5 Temmuz 2025 Cumartesi

Kerbelâ’yı Anlamak, Gazze’yi Doğru Konumlandırmaktır

Tarih boyunca zulümle adalet, bâtıl ile hak arasındaki mücadele birçok cephede tezahür etti. Kimi zaman bu mücadele içerden, kimi zaman dışardan geldi. Bugün, Filistin’in mazlum coğrafyası olan Gazze’de yaşanan insanlık dramı karşısında bazı çevrelerce sıkça dile getirilen bir benzetme dikkat çekiyor: “Gazze, yeni Kerbelâ’dır.” Bu yaklaşım, ilk bakışta empatik bir yaklaşımmış gibi görünse de meseleyi tarihi bağlamından koparmak ve Kerbelâ’nın ruhunu zedelemek gibi ciddi riskler taşımaktadır.

Kerbelâ’nın Hakiki Mahiyeti

Kerbelâ, yalnızca bir toplu katliam değil; İslam’ın içinden gelen bir yozlaşmaya karşı verilen ahlâkî ve imani bir kıyamdır. Yezid, saltanatı dinin üstüne çıkartan bir figür olarak, hilafeti bir hanedanlık sistemine dönüştürmüştü. Görünürde halife idi; namaz kıldırıyor, hutbe okutuyor, İslam adına kararlar alıyordu. Fakat özde, peygamberî mirası gasp eden, adalet yerine baskıyı koyan bir zorba idi.

İmam Hüseyin’in kıyamı ise, bir kabile kavgası, etnik çatışma veya dış düşmana karşı değil; bizzat İslam’ın ruhunu yozlaştıran bu sistem içindeki çürümeye karşı verilmiş bir mücadeledir. Onun isyanı, “ümmetin selameti” adına susturulan vicdanlara yeniden ses vermekti. Mücadelesi, bir hilafet ya da makam mücadelesi değil, dinin asli değerlerinin muhafazasıydı.

Gazze: Zulme Karşı Bir Direniş Coğrafyası

Gazze’de yaşanan trajedi ise, doğrudan İslam dışı bir güç tarafından, modern savaş teknolojileriyle işlenen bir insanlık suçudur. İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılar; çocukları, kadınları, yaşlıları hedef almakta, camiler, hastaneler, okullar sistematik şekilde yıkılmaktadır. Bu zulmün faili, Yezid gibi “İslam adına konuşan” bir güç değil; doğrudan İslam’ı ve Müslümanları hedef alan Siyonist bir yapıdır.

Dolayısıyla, Kerbelâ’daki trajedi ile Gazze’de yaşananları birebir örtüştürmek hem Kerbelâ’yı sıradanlaştırmak hem de Gazze’nin haklı davasını bağlamsızlaştırmak anlamına gelir.

Neden Bu Benzetme Sorunludur?

  • Kerbelâ, ümmetin içinden gelen bir teolojik yozlaşmadır; Gazze ise küresel bir işgal sorunudur.
  • Yezid, İslam adına hareket eden bir yöneticiydi; İsrail, İslam’a açıkça düşman olan bir devlettir.
  • İmam Hüseyin’in muhatabı bir dış güç değil, “ümmetin içine çöreklenmiş bir sapmadır.”
  • Kerbelâ’da Peygamber’in hanedanı yok edilmek istenmiştir; Gazze’de bir halkın iradesi hedef alınmaktadır.

Bu farkları göz ardı etmek ya tarihi bilmemek ya da dini sembolleri araçsallaştırmaktır.

Kerbelâ’dan Ders Almalı, Ama Onu Her Yere Benzetmemeliyiz

Kerbelâ bir semboldür; evet. Ama bu sembol, her zulmü anlamlandırmak için rastgele kullanılacak bir kavram değildir. Onun anlam derinliği, bağlamı ve yüklediği sorumluluk çok daha büyüktür. İmam Hüseyin’i gerçekten anlamak istiyorsak, onu bir retorik figür olarak değil, bir itikadî ve ahlâkî duruş olarak kavramalıyız.

Bugün Gazze için yapılması gereken, onu Kerbelâ’ya benzetmek değil; Kerbelâ’dan aldığımız bilinçle Gazze’nin yanında durmaktır.

Ahkâm-ı Hatime:

“Kerbelâ bir duruştur; Gazze bir çağrıdır. Biri içeriden gelen çürümeye karşı bir uyanıştır, diğeri dışarıdan gelen zulme karşı bir direniştir. İkisini aynılaştırmak, Hüseyin’i tanımamak, Yezid’i sıradanlaştırmaktır.”

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi