Evvel-ahir bir kurbanlık tekeyim / Vakti gelsin bıçağını çal bana Yüklenme tarihi 26 Ekim 2015 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Kurban Kur’an’da bahsedilen önemli ibadetlerdendir. Kelime anlamı ‘yaklaşmak’tır. Başta insanin kendisine yakınlığını ifade eder. Arapçada kurban etmek bilinçli yapma, sıradan bir yapma eylemi değil, bilinçli bir “feda etme” eylemini ifade eder. Feda etmek, vermektir. Kurban, Rabbimiz’in bize verdiği sayılamayacak kadar çok nimetine şükür amacını taşıyan O’na tam teslimiyetin yaşandığı bir ibadettir. Allah’a yakınlaşmak için yerine getirdiğimiz Kurban ibadeti ile her şeyden; en önemlisi de nefsimizin bencil istek ve tutkularından arınmayı arzu ederiz. Amaçlanan Kur’an-ı Kerim’in ifadesi ile en yakınını dahi hiç düşünmeden feda edebilecek kadar Allah’a teslim olan, yüreği Allah aşkı ile dolu olan Hz. İbrahim gibi O’na dost olmaktır. Mümin arınmak için nefsini Rabb’ine kurban eder. Ölümlü olan nefsini ölümsüz olana kurban etmektir kurban. Bir yönü ile kurban kesmek; “Allah karşısında haddimi biliyorum” demektir. İnsan için “Benim” dediği her şey aslında sınandığı bir emanettir. Kurban, emanete sahip çıkmanın, yeri geldiğinde de emaneti sahibine iade edebilmenin bir işaretidir. İnsanın kendisine ait olan malı, mülkü bir emanet olarak gördüğünün beyanıdır. İşte burada insan, bu ibadeti yaparken niyetinin salihliği ölçüsünde Allah’a olan sadakatini ortaya koymuş olacaktır. “Kurban etmek”, insanın güdülerini denetim altına aldığının, Allah’a kayıtsız şartsız teslimiyetin bir belgesidir. Kurbanın teslimiyet ifadesi olup Allah’a bir dönüş olduğunu Seyrani şu mısraları ile ifade etmiştir: “Mesnedim yok azlim kaygı çekeyim Ustabaşı gibi ölçüp biçeyim Evvel-ahir bir kurbanlık tekeyim Vakti gelsin bıçağını çal bana” Kurbanlarımızı kestiğimiz Kurban Bayramında Bayramın da bize yaşattığı çok farklı duygular vardır. Bayram sabahı müminler Rabb’lerinin huzurunda saf tutar kardeşliğin havasını solurlar. Kurbanla müminler Allah’a karşı kulluk görevlerinden birini yerine getirmenin etlerini dağıtarak da muhtaç insanlara yardım etmenin huzurunu yaşarlar. Böylece insanlar arasında sevgi ve yakınlık duyguları gelişir. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki; insan yükümlülüklerini Allah’ın kendisinden hoşnut olmasını amaçlayarak yerine getirmiyorsa ibadeti Allah Katında geçerli olmayacaktır. Kur’an insanların kestikleri kurbanların kanlarının değil yalnızca kulların takvalarının Allah’a ulaşacağına işaret ederek ibadetlerdeki samimiyetin önemini hatırlatır: “Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah’a ulaşmaz ancak O’na sizden takva ulaşır. İşte böyle onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O’nun size hidayet vermesine karşılık Allah’ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (Hac Suresi 37)” Bayramlar, bizim kültürümüzde birlik-bütünlüğün aynı zamanda milli şuurun perçinlendiği günlerdir. Ülkemizde maddi manevi bir kuşatılmışlığın, ekonomik krizin yaşanması, güneyde savaş ihtimalinin olması, yine Güneydoğuda her gün teröre şehit vermemiz başta olmak üzere ciddi olumsuzlukların, iç ve dış tehditlerin yaşandığı bir ortamda bayramı yaşayacağız. Şartlar ne olursa olsun Milet olarak, inancı-kültürü, milli ve manevi değerleri ile bütünleşip asker-sivil, devlet-millet kaynaşarak tüm olumsuzlukları yenmeye bayramı vesile kılmalıyız. Kurban Bayramında Rabb’im güzellikte bulunarak müjdelenmeyi Hz.İbrahim gibi O’na ‘dost’ olmayı hepimize nasip etsin. Bize ait olan her şeyin Allah(c.c.)’un bizleri sınamak için verdiği birer emanet olduğu ölçüsü ile; nefislerimizi Allah yolunda kurban edebilmeyi, O’na gerçek manada kul olabilmeyi, Sevdikleri ile bir ve beraber olabilmeyi Rabbim hepimize nasip etsin. Hepinizin Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Dr.Ali Bestami Kepekçi /24.10.2012 Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp