Bir Kaşık İki Damla Yağ Yüklenme tarihi 21 Mart 201721 Mart 2017 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Mutluluk, TDK sözlüğünde “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımlanmaktadır. Mutluluğun tarifi insandan insana değişir, kendi mutluluk tarifini yapmak önemlidir. Mutlu olmak bu tarifi yapabilmek ile başlar aslında. Kişilere göre mutluluk, eş dost ahbabı olmak, gülümseyecek anıları ve umutları olmak, işi gücü sahibi olmak, parası pulu olmak, evli olmak, çoluğu çocuğu olmak veya sağlıklı olmak olabilir. Mutluluğu tarif etmek yetiyor mu acaba? “Adamın biri, mehtaplı gecelerde alır başını deniz kıyısına gidermiş. Döndüğünde çevresindekiler. Ona şu soruyu sorarlarmış: – Ne gördün? – Dünya güzeli deniz kızları gördüm. Altın saçlarını gümüş taraklarla tarıyorlardı. diye cevap verirmiş. Bir gece yine tek başına deniz kıyısına vardığında gerçekten dünya güzeli deniz kızları görmüş. Döndüğünde çevresindekiler yine: – Ne gördün diye sormuşlar. – Hiç demiş hiçbir şey görmedim. “ Hayaline ulaşmak, artık onu hedefsiz hale getirmiş ve sonrasına mutsuz olmuştur. Artık deniz kıyısına gitmek onu mutlu etmeyecektir. Mutluluk olarak gördüğü hayale ulaşmak onu mutlu etmeye yetmemiştir. “Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş: – Mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış sonra demiş ki: – Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağzında taşıyacaksın. Adam sorusuna hemen cevap alamadığı için biraz şaşkın tamam demiş, sarayı gezmiş gelmiş bilge bakmış yağ hala kaşıkta, demiş ki: – Aferin yağı dökmemişsin güzel, peki sarayımın güzelliklerini anlat bakalım, sarayımda neler gördün. Adam yağı dökmeyeceğim diye uğraşmaktan pek dikkat edememiş, bir şey diyememiş. Sonra Bilge: – Olmadı, yağı dökmeden, kaşığı tekrar ağzında taşı, bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et, sonra tekrar gel. Adam ne yapalım diyip tekrar kabul etmiş. Her yeri gezmiş, bu sefer sarayın güzelliklerinden çok etkilenmiş. Sonra ağzında kaşıkla gene bilgenin yanına gelmiş. Bilge sormuş: – Sarayımın güzellikleri gördün mü, anlat bakalım. Adam bu sefer hayran kaldığı güzellikleri bir bir anlatmaya başlamış. Bilge onun sözünü kesmiş ve demiş ki: – Güzel, peki ama yağ nerede? Adam sarayı hayran hayran dolaşırken yağı tamamen unutmuş, utana sıkıla bilgeye demiş ki: – Şey… yağı dökmüşüm. Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve demiş ki: – Mutluluk hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını çıkarmak ve sorumluluklarına, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmaktır. “ Evet,iş yerinde başarılı olmak ama hayatın sadece işten ibaret olmadığını bilmek, sevdiklerinle gülüp oynamak vakit geçirmek ama geçim sorumluluğunu ihmal etmemek. Mutlu insan, daha nice güzellikler ve sorumluluklar içinde hayat cambazı olarak dengeyi bulandır. Mutluluğun sırrı gelecekle ilgili hayaller kurabilmek, hayat amacı olmak, değerlerini bilmek ve bu değerlere uygun yaşayabilmesine bağlıdır. Yanlış hedef sahibi olmak insanı mutsuz edebileceği gibi; uygun hedefe giderken amaçtan kopup araçlara takılmak yine aynı sonucu doğuracaktır. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın Makalat isimli esrinde belirttiği üzere; “…bugün, fertlerin şahsi bunalımlarından kurtulma çabaları, sosyal planda olan rejim değişiklikleri, kendinden kaçan insanın bilmeden kendini arama seferberliğidir. Ruh Sahibini arıyor. Onu kafesten uçurup hürriyetine kavuşturmak gerek. Mülkün sahibinin yoluna dönülmedikten, caddedeki kılavuzlara gönül verilmedikten sonra bu arayış bitmeyecektir. “ Esas mutluluk , ancak Ruhun sahibine kavuşması ile olacaktır. İnsanlığın inancına uygun bir yaşam içine girmesi, yönünün Yaratana doğru olduğu yürüyüş ile mümkün olacaktır. Mutluluk başkasından miras veya çevremizde aramakla bulunabilecek bir nesne değildir. Sır insanın kendi benliğinde gizlidir. Mutluluk, insanın gerçek varlığını bilmesidir. Mutluluğa yelken açmışsa bir yürek Ruhun sahibi ona gülden sofralar hazırlamıştır. Bu sofradan doya doya tadabilmek dileğiyle… Yrd. Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp