6 Mayıs 2025 Salı

Mesele Seçim Başarısı mı?

Burada sormamız gereken asıl soru şu: Mesele sadece bir ittifak mı, yoksa Türkiye’nin üniter yapısını korumak mı? Mesele sadece bir seçim zaferi mi, yoksa bu ülkenin birlik ve beraberliğini muhafaza etmek mi?

Şahısları bir kenara bırakalım. Bugün DEM Parti, CHP ile bir seçim ittifakı içerisinde yürürse, Anayasa’daki bazı maddelerin değiştirilmesini istemeyecek mi? O zaman, bu değişiklikleri talep eden bir yapı ile seçim kazanan bir CHP’nin başarısı, Türkiye açısından neyi değiştirecek?

Peki, seçim olsa DEM Parti nerede konumlanır? Cumhur İttifakına mı yakın, Millet İttifakına mı? Aslında en net duran partilerden biri belki de Dem Parti. Tavrı çok açık: “İsteklerimi kim yerine getirirse onunla yol yürürüm.”

2. Açılım Süreci diyebileceğimiz süreç hepimizin bildiği gibi MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin terörist başına olan hitabı ile başladı. “Terörsüz Türkiye” diyerek gerçekten insanın içini ısıtan bir ifade ile topluma hoş gösterilmeye çalışılan bu seferki açılım süreci ile Sayın Bahçeli’nin özdeşleştiğini kabul etmeyen çıkmaz herhalde.

CHP lideri Özel’in, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin İBB soruşturmalarıyla ilgili açıklamalarının ardından, Bahçeli’ye yaptığı ‘3T’de buluşma’ çağrısını hatırlayalım. Ne idi 3T: “Terörsüz Türkiye’ye evet, tutuksuz yargılamaya evet, TRT’den canlı yayına evet. Var mısın?”

2T’ye eyvallah. Peki terörsüz Türkiye?

Adı terörsüz Türkiye olsa da açılım sürecinin, ilkinden bir farkı olacak mı? Yani demek istediğim, kim muhatap alınıyorsa, muhatabın talepleri değişti mi? Kamuoyuna yansıyanlara bakılırsa pek değiştiği yok. Şeffaf bir süreç yürütülmediği için bilmece çözer gibi süreci çözmek zorundayız sanırım. Tarafların “yakar top” misali toptan kaçtıkları, top bende değil sende demeleri, sancılı bir süreç yaşadığımızın en büyük delili. Hele bir de buna DEM Parti Sözcüsünün, T.C. Adalet Bakanı Sayın Tunç’a “Siz lütfen görevinizi yapın.” cümlesi ile bitirdiği cevabı, kapalı kapılar ardında sanki bazı vaatler verildiği algısı uyandırıyor.

Anayasadaki “Türk Milleti” tanımının değiştirilmesi, terörist başına fiziki özgürlük, terörle mücadele kapsamındaki yasa maddelerinin değiştirilmesi, başta PKK olmak üzere terör örgütleri ile diyaloglarından dolayı tutuklu olan siyasetçilerin ve gazetecilerin serbest bırakılması, âdem-i merkeziyet hakkı, “Terörsüz Türkiye” düzleminde masadaki meselelerden sadece bazıları. Hele bir de DEM Partinin de temsilci gönderdiği Kamışlı’da yapılan Kürt Birlik Konferansının sonuç bildirgesine bakarsanız tam bir facia.

Gelinen nokta: “Kırk katır mı istersin kırk satır mı?” Seç beğen al. Türkiye’de silah bırakacak PKK’yı, o bölgedeki adı ile PYD (SGD)’yi adem-i merkeziyet hakkı ile özerk bir bölge hükümeti olarak mı görmek istersin? Yoksa Suriye’nin kurucu unsuru olarak mı görmek istersin? Yani anlayacağın artık karşında bir gerilla hareketi yok. Artık düzenli ordusu olan bir oluşum var. Hem de ABD tarafından desteklendiğini artık tüm dünyanın bildiği bir oluşum. Gözün aydın. Ha bu arada! Suriye’de de bize her ne kadar oyun kurucu bir hükümetimiz olduğu algısı uyandırılsa da bu aralar oralarda İsrail’in borusunun öttüğünü de görmemek mümkün değil herhalde.

Biz esas konumuza geri dönersek. Adına ne derseniz deyin bu sürece destek verdiğini ya da verebileceğini açıklamak bunların hepsine “evet” demek değil mi?

Bakın, burada mesele Erdoğan’ın gitmesi ya da kalması değil. Mesele, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısının, yani bölünmez bütünlüğünün korunmasıdır.

Muhalefet evet hem de kesinlikle bir araya gelmelidir. Amasız, fakatsız. CHP de bunun öncülüğünü yapmalıdır. Ama CHP, bunu 6 okunun hiçbirinden vazgeçmeden yapmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını benimseyen, üniter yapıya açık ve net şekilde sahip çıkan herkesle bir araya gelmelidir. Hem Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını savunup hem de terörist başına fiziki özgürlük isteyen bir çizgide durulamaz. Burada tutarlılık şarttır.

Demek istediğim şu: Aynı anda “hem nalına hem mıhına vurulmaz.” Tarafınızı net ortaya koymak zorundasınız. Görün bakın, başarı hemen arkasından gelecektir. Türk Milletinin de istediği budur.  

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi