9 Kasım 2025 Pazar

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

Gardırop Atatürkçülüğü   

Erdoğan’ın gardırop Atatürkçülüğü eleştirisi, aslında geniş bir bağlamda tartışılması gereken bir meseledir. Türkiye, yalnızca gardırop Atatürkçülüğünden değil, gardırop milliyetçiliği ve gardırop dindarlığından da çekmiştir. Atatürk’ün mirasını sulandırmaya çalışanlar, bir yandan milliyetçiliği sığ bir kavrama indirgerken, diğer yandan da dinin toplumu birleştirici özünü yok sayan bir anlayışı teşvik etmektedir. Oysa Atatürk, milliyetçiliği ve dindarlığı birbirine karşıt değil, birleştirici unsurlar olarak görmüştür.

Doğu Akdeniz’de Güç Dengesi: Türkiye, Kıbrıs ve Küresel Aktörler

Kıbrıs meselesi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik konumu, ulusal güvenliği ve bölgesel etkisi açısından önemli bir konudur. Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki etkisi, özellikle son yıllarda yaşanan uluslararası gelişmeler ve Türkiye’nin dış politikasındaki belirsizlikler nedeniyle zayıflama eğilimindedir. Türkiye’nin Garantörlük Hakkı ve Kıbrıs’ın AB Üyeliği 1960 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık, Kıbrıs’ın bağımsızlığını ve […]

Kıbrıs, Türkiye’nin Akdeniz’deki Kırmızı Çizgisi ve Bağımsızlık Mücadelesidir

Türkiye’nin milli çıkarları, Kıbrıs’ta yalnızca Türkiye ve KKTC arasında güçlü bir birlikteliği gerektirir. Federasyon veya asimilasyon amaçlı planlar Türkiye açısından bir çözüm değil, tehdit olarak görülmelidir. Türkiye, Rum kesimi ile federasyon kurulmasını desteklemek yerine, KKTC ile Türkiye arasında entegrasyonun artırılmasına çalışmalıdır. 2004’teki Annan Planını destekleme hatasına tekrar düşmemelidir.  
Kıbrıs meselesi, Türkiye’nin hem Doğu Akdeniz’deki konumunu hem de milli kimliğini koruma mücadelesinin bir parçasıdır. Bu mücadelede kararlı bir duruş, Türkiye’nin bağımsızlık ruhunu ve milli bütünlüğünü koruması açısından hayati bir önem taşımaktadır.
Unutulmamalıdır ki; Kıbrıs “yavru vatan” değil, “ANAVATAN”dır.

Türkiye Küresel Dengeyi Etkileyecek Potansiyele Sahiptir

Türkiye, tarihinden ve kültüründen gelen birikimiyle bölgesel bir lider olma potansiyeline sahiptir. Ancak bu potansiyeli gerçekleştirebilmek için içeride birliği sağlamak, ekonomik ve siyasi istikrarı korumak gerekmektedir. Türk halkı, bu bilinçle hareket edip, geçmişten ders çıkararak ve bölgesel iş birliğini güçlendirerek, küresel arenada daha güçlü bir konuma gelebilir. Bunun için de milli çıkarları gözeten, dış baskılara karşı dik duran bir politika izlenmelidir. Prof. Dr. Haydar Baş’ın işaret ettiği bu noktalar, Türkiye’nin gelecekteki başarısı için önemli bir rehber niteliğindedir.

Milli Ekonomi Modeli ve ABD Seçimleri

Kapitalizmin ve sosyalizmin bugüne kadar cevap bulamadığı birçok sorun vardır; örneğin, sürdürülebilir büyüme nasıl sağlanır? Gelir dağılımındaki eşitsizlikler nasıl giderilir? Milli Ekonomi Modeli, bu sorulara yanıt sunarken insan fıtratını merkeze alır ve insanların ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirir. Bu da onu diğer ekonomik modellerden farklı ve daha sürdürülebilir kılar. Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Ben ülkemi kâinat devleti yapacağım” söylemi, bu modelin uluslararası arenada da ne kadar iddialı olduğunu göstermektedir.

Trump’ın Geri Dönüşü ve ABD’nin Küresel Oyundaki Yeni Dönemi

Trump’ın yeniden başkan olması, dünya için büyük bir değişim anlamına gelmeyebilir. Yalnızca eskiyen yüzlerin yerini yenileri alıyor; temel politikalar, amaçlar ve hedefler ise değişmiyor. ABD, her zamanki gibi dünya üzerindeki etkisini sürdürmeye çalışacak. Trump’ın bu süreçteki rolü, ABD’nin küresel oyun planındaki değişen aktörü olabilir, fakat senaryonun kendisi değişmeyecektir. Hatta ABD Lobileri Demokratların dünyada eskimiş yüzünü, Trump ile değiştirmek, böylece açmakta zorlandığı bazı kapıları açmayı hedeflemektedir.

Atatürk’ün Milliyetçilik Anlayışı ve Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk, bir konuşmasında etnik kökenleri gündem ederek bölücülük yapmayı saçmalık olarak tanımlamıştır:
“Türk milletinin toplumsal düzenini bozmaya yönelik çabalar boğulmaya mahkûmdur. Türk milleti kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk değildir.”

Filmin sonuna kim karar verecek?

Günümüzde siyaset sahnesinde ve medyada, Türk milletinin birlik ve beraberliğine zarar verecek söylemler giderek artmaktadır. Eğer milletimiz, etnik ve mezhepsel ayrılıkları körükleyenlere karşı durabilirse, bu oyunlar boşa çıkacaktır. Bu tür ayrımcı söylemlerin hiçbir partinin tekelinde olmayan halkımızı temsil edemeyeceğini, asıl temsil gücünün Türkiye’nin birliğine ve bütünlüğüne sahip çıkmakta olduğunu unutmamalıyız.

Cumhuriyete Sahip Çık

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan yönetim, Cumhuriyet yönetimidir.” Cumhuriyet’in 101. yılında, bu değerlere sahip çıkmak ve gelecek nesillere güçlü bir Türkiye bırakmak, hepimizin görevidir. Dış güçlerin etkisiyle veya iç baskılarla yolumuzdan sapmadan, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve özgürlük ilkeleri doğrultusunda ilerlemeye devam etmeliyiz. Bugün Atatürk’ün yolunda kararlılıkla yürüyen milletimiz, Cumhuriyet’i sonsuza dek yaşatma gücüne sahiptir.

Cumhuriyet: Milletin İradesine Sahip Çıkmak

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözüyle çizdiği yolda ilerlemek, bu ülkenin geleceğini şekillendirecek en önemli adımdır. Cumhuriyet, bugünümüz ve yarınımız için, hepimizin el ele vererek yaşatması gereken bir emanettir. Bu emanetin içini doldurmak, onu koruyup geleceğe taşımak, her birimizin vatanına olan borcudur.

Yaşayacak Vatan Bile Bulamayız!

Doğru pozisyon alması gereken millettir. Milletimiz eğer bir insan bir gün ak, bir gün kara, bir gün gri diyorsa; “kardeşim bu adamın ölçüsü yanlış, bu adamdan bana bir fayda gelmez” diye haykırmalıdır. Her zaman aynı mikyası ölçü alan, tüm söylemleri birbiri ile tutarlı olan insanlar ile bir ve beraber olmalıdır.
Eğer bunu yapmazsak vallahi de billahi de biz bırakın ekonominin düzelmesini, bırakın kızlarımızın ölmemesini, bırakın çocuklarımızın ölmemesini, bırakın hırsızlığı arsızlığı, yaşayacak vatan bile bulamayız.

Türkiye’nin Üniter Yapısı Tehdit Altında

Türkiye’nin kurucu değerleri olan Atatürk ilkelerine, milli kimliğe ve Türk kültürüne olan bağlılık, toplumun birlik ve beraberliğinin sağlanmasında en önemli rolü oynar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında, Anayasa ile teminat altına alınmış olan eşit haklar, her bireye bu ülkede eşit haklara sahip olma imkânı tanır. Özellikle Türk kimliğinin içselleştirilmesi, toplumda karşılıklı saygı ve güvenin gelişmesi için gereklidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” sözü, bu bağımsızlık bilincinin temelini oluşturur.

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi