7 Ekim 2024 Pazartesi

Sevgide Güneş Gibi Ol

Dost, Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre en çok kullanılan anlamı ile; “Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı” demektir.  

Dost bazen minik bir kuş, bazen var olmayan Sevgili, kimi zaman saksıda bir çiçektir, ama asıl dost en sade ifade ile “seni senden çok sevendir“.

Dostluk iki yürek arasında akan bir nehir gibidir; gittiği yeri de temizler, geldiği yeri de.

Nasrettin Hoca bir Cuma günü camide cemaate namaz kıldırmak üzere ezan okunsun diye bekliyormuş. Bir adam gelmiş. “Hocam” demiş! “Eşeğimi yitirdim…” Hoca da adama; “Şu namazı kıldıralım, senin eşeğin çaresine bakarız” demiş. Hoca namazı kıldırmış, vaazını vermiş ve cemaate dönmüş:

“İçinizde, bir dostuyla birlikte bir bardak çay dahi olsa içmeyip saatlerce konuşmamış; dostuyla sekiz saatlik yürüyüşe çıkıp, yanındaki ile hiç konuşmadığı halde sıkılmadan yürüyüşünü tamamlamış; bir cenaze evine gidip başsağlığı dileyip, cenaze yakınlarının acısını paylaşmamış; düğün evine gidip, düğün sahiplerinin sevincini paylaşmamış; komşusunun kapısını çalıp hiç hal hatır sormamış biri var mı?” diye sormuş. Arka sıralarda saf tutmuş bir kişi, “Ben varım Hocam.” demiş. Hoca eşeğini yitiren adama dönmüş, “Al bu adamı git, bundan büyük eşek olur mu? Yitirdiğin eşeğin yerine kullanırsın” demiş. 
                                                                                                  *** 

 Dost yeri gelir sırdaştır, yeri gelir sığınacak bir limandır.

Hz. Ali (r.a.) bir sözünde dostu “Sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edendir.” diye tarifler.

Güneş ile Rüzgar, hangisinin daha güçlü olduğu konusunda bir tartışmaya tutuşurlar. Rüzgar, “Sana benim daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım” der. Ardından güneşe seslenerek:

 – Şuradaki yaşlı adamı görüyor musun, hani şu üstünde palto olan. Bahse girerim, o paltoyu üstünden senden çok daha çabuk söküp alabilirim.

Bu denemeye razı olan Güneş, bir bulutun arkasına gizlenir ve Rüzgar bir fırtına gücüyle esmeye başlar. Ancak Rüzgar şiddetini ne kadar artırırsa, yaşlı adam da paltosuna o kadar sarınır. Sonunda Rüzgar pes edip durulur.

Ardından Güneş, gizlendiği bulutun arkasından çıkarak yaşlı adama sıcacık gülümser. Bunu gören adamın yüzünde bir hoşnutluk ifadesi belirir ve paltosunu çıkartır. Böylece iddiayı kazanan Güneş olmuştur. Güneş, Rüzgar’a,  “Dostluk ve incelik, her zaman haşinlik ve zorbalıktan daha güçlüdür” der.

Gerçekten de öyle değil mi ? Biliriz ki; sadece sevgi dolu bir bakış, bazen insanın hayatını  değiştirebilir. Her zaman kazanan şiddet ve zorbalık değil sevgi olmuştur, dostluk olmuştur.

Dostu olmayan insan, dostluk duygusunu yaşamayan insan kurak toprak gibidir. Bu duyguyu yaşamayan insan hep yalnızdır. İki dost, bir elmanın iki yarısı gibidir. Pir Sultan Abdal,

“Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası serimde tüter
Bu ayrılık bana ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni

dediği mısralarında hakiki dosttan ayrılığı, ölümden beter olarak tanımlamıştır.

Son söz, Hz. Mevlena’nın olsun:

“Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi
ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”

   

                                                                                         Dr. Ali Bestami Kepekçi / 13.07.2013

 

 

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

184 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi