimyasal silahlar bahane edilerek Irak iÅŸgal edildi. Saddam’ın gitmesinin üzerinden 14 yıl geçmesine raÄŸmen ne Arabı, ne Türkü, ne Kürdü, ne Åžiisi ne de Sünnisi bölgede huzur bulamadı. Irak halkı Saddam dönemini mumla arar oldu.

Libya’da Kaddafiye karşı yapılanlar ve bu arada yaÅŸananlar bundan farklı mı?

Gelelim Suriye’ye. Suriye’de, altı yıldır süren kirli bir savaÅŸ var. Yüz binlerce sivil öldü. Güzelim ÅŸehirler, harabeye döndü. Altı milyon Suriyeli ülke içerisinde daha güvenli bölgelere, dört milyon Suriyeli ise baÅŸta Türkiye olmak üzere baÅŸka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Adeta tüm Suriye halkı Vatan cüda oldu.

Son olarak geçen hafta, İdlib’e kimyasal saldırı iddiasıyla Amerika, bu kez Åžayrat hava üssünü füzelerle vurdu.

Şöyle mi oldu böyle mi oldu? Bu saldırı hakkında her kesimden farklı yorumlar geldi, gelmeye devam ediyor.  Bu yorumların hepsi bir yana unutulmamalıdır ki;

“Amerika, Afganistan’ı, Irak’ı hangi amaçla iÅŸgal ettiyse, Åžayrat hava üssünü de o amaçla vurmuÅŸtur. Rusya bölgeye üs kurmuÅŸsa kendi menfaati için; Amerika saldırmış ise yine kendi menfaati içindir. Bölgedeki maÄŸdur insanların korunması, bölgeye huzur getirmek diye kimsenin bir derdi, amacı yoktur.”

Yukarıda belirttiğimiz gibi, Irak, Afganistan, Libya ve daha niceleri buna örnektir.

Bölge adeta toz duman olmuştur. Bölgede aktörlerin sayıları, isimleri değişmekte ama hedef değişmemektedir. Aktörler arasında menfaatlerin buluşmaları ya da çıkar çatışmaları hep bu hedefe doğru bir adım mesabesindedir, algı yönetiminden başka bir şey değildir.

Küresel ısınma nedeniyle vatan arayışında olan Amerika’nın OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrikayı ele geçirmek için bölgeyi karıştırması, kaos ortamı oluÅŸturması esas hedeftir.

Sahnedeki oyuncu ülkeler ise bilerek veya bilmeyerek bu hedefe hizmet etmektedirler.

Büyük OrtadoÄŸu Projesi kapsamında, daha 1991 yılında Körfez Savaşı ilk baÅŸladığında Prof. Dr. Haydar BaÅŸ’ın defaat kere ifade ettiÄŸi gibi Türkiye de hedef ülkedir.

BaÅŸ, bir konuÅŸmasında; “ABD, Kürt Devletinin denize açılması için Suriye üzerinden bir koridor oluÅŸturup buradan dünya ile deniz yolu baÄŸlantısı saÄŸlamaya çalışmaktadır.” demiÅŸtir.

Emperyal güçler buna karar vermiş ve her vesileyi değerlendirmektedirler.

Kelile ve Dimnede anlatılan Çakal, Kurt, Karga ile Deve kıssasındaki devenin yaşadıkları manidardır:

“Uzun zamandır açlıktan bitab düşen aslanın besine ihtiyacı vardır. Çakal,kurt ve karga aralarında karar vermiÅŸ, deveyi aslana yem yapmaya karar vermiÅŸlerdir. Ama aslana bunu nasıl ikna ederiz derken; karga hemen arkadaÅŸlarının yanına gitmiÅŸ ve onlara planını anlatmaya baÅŸlamış. “Dostlarım! Aslanı ikna ettim. Åžimdi deveyi de yanımıza alıp aslanın huzuruna gideceÄŸiz. Sırayla kendimizi aslana feda edeceÄŸiz. Ancak herkes ‘Ben aslana senden daha layığım’ diyerek bir öncekini savunacak. Sıra deveye geldiÄŸinde ise susacağız.” diyerek planını uygulamaya koymuÅŸ.

Deveyi de yanlarına alarak hep birlikte aslanın huzuruna varmışlar. Önce karga baÅŸlamış söze ve dokunaklı bir ÅŸekilde konuÅŸmaya baÅŸlamış. “Sevgili kralımız! Åžimdiye kadar sen bizim için kendini feda ettin, bizi doyurdun. Åžimdi sıra bizde! Åžu bedenim size feda olsun.” demiÅŸ. Bunun üzerine diÄŸerleri itiraz etmiÅŸler. “Senin ÅŸu küçücük bedenin mi kralımızı doyuracak. Sen bir sus bakalım!” Çakal araya girmiÅŸ. “Kralımızı ancak ben doyurabilirim!” Karga bağırmış çakala. “Senin ÅŸu çirkin, murdar vücudunu kim yiyebilir?” Kurt sıranın kendisinde olduÄŸunu anlayıp baÅŸlamış söze. “Sayın kralım! Size en layık olan benim. Canım size feda olsun.” demiÅŸ. DiÄŸerleri kurda “Çekil ÅŸuradan! ‘Kendisini öldürmek isteyen kurt eti yesin’ sözünü duymadın herhalde!” diyerek ona itiraz etmiÅŸler. Bu olanları izleyen deve, karganın planından habersiz yarım aklıyla öne atılmış, herhalde beni de savunurlar düşüncesiyle göğsünü ÅŸiÅŸirip “Hiçbiriniz kralımıza layık deÄŸilsiniz. Ama benim etim çok lezzetlidir, kanım temizdir. Kralımıza en layık olan benim!” diyerek kendini aslana sunmuÅŸ. Arkasından sözde dostlarına bakmış. Ama dostları sessizliÄŸe bürünmüşler. Bir süre sonra karga, çakal ve kurt hep birlikte aslana “Kralımız! Deve gerçekten doÄŸru söylüyor. Onun eti hepimizin etinden temiz, semiz ve çoktur!” Bunun üzerine aslan ecel terleri dökmekte olan deveyi parçalamış ve midesine indirmiÅŸ. “

Halimiz kıssada anlatılan devenin halinden farksızdır.

Türk siyasiler, Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllardır Irak, Suriye, Kobani, Büyük İsrail koridoru, BOP, Barzani gibi konularda yaptığı uyarıları, yazdığı yazıları dikkate almış olsaydı bugün bölgede düştüğümüz duruma düşmeyecek idik.

Dostumuzu, düşmanımızı iyi bellemeli, oyuna gelmemeliyiz.

Politikalarımızı ülke menfaatlerimize ve halkımızın birlik ve beraberlik içinde huzur içinde yaşayabilmesine göre belirlememiz elzem ve de şarttır.

Yrd. Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi   /  11.04.2017

e-posta: alibestami@gmail.com

Benzer Yazılar
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi