HANGİSİ? Yüklenme tarihi 26 Ekim 2015 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Son günlerde TV kanallarına çıkan sözüm ona birçok din âlimleri çıkıp ahkâm kesiyorlar. Her birinin tarifine kulak vermeye kalkarsak, o kadar çok din ortaya çıkıyor ki. Bu dinlerin hepsinin de ortak yanları; Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)in yaşadığı dinle hiçbir ilgisi olmamaları herhalde. Peygamberin yaşadığı dönemi, Asr-ı Saadeti yok sayarcasına Kuran bize yeter deyip; iğneden ipliğe farklı yorumlar yapıp adeta yeni bir din ortaya çıkarıyorlar. Onlar için ne kadar ölçü olur bilmem ama; hadiste beyan edildiği gibi Okun yaydan fırladığı gibi dinden çıkanların prim yaptığı günleri yaşıyoruz. Birçok yazılı ve görüntülü medya bu kişilere yer vererek toplumumuzun dini amel ve de imanını sulandırmaya çalışmaktadırlar. Hangi din? Nasıl bir din? Senin benim dinim mi? Ölçüyü kim koyacak? Kuranın hakikatini nasıl anlayacağız? Evet bu soruların hepsinin cevabını bakınız Kuran-ı Kerim bize nasıl cevap veriyor: O arzusuna göre konuşmaz. Onun bildirdikleri vahyedilenden başkası değildir. (Necm Suresi: 53) Hz. Aişe( r.a.) nin ifadesi ile O canlı bir Kurandır. Yani senin benim dinim; onun bunun dediği gibi değil. Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) in yaşadığı gibi bir din bizden istenen. Bunu yaparken de sadece Peygamberimizin giyim kuşamını kendimize örnek almak değil. Onun hayatının özünü, manasını, düşüncesini örnek alabilmek. Onun gibi düşünebilmek, Onun gibi bakabilmek, Onun gibi karar verebilmek. Eğer sünneti yaşamayı, sadece görüntüye bağlarsak yine hata yapmış oluruz. Burada esas olan olayın hakikatine inebilmektir. Bugün İslam âleminin en büyük düştüğü bir hata da budur. Sünnet denilince sadece görüntü akla gelmekte, Peygamberimizin hayat tarzı, hayata bakış açısı göz ardı edilmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş Sünnet isimli eserinin önsözünde sünnetin tarifini şöyle yapmaktadır: Cenab-ı Hak Kuranda bir din tarifi yapmaktadır. Bu anlatılan dinin Hz. Peygamberin şahsında hayata geçirilmesine, somut hale gelmesine, insanlara gösterilen bir örnek oluşturmasına sünnet denir. Yani Cenab-ı Vacibül Vücud Hazretleri ayetleri beyan ediyor, Sevgili Peygamberimiz de bu ayetleri müşahhas hale getiriyor. Bu sebeple Peygamberimizin hayatı Kurandır. Sünnet, bu hayatın kendisidir. Sünnet Kuranın müşahhas hali, canlı örneğidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) canlı Kurandır. Evet; gerçek sünnet, Peygamber efendimizin sadece giyindiklerinde değildir. Onu kalbinde, içinde hissetmek ve Onun buyruklarını hayatın her kademesine monta etmektir. Hayatın her anında Peygamberimizle olabilmektir. Gece farklı, gündüz farklı; işte farklı, evde farklı bir hayat değil. Her olayda Onunla beraber olabilmek. Bu dediklerimizin yaşanmasının yazdığımız kadar kolay olamayacağını İslam tarihinde çok rahat görmekte ve bunun ancak Resulullah(s.a.v.)in hayatını hayatına düstur edinmiş dostlarla beraber olmakla sağlanacağını müşahede etmekteyiz. Son sözümüz, bir dua olsun: Allah bizleri Resulullah(s.a.v.)in hayatını hayatına düstur edinmiş dostlarla beraber eylesin. Onları ve Peygamberimizi en iyi şekilde anlamayı ve yaşamayı nasip etsin. Dr. Ali Bestami Kepekçi 04/06/2008 Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp