KBB Hekimi Gözüyle Anestezi Yüklenme tarihi 26 Ekim 201526 Ekim 2015 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi PREOPERATÄ°F DEÄžERLENDÄ°RME Õzellikle öksürük, balgam, göğüste aÄŸrı yönünden genel bir anamnez alınmalıdır. Fizik muayenede kardiyovasküler ve solunum sistemlere özel bir dikkat ister. KARDÄ°YOVASKüLER HASTALIK Hipertansiyonlu hastada anestezi esnasında da tedaviye devam edilmelidir. Kardiyak yetmezlik digoksin ve diüretiklerle yeterli olarak tedavi desteklenmelidir. Ä°laçla kontrol altınaalınmış angina’lı hastalar genel anestezi altında kalbin yükü azaldığından hem cerrahiyi hem de anesteziyi tolere edebilirler. Bununla beraber regule olmamış hastalar, iyi kontrol altına alınamamış angina ve dinlenme halinde aÄŸrısı olanlar herhangi bir cerrahi iÅŸlem için yüksek risk grubundadırlar. Bu durumlarda mümkünse hastalar drog ve koroner arter cerrahisiyle düzelene kadar operasyon ertelenmelidir. Elektif cerrahi miyokardiyal infarktusten sonra 6 ay süreyle ertelenmelidir. Ciddi derecede kalp bloku hem anestezist hem kardiolog tarafından dikkatli bir preoperatif deÄŸerlendirmeye tabi tutulmalıdır ve bazen operasyondan önce pace takılması endike olabilir. SOLUNUM HASTALIÄžI üst solunum yolları infeksiyonu, cerrahi kanamayı arttırır ve larengospazma neden olur. Solunum yollarının irritabilite ve hiperemisiyle birlikte aşırı sekresyona neden olmasından dolayı da elektif cerrahi için kontrendikedir. Aktif bir göğüs infeksiyonu varlığında anesteziden sakınılmalıdır ve uygun bir antibiotik verilmelidir. Nazal pasajın obstruksiyonu burun akıntısı cerrahisiz hiçbir zaman temizlenemeyebilir, bu nedenle ameliyat kontrerendikasyon yaratmaz. ÇoÄŸu inhalasyona baÄŸlı ajanların bronkodilatatör etkisinden dolayı astmatik hastalar genel anesteziyi iyi tolere ederler. Hasta bronkodilatatörünü operasyon zamanına kadar kullanmalıdır ve premedikasyonda morfin, fenotiazin veya benzodiazepinler gibi bronkokonstriktörlerden sakınılmalıdır. Aminofilin suposituar faydalı olabilir. Operasyondan hemen önce veya anestesi indüksiyonu esnasında hastanın bronkospazm akut atağına girmesi sonucu cerrahi ertelenebilir. HAMÄ°LELÄ°K Gebelik ilk ve son trimesteri için elektif cerrahi için kontrendikedir. GebeliÄŸin erken dönemlerinde düşük riskinde bir artış olabilir. Düşük meydana gelirse operasyon muhtemelen sorumlu tutulacaktır. GebeliÄŸin son haftalarında artan intraabdominal basınç respiratuar tehlikeye yol açabilir. Respiratuar sisteme aspirasyon gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Ä°kinci trimester genel anestezi için herhangi bir kontrendikasyon oluÅŸturamaz. PREOPERATÄ°F ARAÅžTIRMALAR Rutin araÅŸtırmalara hemotolojik tetkikler ve elektrolit dengesi ile ilgili testler önemli operatif kan kaybı bekleniyorsa grup tayini ve cross match eklenebilir. Anemi tesbit edilirse araÅŸtırılmalı ve tedavi edilmelidir. EÄŸer hasta anormal bir kanama anamnezi veriyorsa ve hastalıktan şüpheleniyorsa; trombosit sayısı, kanama pıhtılaÅŸma zamanı, rotrombin zamanı anormalse hematoloji konsultasyonu gerekebilir. YaÅŸlı hastalar ve kardiovaskuler sistem hastalığı olanlar myokardi iskemisi, kalb yetmezliÄŸi ve kalb büyümesi açısından EKG ve göğüs filmiyle kontrol edilmelidir. PREOPERATÄ°F MEDÄ°KASYON Sedatif droglar: Anksiyetesi çok olan hastalarda sedasyon hastaneye yatış anından itibaren gerekebilir. Gece sedasyonu ayarlanan hastalara diÄŸer kendi ilaçları hafif artan dozlarda verilmelidir. ÇeÅŸitli premedikasyonlar cerrahiden 1-2 saat önce verilebilir. Bu hastanın durumuna ve anestezistin tercihine baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸebilir. Kuru bir göz ve boÄŸaz cerrahi esnasında gerekliyse preoperatif Ä°.M. atropin intraoperatif Ä°.V. verilmesinden daha etkilidir. GENEL ANESTEZÄ° Genel anestezi inhalasyonal ve Ä°.V. anestezi olarak kategorilere ayrılır. Ä°nhalasyon anestezisi gazlara ve volatil likitlere ayrılır. Nitröz oksit Yanıcı olmayan, renksiz, havadan daha ağır, ve hoÅŸ kokuludur. Zayıf bir anesteziktir ve hipoksiden çekiniliyorsa sadece bu ajan kullanılarak genel anestezi yapmak çok zordur. Genel anestesi için % 60-70 nitröz oksit, oksijen içinde diÄŸer ajanlarla birlikte verilir. Nitröz oksit, merkezi sinir sistemi deprese eder. Nitröz oksit, kandaki nitrojenden 34 kez daha çok solübldır ve bundan dolayı her hava içeren kaviteye çok hızlı diffüze olur. Normal bir ortakulakta basınçta artışa ve volümde hafif yükselmeye yol açar. Ortakulak kavitesi sıvı ile dolu ise gazın orta kulaÄŸa etkisi olmaz. Çünkü hava dolu boÅŸluk kalmamıştır. Bu basınç deÄŸiÅŸiklikleri hem faydalı hem zararlıdır. Atelektazik bir zar normal pozisyona döner ve seröz sıvı yer deÄŸiÅŸtirebilir. Nitröz oksit aneztezisinden sonra zar rüptürü bildirilmiÅŸtir. Halotan, enfluran, isofluran Bugün genişçe kullanılan volatil ajanlardır. Hepsi yanıcı deÄŸildir. Hepsi solunum sistemi ve MSS depresyonu yapar. Halotan, myokardı katakolaminlere duyarlaÅŸtırır. Cerrahi sırasında adrenalin infiltrasyonu sırasında halotan kullanımı kontrendikedir. Enfluran ve izoflurin adrenelinle uygun olabilir. Ä°.V. anestezikler Bugün anestezi indüksiyonda eriÅŸkinde kullanılır. Na thiopentan sık kullanılan drogdur. Na+ thiopentanın solunum sistemine ve MSS’ne depresyon etkisi olduÄŸunu iddia edenler vardır. Dikkatli uygulanırsa çok tatminkâr bir ajandır. Narkotik droglar Opiatlar, hem ameliyat öncesi hem ameliyat boyunca Ä°.V. olarak verildiÄŸinde genel anestezik ajanların etkisini arttırır. Morfin 4 saatlik iÅŸler için kullanılır. Daha uzun etkili levorfanol 6-8 saatlik iÅŸlerde kullanılır. Narkotiklerde doza baÄŸlı solunum depresyonu en çok Ä°.V. uygulamadan sonra görülür. Ve Bu etki IV. naloksonla geri döndürülebilir. Ortaya çıkabilen bulantı ve kusma antiemetiklerle tedavi edilir. Antiemetikler Antiemetik kullanılmayan hastaların 1/3’ünde sonradan bulantı ve kusma olacaktır. Ortakulak tipi cerrahilerde bu oran daha da yüksektir. Sebep periferik veya santral olabilir. Antiemetikler periferik sistemi veya kusma merkezini veya her ikisini de etkiler. Premedikasyonda opiatlar kullanılmışsa bir antiemetiÄŸin eklenmesi bulantı olasılığını azaltır. Otolarengolojide genel anestesi tekniÄŸi YetiÅŸkin hastaların çoÄŸunda indüksiyon iv. barbituratla yapılır. Takiben kas gevÅŸetici yapılır. Çene ve larenks kasları gevÅŸeyince direkt larengoskopi ile trakeal intubasyon uygulanır. Tüp hem ağızdan hem burundan gönderilebilir. Anestezi idamesi nitröz oksit, oksijen ve bir inhalasyon anesteziÄŸi ile olur. Duruma göre suni solunum veya spanton solunum ile devam edilir. KONTROLLü HÄ°POTANSÄ°YON Ameliyattaki kanama hem operasyon sahasına yayılarak tekniÄŸe hem de kan volümünü azaltarak anezteziste problem oluÅŸturacaktır. Orta kulak gibi operasyonun çok küçük sahalarda yapıldığı durumlarda küçük miktarlardaki kan bile cerraha büyük zorluklar yaÅŸatır. Bazen rekonstrüktif cerrahiyi imkânsız kılar. Bu durumda kan basıncının azaltılması çok faydalıdır. BaÅŸ boyun cerrahisinin diÄŸer tiplerinde kontrollu hipotansiyon indikasyonu daha azdır. Kan basıncı seviyesi ve kanamayı azaltma arasındaki kesin iliÅŸki tamamıyla tespit edilememiÅŸtir. Hastanın genel durumu, geçmiÅŸ hikayesi, EKG, göğüs filmi, akciÄŸer fonksiyon testleri, rutin kan analizlerinde anormal bulgular varsa riski arttırmamak için kan basıncı düşürülmemelidir. LARENJEKTOMÄ° Kronik obstrüktif havayolu hastalığı olan birçok hastada dikkatli preoperatif deÄŸerlendirme zorunludur. Hava yolunun iyi deÄŸerlendirilmesi gerekir. Bazı hastalarda biyopsiden sonra ödem geliÅŸir. Biyopsi anında iyi bir hava yolu olmasına raÄŸmen, birkaç gün sonra hava yolu tıkanabilir. Nadiren, lokal anestezi altında yapılan trakeotomi bazen en emniyetli yöntem olabilir. Entübasyon esnasında tümör dokusu travmatize edilmemeli ve kanatmaktan kaçınmalıdır. Bu yüzden daha küçük tüp gerekebilir. Trakea kesilmeden önce hastaya % 100 oksijen solutulmalıdır, trakeostomi yapılınca steril bir kaflı trakea tüpü cerrah tarafından trakeostomi içine sokulur. Tüp mümkün olduÄŸu kadar hızlı takılmalıdır. Kanın trakeaya kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kanama risk oluÅŸturabilir. POST TONSÄ°LLEKTOMÄ° KANAMASI Tonsillektomi sonrası kanama hasta için oldukça tehlikeli, anestezist içinse korkulacak bir durumdur. Erken postoperatif kanama gizli kalabilir. Çünkü hasta uykulu veya uykudadır, kanı yutabilir. I.V. yol açılması ve kan temini gerekebilir. Sedatifler kanamayı maskeleyebilir ve kan aspirasyon riskini artırabilir. Hastanın midesi kanla doludur. Bu hastaların çoÄŸu gastrik tüp takılmasını zor tolere ederler. Ve hazogastrik kanamayı daha da arttırabilir. Anestezi indüksiyonu sırasında midedeki kanı kusma veya regürjitasyon baÄŸlı aspirasyon geliÅŸimi, farenksteki kan pıhtısının bronÅŸu tıkaması veya respiratuar obstrüksiyon gibi yapabilmesidir. HAVA YOLU OBSTRUKSÄ°YONU OLAN HASTA İÇİN ANESTEZÄ° Respiratuar obstrüksiyonun etyolojisi ve ÅŸiddeti farklıdır. Ciddi obstrüksiyonlu hastada (distresi olan ve çeÅŸitli destek kaslarla solunum yapanlar) obstrüksiyon glottis bölgesindeyse direkt laringaskopi yapılır (lokal olarak) trakea entübe edilir ve hızlı bir ÅŸekilde genel anestezi verilir. Obstrüksiyon daha fazlaysa veya trismus varsa lokal anestesi altında trakeotomi yapılır. Daha az derecelerdeki obstrüksiyonda anestezinin indüksiyonu, inhalasyon teknikle ve direkt laringaskopi ile intubasyonun yapılabilirliÄŸi görülene kadar spontan solunum ile yapılabilir. Bu durumlarda i.v. anestezi tehlikelidir. LOKAL ANESTEZÄ° Trakeostomi Enzisyon yapılacak bölgenin deri ve derialtına infiltrasyon yapılabilir. Alternatif olarak superior servikal pleksusun klavikular dallarının bloku ile boynun alt yarısının komple anestezisi yapılabilir. Transtrakeal olarak % 4 likodainin 2-3 ml injeksiyonu trakea açıldığı zamanki öksürüğü azaltır. Kulak Lokal anestesi kulak cerrahisinin hemen hemen her tipinde kullanılır. Uzun operasyonlar için lokal anestezi hem cerrah hem hasta için zor olabilir. Operasyonun hassas oluÅŸundan ve hasta sürekli hareketsiz kalacağından mikroskopun kullanımı ve en küçük hareket çok abartılı sonuçlar verebilir. Uyanık hastanın iÅŸitmedeki deÄŸiÅŸikliÄŸi hemen farkedebilmesi ve kuru bir cerrahi saha saÄŸlaması en önemli avantajlarıdır. Operasyon labirent yakınında bir yerde yapılıyor ise dizzınes, bulantı ve kusma yüzünden ameliyat imkansız hale gelebilir. Lokal anestezik solüsyonlar kulak zarını normal olarak geçemezler ama iyontoforez ile geçebilir. Burun cerrahisinde anestezi Anestezinin esasları; hatasız olarak anesteziyi sürdürmek ve hava yolunu açık olarak tutmaktır. Kokain veya katekolaminler topikal kullanılıyorsa halotane kullanımında daha dikkatli olmak gerekir. Ä°sofluran veya enfluran aritmi olduÄŸunda diÄŸerlerine oranla daha uygun alternatiflerdir. Kanamanın azalması için hastanın başı hafif yüksekte olacak ÅŸekilde tutulur. Bu pozisyon kanamayı azaltır ve cerrahi sahaya ulaşımı kolaylaÅŸtırır. Yeterli anestezik kullanımı, hastaya doÄŸru pozisyon verilmesi ve etkili topikal vazokonstriktör kullanımı kanamayı azaltmak için genellikle yeterlidir. Fakat bazı zor rinoplasti veya büyük kanser cerrahisinde kontrollu hipotansiyon kullanılması düşünülebilir. Operasyonun sonunda farinksteki tampon çıkartılmalı, farinksteki kan aspire edilmeli ve trakeal tüp çıkarılmadan önce faringeal oirway konulmalıdır. Nazal tampon varsa güvenilirliÄŸi kontrol edilmelidir. Jet ventilasyon kullanımı Bronkoskopide kullanılan jet vantilasyon tekniÄŸinin bazı ÅŸekilleri mikrolaringoskopide de uygulanmaktadır, en büyük avantajı larenksin görünüşünü engellememesidir. GeniÅŸ tümörler kitle etkisi ile kapanıklık yapar, bu nedenle tüplü normal ventilasyon kullanışızdır. Jet ventilasyon sistemleri çok düşük akciÄŸer kompliansı olan hastalarda yeterli vantilasyonu saÄŸlayamayabilir. Larenkste lazer cerrahisi Anestezide kullanılan tüp laserden korunmalıdır, bazen tüpler yanabilmektedir. Metal yüzey lazerin yansımasına neden olabilir. Bronkoskopi Bronkoskopide de genel anestezi teknikleri larengoskopi gibidir. Bu iÅŸlem teÅŸhis ve tedavi amacıyla rijid veya fiberoptik bronkoskopla yapılır. Rijid bronkoskopi, uygun bir yolla bronkoskop sokulduktan sonra devamlı oksijen ve genel anestezik birlikte verilmelidir. Anestezi yeterince derin olmalıdır. Glottis ve üst trakea lokal anestezi ile bronkoskop sokulmadan önce uyuÅŸturulmalıdır. Vantilasyon kontrolü ile kısa etkili kas gevÅŸeticiler kullanılabilir. Bronkoskopi kardiyak ve pulmoner rezervleri iyi olan hastalarda problem oluÅŸturmaz. Tecrübesiz ellerde yapılan bronkoskopide dış ve orofaringeal dokuya travma ortaya çıkabilir. Kanama bazen görülebilir. Pnömotoraks nadirdir. Faringoskopi ve özofagoskopi Genel anestezi bu prosedürler için gerekmeyebilir. Õzofagoskopi için iyi bir kas rölaksiyonu gereklidir. Çünkü özofagus rüptürü olabilir. Bazen kardiyak disritmiler meydana gelebilir. Trakeostomi Emin bir trakeostomi için trakeal intübasyonun tam yapılması gerekir. Bazı vakalarda genel aneztesi tehlikeli olabilir. Bazen trakeostominin lokal anestezi altında yapılması gerekebilir. Anestezi Larenksin en dar yeri eriÅŸkinlerde glottik açıklık iken, 10 yaşın altındaki çocuklarda krikoid kartilaj seviyesidir. Õzofagusun önünde uzanan ve tam bir halka ÅŸeklinde olan tek kıkırdak krikoid kıkırdaktır. Anestezistler mide içeriÄŸinin regürjitasyon ve aspirasyonunu önlemek için sıklıkla bu kıkırdak üzerine baskı uygularlar. Romatoid artritte krikoaritenoid eklemin tutulumu sonucu hava yolunda daralma meydana gelebilir. Bu nedenle romatoid artritli hastalarda körlemesine entübasyon yapılmamalıdır. Stridor, larengeal spazm ve bronkospazm Larenksin baÅŸlıca görevi trakeobronÅŸial sistemi sekresyon ve yabancı cisimlerin aspirasyonundan korumaktır, bunu da kapama ve refleksi ile saÄŸlar. Stridor Yetersi glottik kapamaya verilen tanımdır. Genellikle tümör, ödem, skar ya da sinir zedelenmesi nedeniyle hava akımının larenkste türbülans oluÅŸturması ile meydana gelir. Ä°stirahat halindeyken stridor varsa havayolu çok baskılanmış demektir. Bu gibi hastalarda havayolu emniyete alınmadan genel anestezi verilmesi kontrendikedir. Laringeal spazm Yalancı kordların sürekli spazmına baÄŸlı olarak geliÅŸen tam glottik kapanmadır. Acil tedavi gerektirir. Stimulus uzaklaÅŸtırılmalı, % 100 oksijen ile sürekli pozitif basınçlı solunum yaptırılmalı ve süksinil kolin gibi hızlı etkili kas gevÅŸetici verilmelidir. Larenks spazmı; herhangi bir yerine aÄŸrılı bir uyaran verilmesi ya da yetersiz bir genel anestezi altındayken hava yolunun uyarılması sonucu geliÅŸir. DiÄŸer bir sebebi de mide içeriÄŸinin aspirasyonudur. Reküent laringeal sinir zedelenmesi Unilateral ise nadiren havayolu obstrüksiyonu olur. Fakat bilateral rekürent sinir paralizilerinde üst havayolu obstrüksiyonu geliÅŸebilir. Hastalar tipik olarak, endotrakeal tüpten çok rahat solurlar, fakat tüp çıkartılınca hızla ÅŸiddetli solunum güçlüğü geliÅŸir. Bilateral rekürren paralizilerinde günler boyunca trakeanın reentübasyonu yapılmalıdır. Nonkardiak pulmoner ödem Daha önceden kardiopulmoner hastalığı olmayan hastalarda da hava spazmı pulmoner ödem ile sonuçlanabilir. Hava yolu tıkalı hastayı solutmak için tekrar tekrar yapılan giriÅŸimler nedeniyle pulmoner ödem meydana gelebilir. Genel anestezi öncesi hava yolu problemlerine ait dikkatli bir anamnez alınmalıdır. Yapısal ya da konjenital hiçbir yapısal anomali olmasa bile entübasyon güç olabilir. Bazen acil trakeotomi gerekebilir. LOKAL ANESTEZÄ° KOMPLÄ°KASYONLARI Komplikasyonların görülmesi sadece yapılan anesteziÄŸin miktarına deÄŸil, aynı zamanda yapıldığı yere de baÄŸlıdır. Kaza ile vertebral ya da karotid artere 1 ml. lokal anestezik yapılmışsa merkezi sinir sistemi toksisitesi oluÅŸur. M.S.S. toksisitesini genellikle kardiovaskuler ve respiratuar toksisiteler izler. Hastalarda her zaman olmamakla beraber ağız çevresinde uyuÅŸukluk ve karıncalanma, metalik tat, tinnitus veya zil sesi, faysal çekilme ve nistagmus görülebilir. Bradikardi, hipotansiyon, ventriküler taÅŸikardi ve fibrilasyon, iletim blokajı ve kardiak kollaps gibi kardiovaskuler semptomlarda görülebilir. Kokain diÄŸer lokal anesteziklerden çok daha kardiotoksiktir. KOKAÄ°N TOKSÄ°SÄ°TESÄ° Kullanıldığında hem vazokonstrüksiyon yapar hem de müköz membranlarını daraltır. Kokain burun pasajının topikal anestesinde ve müköz membranları daraltarak kanamayı önlemede kullanılır. Koroner arter hastalığı olanlar kokain toksisitesine daha yatkındırlar. M.S.S. toksisite belirtileri ajitasyon, halusinasyon, baÅŸaÄŸrısı, konvülsüyondur. Kokain toksisitesinden korunmanın en iyi yolu, hastaların dikkatli seçimi, tavsiye edilen dozun tamamının bir kerede yapılması yerine multipl dozlar halinde verilmesidir. Tavsiye edilen doz (3 mg/kg.)dır. EPÄ°NEFRÄ°N TOKSÄ°SÄ°TESÄ° Bu gruptaki ilaçlar kulak mikrocerrahisinde ve intranazal cerrahide vazokonstrüksiyon oluÅŸturmak ve kanamayı önlemek için kullanılırlar. Tek başına kullanıldığında sıklıkla taÅŸikardi, hipertansiyon ve kardiak aritmi oluÅŸturabilirler. Ä°nhalasyon anestezikleriyle birlikte kullanıldığında ciddi kardiak aritmiler görülebilir. 1:50.000’den yüksek konsantrasyonlardaki epinefrinin daha ileri bir vazokonstrüktif etkisi yoktur. Hastaların % 50’sinde aritmi oluÅŸturan dozlar; 1) Halotan (epinefrin serum fizyolojik içinde enjekte edilir); 2.1 Mg/kg 2) Ä°soflurane (epinefrin serum fizyolojik içinde enjekte edilir); 6.7 Mg/kg 3) Enflurane (epinefrin serum fizyolojik içinde enjekte edilir); 10.9 Mg/kg Epinefrinin submukozal enjeksiyonunda maksimal tek doz; Halaton için; 1.5 Mg/kg Ä°soflurane; 4.5 Mg/kg Enflurane; 5 Mg/kg 30 dakikadan önce bu dozlar tekrarlanmamalıdır. NÄ°TRÕZ OKSÄ°T Genel anestezi oluÅŸturmak için diÄŸer potent inhalasyon ya da intravenöz anesteziklerle birlikte kullanılır. Yanıcı bir gaz deÄŸildir ama dikkatli kullanılmalıdır. Bu nedenle laserle birlikte kullanılmamalıdır ya da birkaç dakika önce gaz kesilmelidir. Nitrojenden 34 kez daha fazla çözünürlüğü vardır. Orta kulak gibi hava boÅŸluklarına nitrojenden çok daha hızla girer ve orta kulak basıncını anlamlı derecede yükseltir. Normal koÅŸullarda bu basınç pasif olarak östaki tüpü vasıtasıyla nazofarenkse boÅŸalır. EÄŸer östaki tüpü ödem, enflamasyon ya da skar nedeniyle daralmışsa nitröz oksit verimini takiben birkaç dakika içinde orta kulak basıncı çok yükselir. Timpanik membran rüptürü, önceden yapılan orta kulak rekonstrüktif cerrahisinin bozulması ve timpanik membran greftinin yer deÄŸiÅŸtirmesi nitröz oksit kullanımının bazı yan etkileridir. Timpanoplastide kullanıldığında konsantrasyonunun % 50 ile sınırlandırılması ve greftin konulmasından en az 15 dakika önce kademeli olarak kesilmesi gerekmektedir. ÇözünebilirliÄŸi nedeniyle nitröz oksitin kesilmesi orta kulakta negatif basınç oluÅŸturabilir ve buna baÄŸlı olarak belirgin seröz otitis media ya da geçici postoperatif iÅŸitme kaybı görülebilir. HAVA EMBOLÄ°SÄ° Ä°nsizyon saÄŸ kalp seviyesinden yukarıda olduÄŸu zaman, venöz hava embolisi riski vardır. Venöz laserasyonun büyüklüğü ve saÄŸ kalbe göre iliÅŸkisi havanın dolaşıma ne kadar fazla ve ne hızda gireceÄŸini belirler. Åžayet hava ufak baloncuklar halinde ve yavaÅŸ girerse bunlar akciÄŸere kadar gider, burada normal olarak kan tarafından emilir. Havanın hızlı girmesi halinde ise saÄŸ ventrikül çıkışında obstrüksiyona yol açar ve kardiak arrest geliÅŸir. Major baÅŸ ve boyun cerrahisinde cerrahi saha 15ø-20ø yükseltildiÄŸi için hava embolisine eÄŸilim artar. Bu durum venöz sistemde yer çekiminin yol açtığı negatif basınca baÄŸlıdır. BaÅŸ boyun cerrahisinde bu riski taşıyan hastaların hava embolisi bakımından monitörize edilmesi çok önemlidir. Monitörizasyon erken teÅŸhis ve gereken tedbirlerin alınmasını saÄŸlamıştır. Masa sol tarafa yatırılarak hasta lateral dekubitis pozisyonuna getirilir. Bu pozisyon havanın saÄŸ ventrikül ve pulmoner artere girmesini önler. Santral venöz kateter veya pulmoner arter kateterinden bu havanın aspirasyonu gerekebilir. PULMONER ASPÄ°RASYON SENDROMU Pulmoner aspirasyon, anestezi ile ilgili morbiditite ve mortalitede en önde gelir, anestezi ile ilgili ölümlerin yaklaşık % 10’unu oluÅŸturur. Pulmoner aspirasyon sıklıkla sıvı aspirasyon ve nadiren de katı aspirasyon ihtiva eder. Aspire edilen sıvı materyal asit, alkali veya nötral sıvılardır. Aspire edilen kritik hacim 25 ml civarındadır (0.3-0.4 ml/kg). Kan veya kan pıhtılarının aspirasyonu havayolunun mekanik obstrüksiyonu dışında pnömoni için daha fazla risk taşımaz. Mide muhtevasının aspirasyonunun engellenmesi için operasyondan önce 5 saatten az olmamak üzere kalmak gerekir. Bütün önleyici tedbirlere raÄŸmen pulmoner aspirasyon olabilir. Aspirasyonun tip ve ağırlığına göre, bronkoskopi, mekanik ventilasyon ve pozitif ekspiratuar basınçlı uygulamalar gerekebilir. Aspirasyondan dolayı oluÅŸan hipovolemi tedavisi için agresif intravenöz sıvı replasmanı gerekebilir. Rutin kortikosteroid ve profilaktik antibiyotik tedavisi tavsiye edilmez. MYOKARD Ä°NFARKTüSü MI anestezi ve operasyonunun potansiyel bir komplikasyonudur. Anestezi ve ameliyat esnasında daha önce hiç MI geçirmemiÅŸ bir hastanın MI geçirme riski 1/700’dür. Daha önce MI hikayesi olan hastalarda anestezi esnasındaki MI oranları artar. 6 aydan daha önce MI geçirmiÅŸ bir hastanın MI riski % 6, 0-3 ay arasında geçirmiÅŸ olanda MI riski % 35; 4-6 ay önce geçirilmiÅŸ MI’da bu risk yaklaşık % 15’dir. Ameliyat esnasında geliÅŸen MI’da ölüm oranı % 50-70’dir. Hastanın yaşının 70 veya daha fazla olması, ameliyatın 4 saatten daha uzun sürmesi, konjestif kalp yetersizliÄŸi olması, ventriküler anevrizma veya ventriküler disfonksiyon, riski anlamlı bir ÅŸekilde artırır. Solunum yolu ameliyatlarında sık olarak meydana gelen bronkospazm, larengeal spazm, taÅŸikardi, hipertansiyon, hiperkapni, hipoksi gibi diÄŸer faktörler de mortalite artışında predispozan faktörlerdir. EÄŸer mümkünse MI’dan sonra ameliyatı en az 6 ay ertelemek gerekir. KARDÄ°AK ARREST Anestezi altında kardiak arreste neden bazı durumlar: Hipoksemi, asidoz, hipovolemi veya aşırı dozda anestezik madde verilmesidir. DiÄŸer bir sebep ise entübasyonun hatalı yapılmasıdır. Kardiak arrest nedenleri arasında hava yolu problemleri % 15’dir. MALÄ°GN HÄ°PERTERMÄ° SENDROMU Malign hipertermi spontan olarak fizik egzersiz sırasında meydana gelebildiÄŸi gibi inhalasyon anestezikleri veya süksinilkoline baÄŸlı olarak da ortaya çıkabilir. DeÄŸiÅŸik araÅŸtırmalarda malign hipertermi insidansı 1/5000 ile 1/50.000 arasında deÄŸiÅŸir. Malign hipertermi ailevî eÄŸilim gösterir ve otozomal olarak geçer. Genellikle anestezinin baÅŸlangıcında ortaya çıkarken, post operatif 24 saat içinde de görülebilir. Erken teÅŸhis ve süratle dantrolen uygulanırsa mortalite sıfıra kadar düşer. Ancak erken tespit edilip, acil dantrolen tedavisine baÅŸlanmazsa mortalitte oranı % 70-100’dür. www.ahmethamdikepekci.com Benzer Yazılar AÄŸrısız DoÄŸum ile EndiÅŸelerinizden Kurtulun Weaning – Mekanik Ventilatörden Ayırma Renal Replasman Tedavisi Periferik Sinir Blokları HEMEN PAYLAÅžFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp