Yükselen Aslan: Sadece İran’a mı? Yüklenme tarihi 14 Haziran 202514 Haziran 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Ortadoğu yeni bir eşiği geçti. İsrail’in “Yükselen Aslan” adıyla gerçekleştirdiği İran saldırısı yalnızca askeri bir operasyon değil, sembollerle örülmüş bir medeniyet hamlesidir. Bu saldırı, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında son yıllarda kademeli olarak yürütülen jeopolitik kuşatmanın yeni bir halkasıdır. Gazze, Suriye, Lübnan, Yemen derken şimdi hedef İran. Ama bu zincirin son halkası çok daha kritik: Türkiye. Aslan Sembolünün Anlamı Ne? İsrail’in saldırıya “Yükselen Aslan” ismini vermesi bir detay değil, doğrudan bir mesajdır. Çünkü “aslan” hem İran hem İsrail için derin tarihi ve dini anlamlar taşır. İran’ın 1979 Devrimi öncesi bayrağında yer alan “aslan ve güneş” motifi, Pers-İslam sentezli bir kimliktir. Aynı şekilde İsrail’de “Yahuda’nın Aslanı” sembolü, Tevrat’ta Mesih’in Yahuda kabilesinden geleceği inancına dayanır. Yani aslan, hem direnişi hem hükümranlığı temsil eder. İsrail bu isimle sadece İran’a değil, üç ayrı hedefe mesaj veriyor: Bölgeye: “Yeni lider benim.” İran rejimine: “Seni de etkisizleştireceğim.” İran halkına: “Rejime karşı ayağa kalk, aslan sensin!” Bu yönüyle “Yükselen Aslan”, yalnızca İran’ın askeri altyapısına yönelik bir saldırı değil; İran halkını ve muhalefetini provoke etmeye dönük bir psikolojik operasyondur. Aynı senaryo Irak’ta, Libya’da, Suriye’de defalarca sahnelendi. Şimdi İran sahnesi açıldı. Ama perde Türkiye’ye doğru kapanıyor. Türkiye’nin Pozisyonu: Söylem Başka, Fiil Başka MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Netanyahu’yu “Gazze katili” ilan etmesi ve sert açıklamalar yapması önemli. Ancak aynı anda İsrail’le ticaretin rekor kırması, Kürecik Üssü’nün açık olması, Suriye politikasının İsrail’in işini kolaylaştırması; iktidarın eylem ve söylem arasında ciddi bir tutarsızlık taşıdığını gösteriyor. Bu durum, Türkiye’yi ya isteyerek ya da farkında olmadan BOP’un lojistik ortağı haline getiriyor. Tam da burada, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın uyarılarını dikkate almak gerekiyor: “Esad sonrası Suriye’de komşumuz konumuna gelen İsrail, İran saldırısıyla etrafımızdaki çemberi daraltmaktadır… Bu saldırı, BOP’un yeni halkasıdır. Türkiye BOP’un son hedefidir. Artık ‘ABD ne der’ düşüncesiyle değil, Türkiye’nin çıkarlarıyla hareket edilmelidir.” Bu uyarılar bir tepki değil, stratejik bir çıkış önerisidir. Prof. Dr. Haydar Baş Ne Demişti? Bugün yaşadıklarımız, Prof. Dr. Haydar Baş’ın 2004 yılında yaptığı şu tespitleri doğrulamaktadır: “ABD, Orta Doğu’da hâkimiyet kurma planını devreye soktu. Bu planın adı ‘Büyük Ortadoğu Projesi’dir. İlk hedef Afganistan’dı, ardından Irak oldu. Sırada İran ve Suriye var. Ama asıl hedef Türkiye’dir.” Bu operasyonlar sadece askeri değil, bir medeniyet savaşıdır: “Ortadoğu’da süren savaşlar; Müslüman, Hristiyan, Yahudi gibi üç büyük dinin tarih boyunca etkili olduğu ve etkisini sürdürdüğü topraklarda yaşanıyor. Esasen bu savaşlar medeniyet savaşıdır.” Bu savaşın merkezinde ise “Arz-ı Mev’ud” (Vadedilmiş Topraklar) hedefi vardır: “ABD’nin Orta Doğu’yu yeniden yapılandırma planının temelinde, Yahudilere vaat edilmiş topraklar inancı, yani Arz-ı Mev’ud vardır. Bu proje ile hedeflenen; Fırat ile Nil arasındaki coğrafyada bir ‘Büyük İsrail’ kurmaktır.” Yani İsrail’in “Yükselen Aslan” saldırısı sadece İran’a değil; tüm bölgeye, hatta doğrudan medeniyetimize karşıdır. “ABD, Orta Doğu’da hâkimiyet kurma planını devreye soktu. Bu planın adı ‘Büyük Ortadoğu Projesi’dir. İlk hedef Afganistan’dı, ardından Irak oldu. Sırada İran ve Suriye var. Ama asıl hedef Türkiye’dir.”Ve şu cümle adeta bugün için söylenmiştir: “Bu projede asıl hedef Türkiye’dir. Bu proje tamamlanırsa, Türkiye üçe bölünür. Siyasi harita değişir. Milli devlet yapısı tasfiye edilir. Türk milleti kimliğini kaybeder.” (Kaynak: https://profdrhaydarbasenstitusu.org/makale/ortadogu-ve-buyuk-ortadogu-projesi-haftanin-sohbeti-8-mart-2004) Ya Yeni Bir Aslan Doğacak, Ya Sessizlik Çökecek İsrail’in “Yükselen Aslan” saldırısı, sadece bir devletin egemenliğine değil; bölgenin geleceğine dönük bir saldırıdır. Bugün bu topraklarda yeni bir “aslan”ın doğmasına ihtiyaç var. Bu, silahla değil; ekonomiyle, bağımsız dış politikayla, yerli üretimle ve halk iradesiyle olacaktır. Ve bu vizyonun adı bellidir: Milli Devlet, Milli Ekonomi, Bağımsız Türkiye. Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp