6 Temmuz 2024 Cumartesi

Ayşe Teyze – Mehmet Efendi Başka kapıya!

BDDK, banka ve banka dışı mali kuruluşlara normalleşme döneminde bireysel ve ticari müşterilere kolaylık sağlamaları konusunda 11 maddelik talimat hazırladı.

Kurum, ilgili kuruluşlardan, bireysel ve ticari müşterilerinin vade tarihi 2020 yıl sonuna kadar olan ödemelerine ilişkin öteleme taleplerinin karşılanmasını ve ötelenen nakit akışları için güncel piyasa koşullarına uygun fiyatlama yapılmasını öneriyor.

Talep eden müşterilerin kredi kartı aidatlarının bir süreliğine ertelenmesi isteniyor, kredi kartı limitlerinin kısıtlanması ve kredi kartlarının nakit çekime kapatılması gibi uygulamaların mümkün olduğu kadar yapılmaması öneriliyor. 

Yani vatandaşın bankalara daha rahat ve daha fazla borçlanabilmesinin önü açılıyor.

Bankalara, “vatandaşa daha çok borç verin!” önerisinde bulunuyor.

İşin açıkçası, geçen hafta işsiz üniversite mezunu gençlere, “Geleceğinizi özel sektörde arayın. Dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezununa hemen iş hazırlığı diye bir şey de söz konusu değildir.” şeklinde seslenildiği gibi, bu kez de parasız vatandaş banka kapılarına yönlendiriliyor.  

Yeni taktik sanırım, sıkıntılar içinde boğulmuş vatandaşın başka kapılara yönlendirilmesi.

Peki, vatandaşın bankalara yönlendirilmesi sadece pandemi döneminde mi yapıldı?

BKM’nin açıkladığı 2020 yılı mayıs ayı verilerine göre, mayıs ayı sonunda Türkiye’de toplam 242,7 milyon kart bulunuyor. Bunların 71,4 milyon adedi kredi kartı, 171,3 milyon adedi ise banka kartı. Mayıs 2019 ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yıllık yüzde 5’lik, banka kartı adedinde ise yıllık yüzde 11’lik artış olmuş.

Son açıklanan TCMB – Finansal İstikrar Raporunda (Mayıs-2020) hane halkı finansal yükümlülükleri ile ilgili bazı veriler verilmiş. Hane halkının 2020 yılı Mart ayı itibarıyla toplam borç yükü geçen yılın aynı dönemine göre tam yüzde 20,2 artmış. Rapora göre yükümlülük dağılımında ihtiyaç kredisinin payında belirgin bir artış görülüyor.

Hane halkının geçen yıl 590,7 milyar lira olan borcu, bu yıl 709 milyar liraya yükselmiş. Yani hane halkının borcu 1 yılda 119 milyar lira artmış. Kullanılan ihtiyaç+diğer krediler % 34.30, konut kredisi % 12,80, bireysel kredi kartı borçları % 9.20, varlık yönetim şirketi borçları % 17.60 oranında artmış. Kullanılan taşıt kredisi ise % 6.50 oranında azalmış.  

Özetlemek gerekirse, ekonomi yönetimi salgın krizini vatandaşları bankalara kolay borçlandırarak aşmaya dönük bir politika izliyor. Bu hedefe uygun olarak da vatandaş, bankalara yönlendiriliyor, bankaların vatandaşa daha çok borç verebilmesinin önü açılıyor.

Bir yandan artan işsizlik diğer yandan hayat pahalılığı hane halkının belini bükerken, Türkiye’de tam anlamıyla bir kredi patlaması yaşanıyor.

Ayşe Teyze’nin, Mehmet Efendi’nin geliri açlık sınırının altında iken dertlerine köklü çözüm üretme yerine bankalardan faizle daha çok borçlanmalarının önü açılıyor.

Gelin dertleri ötelemeden vaz geçelim. Sıkıntıları ötelemek, daha çok borçlanmak yerine çözüme koşalım. Prof. Dr. Haydar Baş’a ait olan Milli Ekonomi Modeli ile Ayşe Teyze’nin, Mehmet Efendi’nin yanında yer alalım. Senyoraj geliri ile kaynak oluşturan devletin vatandaşa vereceği vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, çocuk maaşı, doğum ikramiyesi, geri ödemesiz öğrenci bursu, yüksek asgari ücret ile banka faiz sarmalından kurtulalım.

Dr. Öğr. Üyesi Ali Bestami Kepekçi

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi