Neden hala toplumsal bağışıklık kazanılamadı? Yüklenme tarihi 28 Kasım 202128 Kasım 2021 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa kıtasını kasıp kavuran yeni Covid-19 dalgasının, bu kıtada ilkbahara kadar 700.000 fazladan ölüme neden olabileceği ve toplam ölüm sayısını da 2.2 milyona çıkarabileceği konusunda endişeleri olduğunu açıkladı. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, “Kış sonunda Almanya’daki hemen herkes ya aşılanmış, ya Covid-19 atlamış ya da ölmüş olacak” dedi. Sayın Bakan aslında her ne kadar bu sözü Almanya için söylemişse de bu durum tüm Avrupa için geçerli. Koronavirüs ile ilk tanıştığımız günden beri pandeminin sona ermesi için en büyük silahımızın aşı olduğundan bahsediyoruz. Bilim çevrelerince tüm nüfusun %70’nin aşılanması ile toplum bağışıklığının sağlanacağı ifade edilmiş idi. Şimdilerde Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan günlük COVID-19 tablosunda 2. doz aşı yapılma oranını %81,08 olarak görenler, hep bize soruyor: “Hani %70 ile toplumsal bağışıklık kazanılacak idi, neden hala ülkemizde her gün 200 civarı insan ölüyor?” ( Şekil 1) Günlük COVID 19 Tablosu Sorun ne? Bu soru Sayın Bakan’a da soruldu. Koca: “En az yüzde 70-80 oranında toplum bağışıklığını sağlamamız gerekiyor. Peki şu anda neredeyiz? Nüfusun iki doz aşısını yaptırmış olan kişilerin oranı yüzde 59’a, en az bir dozunu yaptırmışların oranı da yüzde 67’ye ulaştı.” TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları’nın ise bu konudaki açıklaması: “Toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için, en geç 3-4 ay içerisinde toplumun yüzde 70’inin aşılanabilmesi gerekiyordu ancak Türkiye, bu hedeften çok uzakta kaldı. Ocak ayında başlayan aşılama çalışmalarında yaklaşık 10 ayı geride bıraktık ve biz halen belli bir seviyeye ulaşamadık. İlk dozunu Ocak’ta olanlar halen aşılı sayılıyor. Aşılamada tam bir kaotik durum var.” Hacettepe Üniversitesi’nden İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.B.D.’dan Prof. Dr. Murat Akova’nın da bu konuda açıklaması aynı yönde: “Türkiye’de yapılan iki doz aşı sayısı içerisinde, iki doz Sinovac aşısı olan nüfus da bulunuyor. Fakat iki doz Sinovac aşısının pratik olarak bir etkisi kalmadı. Dolayısıyla şu anda Türkiye aşılama oranı açısından oldukça gerilerde. Sinovac’ın etkisi, ikinci dozdan sonra on dördüncü haftadan itibaren giderek azalıyor. İki doz Biontech aşısından sonra beşinci ayda hafif orta şiddetteki hastalığa karşı koruyuculuk yüzde yirmi iki düzeyine düşüyor. Bu çok dramatik bir azalma. Buna karşılık beşinci ayda üçüncü doz yapılmış kişilerde bu koruyuculuk birdenbire yüzde doksan üçe çıkıyor. Yani öyle gözüküyor ki Biontech aşısında 4-6 ayda bir hatırlatma dozu gerekecek. Sinovac’ta bu süre daha da kısa. Belki Sinovac’ın ya da buna benzer inaktive aşılara iki dozla değil, üç dozla başlanması gerekecek. Yani hangi aşı olursa olsun, beşinci altıncı ay civarında etkileri belirgin derecede azalıyor.” Pandemiler gündeme geldiğinde aslında 2 seçeneğiniz vardır Çocuk Felci (Poliomyelit), üç tip enterovirüs (poliovirus tip 1, 2 ve 3) kaynaklı bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Aşısı yıllar önce bulunmuştur ve dünyada yaygın olarak uygulanılmaktadır. 1988’de 125 ülkede, 350.000 vaka ile endemik olarak görülen poliomyelit, 2006’da sadece Afganistan, Hindistan, Nijerya, Pakistan’da endemik olarak kalmıştır. Aslında % 95 düzeyinde koruyuculuk sağlayan aşısı vardır. Ve toplumsal bağışıklık sağlanan ülkelerde artık çocuk felci görülmemektedir. Türkiye’de bu ülkeler arasındadır. Ve merak edenler bakabilir, Sağlık Bakanlığı endeminin devam ettiği ülkelere seyahat edecek vatandaşlarımıza çocukken aşı olmuş olsalar da yapılacak yolculuktan 4 hafta önce, hayat boyu koruyacak bir doz aşı tekrarı önermektedir (https://www.seyahatsagligi.gov.tr/site/HastalikDetay/Cocuk-Felci). Endemik olan bölgelerde aşılanma hala tam olarak uygulanmadığı için fekal-oral, kontamine su veya gıda ve kalabalık ortamlarda mikroplu hava damlacıklarının solunmasıyla bulaşmaktadır. İnsanlar felç olarak yaşamak zorunda kalmakta ya da ölmektedir. Yani bir seçenek toplum bağışıklığını hasta olarak kazanalım, ölenler ölsün, kalan sağlar bizimdir anlayışı. Göz göre göre birçok insanın ölümüne evet demek anlamına gelen bir seçenektir bu. İkinci seçenek ise 3-4 ay içerisinde toplumda % 70 oranında aşılanma sağlanarak toplumsal bağışıklığın kazanılması ve pandeminin çocuk felcinde olduğu gibi sona erdirilmesidir. İşte iki seçenekten uzak ara uygulama önümüze farklı bir sorun çıkarmaktadır: Mutasyon Yeni mutasyonların sebebi aşılar mı? Aşı uygulamaları devam ederken, aşı karşıtlığının da bir yandan sürmesi ile yeni tartışma başlığı bu. ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci “korona virüsü aşısı olmayanların, aşı olanlara çok ciddi zarar verdiğini” ifade ettiği açıklamasında konuyu şu şekilde özetlemiş: “Korona virüsü aşısı olanlar şu an mevcut mutasyon ve varyantlara karşı korunabiliyor. Fakat çok az insan aşı olursa virüs hızla yayılır ve bunun sonucunda da çok daha tehlikeli bir varyant karşımıza çıkar. Hepimiz Delta varyantına karşı korunabiliriz fakat sonradan oluşacak Zeta varyantına karşı korunamayız. Eğer toplumun büyük çoğunluğu aşı olursa virüs ortadan kalkar. Sadece toplumun bir kısmı aşı olursa enfeksiyon seviyeleri sonbaharda tekrar tırmanır.” Aşılarla bulaşma engellenip, pandeminin kökü kazınabilecekken, toplumun eksik aşılanması korona virüsün mutasyona uğramasına yol açıyor. Aşı olmayan grup mutasyonların oluşması açısından en tehlike yaratan grup. Virüs ne kadar çok insana bulaşır, kişiden kişiye yayılırsa o kadar çok yeni mutasyon geliştiriyor. Aşıların etkinliğinin zamanla azalmasının sorumlusu da aslında yine bu grup. İki doz aşılılardan Sinovac olanlar 3. Aydan sonra, Bionthec olanlar 6. Aydan sonra aşısız sayılmalı Türkiye’de 27 Kasım itibarıyla; •2 doz aşı uygulanan kişi sayısı 50,3 milyon. •2 doz inaktif aşılanma: 3,1 milyon. •Göçmen: 6 milyon •Türkiye nüfusu: 83,6 milyon (data.tuik.gov.tr) Toplum bağışıklığının hesaplanması için; •Toplam nüfusa göçmenler eklenmeli, •3. doz inaktif aşı olmayanlar aşısız kabul edilmelidir. Beraber hesaplayalım Gerçek aşılama oranının hesaplanması Tam aşılı= (50,3 milyon-3,1milyon)/(83,6 milyon+6 milyon) = ~ %52,67 ( Şekil 2) Neden hâlâ kurtulamadık? En başa dönelim, 3-4 ayda % 70 hedefi ile yola çıktık. Ama biz 10 ayda daha % 52’lerdeyiz. Hala %47 aşı korumasız. Yetmedi 3. hatırlatma dozları olması gerekenler eğer zamanları geldiklerinde aşı olmazlarsa bu oran daha da düşecek. Yeni mutasyonlar, artmayan hatta azalan toplum bağışıklığı ve son durum: Salgın üreme hızı Rt: 1,02 (1,04, 0,95) Günlük vaka: 23.759 (24.860, 23.405) Aktif vaka: 389.564 (396.442, 434.085) Vefat: 192 (198, 215) Çözüm: Bilimin ölçülerine göre günlük COVID-19 tablosunun “toplumsal bağışıklık kurallarına göre” yenilenmesi ve yenilenmiş aşı tablosunda masmavi bir harita. Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp