5 Şubat 2025 Çarşamba

Hüseyin Baş ve Gerçek Muhalefetin Önündeki Engeller

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’a yönelik Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçesiyle başlatılan soruşturma, ülkemizde demokrasinin ve ifade özgürlüğünün mevcut durumunu bir kez daha tartışmaya açmıştır. İktidarın eleştiriler karşısında tahammülsüzlüğü ve hukuku bir sindirme aracı olarak kullanma çabası, demokratik değerlerimize zarar vermektedir. Eleştiri, demokrasinin temel taşıdır; ancak son dönemde bu hakka gösterilen tahammülsüzlük, muhalefetin sesini kısmak için kullanılan bir mekanizma haline dönüşmüştür.

Hüseyin Baş’ın Gerçek Muhalefet Üslubu

Hüseyin Baş gerek ekonomik gerekse dış politika konularında yaptığı açık ve etkili eleştirilerle gerçek bir muhalefet lideri olarak öne çıkmaktadır. Örneğin 2025 asgari ücretin açıklanmasının hemen ardından, asgari ücretin yetersizliği üzerine yaptığı “Bana laf yetiştireceğinize doğru düzgün asgari ücret verseydiniz keşke…” açıklaması, sadece bir sitem değil, aynı zamanda halkın içinde bulunduğu ekonomik darboğazın iktidara hatırlatılmasıdır.

Baş’ın, Trabzon’da yaptığı konuşmada “Suriye’de yaşanan net bir şekilde İsrail’in ve Amerika’nın galibiyeti” diyerek Türkiye’nin dış politikasını eleştirmesi, gerçek muhalefet örneğidir. Ancak bu tarz eleştiriler, iktidar cephesinde rahatsızlık yaratmakta ve soruşturmalarla susturulmaya çalışılmaktadır. Aslında burada yapılan, iktidarı muhtemel tehlikelere karşı uyarmaktır. İktidarın yapması gereken bu eleştirileri susturmak değil, tam tersine dikkate alarak söz konusu tehlikelere karşı tedbir almaktır.

Sosyal Medyada Destek ve Trollerin Saldırısı

Baş’a açılan soruşturma kamuoyunda büyük tepki yaratmış ve sosyal medyada #yanındayızHüseyinBaş etiketiyle destek mesajları paylaşılmıştır. Siyasetçilerden sanatçılara, gazetecilerden vatandaşlara kadar toplumun birçok kesimi Hüseyin Baş’a desteklerini açıklamıştır. Baş da bu desteği, “En büyük gücümüz dayanışmamız” diyerek teşekkür etmiştir. Bu durum, halkın, muhalefeti susturmaya yönelik baskılara karşı güçlü bir dayanışma içinde olduğunu göstermektedir.  

Ancak ne yazık ki, sosyal medya trolleri yine sahneye çıkmış ve ahlak sınırlarını zorlayan açıklamalarıyla bu dayanışma mesajlarını gölgelemeye çalışmıştır. Bu tür çabalar, yalnızca toplumsal kutuplaşmayı artırmakla kalmaz, aynı zamanda ifade özgürlüğü ve demokratik değerlerimize de zarar verir. Muhalefetin sesini kısmak için başvurulan bu çirkin yöntemler, aslında korkunun ve çaresizliğin bir tezahürüdür.

Gerçek Muhalefetin Susturulamayacağı Bir Türkiye

Hüseyin Baş’a yönelik bu soruşturma, ifade özgürlüğünü savunan herkes için bir sınavdır. Eleştiri hakkının cezalandırılmak istendiği bir ortamda, gerçek demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Hüseyin Baş’ın cesur duruşu, yalnızca muhalefetin değil, halkın da sesi olmaya devam etmektedir.

Hukukun siyasi bir araç olarak kullanılması, kısa vadede eleştirileri bastırabilir; ancak uzun vadede halkın adalet, özgürlük ve demokrasi taleplerini susturamaz. Bu süreç, yalnızca Hüseyin Baş’a değil, demokrasinin kendisine yapılan bir saldırıdır. Halkın dayanışma içinde #yanındayızHüseyinBaş demesi, baskılara karşı verilecek en güçlü cevaptır.

Saldırıların Hüseyin Baş’ın şahsında toplanması Sayın Baş’ın “gerçek muhalefeti yapan lider” haline geldiğinin ispatıdır.

Türkiye, demokrasisini korumak ve geliştirmek istiyorsa, eleştirenlere tahammül göstermeli ve muhalefetin sesini kısmak yerine bu sesleri dikkate almalıdır. Gerçek demokrasinin yolu, korkular ve baskılarla değil, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ile çizilir.

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Yasemin Özbey

Sayın Hüseyin Baş,
Günümüzde gerçek muhalefet yapan ve ülkemizi bu yoksulluk, yolsuzluk, yalan, talan ve her türlü ahlaksızlık sarmalından çıkaracak olan tek lider. İnşallah halkımız bunu en kısa zamanda görür ve Bağımsız Türkiye Partisi’ne ve Sayın Hüseyin Baş’a destek verir. Gerçek anlamda bütün vatanseverler BTP çatısı altında toplanmalı.

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi