ABD ve İsrail’in Gölgesinde Kurulan Yeni Suriye Oyunu Yüklenme tarihi 28 Mayıs 202528 Mayıs 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford’un, yıllarca terör listelerinde yer alan Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Muhammed Colani’nin (Ahmed el-Şara), İngiltere merkezli bir sivil toplum kuruluşunun girişimiyle siyasete kazandırıldığını söylemesi aslında bizim için bir sürpriz değil. Çünkü biz en başından beri şunu söylüyoruz: Bugün Suriye’de yaşanan her gelişmenin arkasında ABD ve İsrail’in çıkarları yatıyor. Her ne kadar bazı yöneticilerimiz “Biz kontrol ediyoruz, oyunu biz kuruyoruz” deseler de gerçekte durumun böyle olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Robert Ford’un Mart 2023’te Colani ile görüştüklerini ve bu süreci birlikte yürüttüklerini açıkça ifade etmesi, ABD’nin bu projeyi artık açıkça sahiplendiğini gösteriyor. Önceden perde arkasından sürdürülen bu süreç, artık aleni hâle geldi. ABD adeta diyor ki: “Bu bizim projemiz. Suriye sizin değil, bizim şekillendirdiğimiz bir alan.” Bu açıklamanın zamanlaması da son derece dikkat çekici. ABD, Colani’yi meşrulaştırma çabasında. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Colani arasında yaşanan çatışmalar da bu bağlamda okunmalı. ABD, SDG’ye açık mesaj veriyor: “Kontrol bende. Colani benim adamım. Onunla rahatlıkla çalışabilirsiniz.” Bu açıklama, sadece dışarıya değil, aynı zamanda ABD iç siyasetindeki çevrelere de bir mesaj niteliği taşıyor. Zira Suriye’ye yönelik yaptırımların gevşetilmesi bazı senatörler tarafından sert şekilde eleştirilmişti. Ford’un açıklamasıyla birlikte ABD, Suriye sahasında hâlâ etkin ve belirleyici olduğunu, Colani üzerinden kontrolünü koruduğunu ilan ediyor. Verilmek istenen mesaj net: “Eğer biz çekilirsek her şey dağılır, bu düzeni ancak biz sağlayabiliriz.” Bu gelişmelerin bir diğer dikkat çekici ayağı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ABD arasında geçtiğimiz hafta imzalanan 110 milyar dolarlık enerji anlaşması. Bu yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir adımdır. Bu kaynakların nasıl kullanılacağı, bölgede ABD ve müttefiklerinin uzun vadeli planlarının temelini oluşturacaktır. İsrail merkezli düşünce kuruluşu Judaism 3.0’ın yöneticisi Gol Kalev’in 27 Mayıs tarihli İsrail basınında çıkan makalesi de dikkat çekici. Kalev, İsrail’in müttefiki olarak tanımladığı Ürdün’ün bazı topraklarının Güney Suriye topraklarıyla takas edilmesi gerektiğini savunuyor. Aynı makalede Ürdün’e yönelik tehditler olarak İran, Sünni aşırılıkçılık, Türkiye ve doğudaki yükselen güçler sıralanıyor. Bu ifadeler, bölgede kartların açık şekilde sahaya sürülmeye başladığının açık göstergesidir. Bir diğer çarpıcı gelişme ise Türkiye’nin kendisini tehdit olarak gören İsrail’le olan diyaloğudur. Bakın, bir yandan İsrail’e sözde karşı çıkıyoruz; ama öte yandan perde arkasında görüşmeler ve iş birliği arayışları sürüyor. Nitekim, İsrail ile Türkiye heyetleri arasında Suriye’de istenmeyen olayların yaşanmaması için bir çatışmasızlık mekanizması kurulmasına yönelik teknik görüşmeler, Azerbaycan’da bir dizi toplantıyla gerçekleştiriliyor. Bu mekanizmanın kurulması yönündeki çalışmaların süreceği ifade ediliyor. Azerbaycan’dan Suriye’ye uzanan bu diplomatik trafik, Türkiye’nin de büyük resmin içinde olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sonuç olarak, Robert Ford’un açıklaması ABD’nin Suriye’deki rolünü artık gizleme ihtiyacı duymadığını ve Colani gibi figürleri meşrulaştırarak yeni bir düzen kurmaya çalıştığını gösteriyor. İsrail’in güvenliği ve bölgesel çıkarları doğrultusunda şekillenen bu yapı, çok önceden planlanmış bir oyunun sahadaki uygulamasından ibarettir. Herkesin kartları açılıyor; ama masada kimin oyunu kurduğu artık daha net görünüyor. Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp