31 December 2025 Wednesday

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

Vatandaşın cebine para koyarsak enflasyon artar mı?

Enflasyonu düşürmenin en önemli yollarından biri üretim maliyetlerini azaltmaktır. Yerli üretimin teşvik edilmesi, enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve tüketicinin desteklenmesi gibi adımlar, maliyet enflasyonunu kontrol altına almak için gereklidir. Eğer sadece tüketimi kısarak enflasyonu düşürmeye çalışırsak, ekonomik durgunluk kaçınılmaz hale gelir. Oysa üretim odaklı ve tüketimi teşvik eden bir ekonomik model, enflasyonu düşürmede daha sürdürülebilir bir yaklaşımdır.

66. Madde Tartışmaları ve Türkiye’nin Üniter Yapısı

Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri, geçmişte hayal gibi görünen ancak zamanla adım adım gerçekleştirilmeye çalışılan planlardır. Bu nedenle vatandaşların bilinçli olması, anayasa değişiklikleri gibi kritik süreçleri yakından takip etmesi ve olası tehlikeleri görmesi gerekmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, Türkiye’yi Ortadoğu’daki diğer ülkelerden ayıran en önemli faktördür. Eğer bugün hala güçlü bir devlet olarak varlığımızı sürdürebiliyorsak, bu Atatürk’ün ortaya koyduğu vizyon sayesindedir. Bu nedenle, vatandaş olarak bizlere düşen en önemli görev, Atatürk’ün fikirlerini iyi anlamak, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmak ve üniter yapıyı korumaktır.

Sevr’den Günümüze Bölgesel Planlar

Türkiye’nin anayasa değişikliği sürecinde, PKK ile ilgili yapılan açıklamalar ve perde arkasında yürütülen görüşmeler, kamuoyunda büyük soru işaretleri yaratmıştır. Silah bırakma süreci gerçekten Türkiye’nin bütünlüğüne hizmet eden bir adım mı, yoksa bölgesel ayrışmanın hukuki temelinin atılması mı?

Geçmişte yapılan hatalar, gelecekte daha büyük sorunlara yol açabilir mi?

Silah bırakma çağrısı ve BOP

Dijital hayatın belki daha ön plana çıkması ve yapay zekanın hayatımızın merkezine oturması ile artık kararlar daha hızlı alınmaya başlandı. Yetmedi bu kararların yankılarının bir anda tüm dünyayı sarabildiğine de şahitlik ediyoruz. Bu yeni yapılanmada herkes kendi pozisyonunu alıyor. Adeta, ideal sahipleri ideallerine ulaşmak için zamanla yarışıyor. ABD Lideri Trump’ın son günlerdeki hareketliliği de bu fikri destekleyen bir delil olarak gösterilebilir.

Adalet Toplumsal Güvenin Temelidir

Bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi, her vatandaş için en büyük teminattır. Hukukun, toplumun tüm kesimlerine eşit ve adil bir şekilde uygulanması, ülkenin huzuru ve geleceği açısından hayati bir öneme sahiptir. Adaletin sağlanabilmesi için, hukuk sisteminin tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalması gerekmektedir. Bu sayede, toplumsal güvenin temeli güçlendirilir ve adaletin sağlandığı bir ortamda herkesin hakları güvence altına alınır. Toplum, sadece bugünü değil, geleceği de güven içinde inşa edebilir.

Demokrasilerde Eleştirinin Yeri ve Türkiye’deki Hukuksal Durum

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından ciddi bir açmaz yaratmaktadır. Bu durum hem ifade özgürlüğünü kısıtlamakta hem de halkın siyasi tartışmalara katılımını engellemektedir. Halkın eleştiri hakkını kullanması, demokrasinin işlerliği açısından önem taşımaktadır. Yürütme, yasama ve yargı arasındaki bağımsızlık ilkesinin zedelenmesi, demokratik bir toplumda olması gereken denetim mekanizmalarını işlevsiz hale getirmektedir.

Muhalefetin Yekvücut Olma Zorunluluğu ve Türkiye’nin Geleceği

Bugün Türkiye’de AKP, “Biz herkesi kucaklıyoruz, yüzde 50 gücümüz var” söylemiyle tabanını korumaya çalışırken, muhalefetin dağınık görüntüsü, iktidarın işini kolaylaştırmaktadır. Oysa Türkiye’nin geleceği için, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu üniter yapıyı savunan ve parlamenter sistemin geri getirilmesini isteyen tüm siyasi görüşler beraber hareket etmelidir.
Bu birliktelik, kişilere odaklanan bir siyaset anlayışıyla değil, projeler ve ilkeler etrafında sağlanmalıdır. Eğer muhalefet, sadece AKP karşıtlığı üzerinden değil, gerçek politikalar üzerinden bir araya gelirse, bu seçim kaybetmeye mahkûm olan bir blok değil, Türkiye’nin geleceğine yön veren güçlü bir oluşum hâline gelir.

Market Fiyatları Uygulaması ve Kira Artışları

Sonuçta, bu baş ağrısını geçici çözümlerle geçiştirmek yerine, kök sebep olan ekonomik sorunları ortadan kaldırmalıyız. Eğer bu tür yapısal değişiklikler yapılmazsa, sürekli maliyet artışları ve ekonomik darboğazlarla karşı karşıya kalabiliriz. Çiftçiler, işverenler, esnaflar ve vatandaşlar için kalıcı çözümler üretmek, daha sağlıklı bir ekonomik yapının temellerini atmamıza yardımcı olacaktır.

Son Dönemde Yaşanan Hukuki Süreçler

Savcılık, kullanılan rahatsızlık verici sözleri “ifade özgürlüğü kapsamında katlanılabilir seviyede eleştiriler” olarak değerlendirmiş.

Şimdi merak edilen acaba Savcılık makamı aynı özgürlükçü yaklaşımı Hüseyin Baş’ın şüpheli olduğu dosyalarda da gösterecek mi?

Muhalefetin Stratejisi ve Siyasetin Gerçekleri

Muhalefetin yapması gereken, kapı kapı gezerek halkı projeleriyle ikna etmek ve Türkiye’nin geleceğini belirleyecek politikaları gündeme getirmektir. Siyaset, sadece polemiklerle değil, sağlam projeler ve inandırıcı söylemlerle şekillendirilmelidir. Aksi takdirde, iktidarın kurduğu siyasi oyun içinde bir figüran olmaktan öteye geçmek mümkün olmayacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Adaylığı ve Anayasal Çerçeve

Muhalefet, bu noktayı güçlü bir şekilde gündeme taşımak yerine erken seçim naraları atarak Erdoğan’ın adaylığına karşı çıkmadığı izlenimi veriyor.
Bu tavır, birkaç açıdan sorun teşkil ediyor. İlk olarak, muhalefet anayasal düzenin ihlal edilmesine karşı çıkması gerekirken, bu konuda net bir söylem geliştirmemesi, kendi siyasi duruşlarını zayıflatıyor. İkincisi, “Erdoğan’ı sandıkta yeneriz” söylemi, hukuki bir meseleye siyasi bir çözüm arama çabası gibi görünüyor. Oysa burada mesele sandıkta yenmek ya da yenilmek değil; anayasal bir hakkın ihlal edilip edilmediğidir.

Ekonomik Bağımsızlık Olmadan Tam Bağımsızlık Mümkün mü?

Türkiye’nin gelecekte tam bağımsız bir ülke olabilmesi için öncelikle ekonomik özgürlüğünü kazanması şarttır. Bu da ancak üretime dayalı, halkın refahını önceleyen ve dışa bağımlılığı azaltan bir ekonomik model ile mümkündür. Milli Ekonomi Modeli, bu noktada Türkiye için önemli bir çıkış yoludur.

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi