6 Temmuz 2024 Cumartesi

Orhan Boran ve 14 Mart

Orhan Boran…

Bu ismi birçoğumuz biliriz.

Orhan Boran, Türk radyo ve televizyon sunucusu ve aktör. 1960’lı yıllardan itibaren, “Ayaküstü Gırgırı” adıyla Türkiye’de ilk Stand-Up geleneğini başlatan ünlü mizah ustası.

Orhan Boran’ı 2012’de kaybetmiştik.

Bu özellikler, belki birçoğumuzun bildiği özellikleri.

Bunlar çok önemli özellikler belki ama, Orhan Boran’ın çok farklı bir özelliği daha var. Ve bu özellik bence çok daha önemli. Orhan Boran, Hikmet Boran’ın oğlu.

Hikmet Boran kim mi?

“1901-1945 yılları arasında yaşamış Türk doktor”. Hikmet Boranı, vikipedi bu cümle ile tanıtmaya başlıyor.

1919’un Mart ayında, İstanbul’da, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, İngiliz birlikleri tarafından işgal edilmişti. İşgalcilere karşı ayaklanmak ve okulu kurtarmak için çareler arayan öğrenciler; okulun kuruluş yıldönümü olan 14 Mart’ı topluca kutlamaya karar verdiler. Tıbbiye 3. sınıf talebesi olan Dr. Hikmet Boran önderliğinde büyük bir gösteri yaparak okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı astılar. İşgal kuvvetleri bu duruma müdahale ettilerse de durduramadılar. Böylece Tıbbiye-i Şahaneye, işgalciler tarafından asılmak istenilen İngiliz bayrağı asılamamış. Yerine İstanbul’un gerçek sahibi Türk Milletinin Bayrağı “Türk Bayrağı” asılmıştır. Bu olay işgale karşı dik duruşun sembolü olmuştur. Ve 14 Mart’ın hemen ardından Tıbbiyeli öğrenciler hep birlikte Atatük’ün ardından Anadolu’ya geçerek Milli Mücadeleye katılmışlardır.

Aynı zamanda 14 Mart, II. Mahmut döneminde 14 Mart 1827’de Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulmuş olan Türkiye’de ilk cerrahhanenin kuruluş tarihidir. Bu tarih Türkiye’de modern tıp eğitimlerinin başladığı gün olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle okulun kuruluş tarihi olan 14 Mart tarihi Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır. Cerrahhanenin kuruluş yıldönümü olan 14 Martta, Dr. Hikmet Boran ve arkadaşlarının işgal güçlerinin karşısına resmen çıkışı, bugünkü Tıp Bayramı’nın sebebini oluşturur.

14 Mart aslında, Tıbbiyelilerin şahsında Türkiye’nin düşman işgaline karşı ilk başkaldırısının yıldönümüdür.

Tıbbiyelilerin başkaldırısı, dik duruşu, Türk halkının işgale karşı duruşunun ve Atatürk’ün başlattığı Milli Mücadeleye öbek öbek katılmasının başlamasını da sağlamıştır.

 

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkarak Milli Mücadeleyi başlatan Mustafa Kemal Atatürk, 22 Haziran 1919’da yayınlamış olduğu Amasya Genelgesi ile ulusun içinde olduğu durumu ortaya koyarak Ulusal bir heyet kurulma zaruretini ortaya koymuştur. Bunun ardından 23 Temmuzda Erzurum Kongresi, 4 Eylül’de de Sivas Kongresi toplanmıştır. Sivas Kongresine katılanlar arasında Askeri Tıbbiye öğrencilerini temsilen katılan Hikmet Boran da vardır. Sivas Kongresine katılan tüm delegeler, Atatürk ile aynı fikirde değildir. Hatta delegeler arasında manda fikrini savunanlar çoğunluktadır. İşte bu kongrede Atatürk’ün baş destekçilerinden birisi de Dr. Hikmet Bey olmuştur.

“Paşam murahhası (delegesi) bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya İstiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle red ve takbih (kınama) ederiz. Farzımuhal manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz. “  şeklindeki konuşması ile Dr. Hikmet Bey, kongreye damga vurmuştur. Mustafa Kemal Paşa bu konuşmanın ardından :

“Evlat müsterih ol, Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz ekalliyetle (azınlık) kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklal, Ya Ölüm ! ifadelerini kullanmıştır.   

Zaferden sonra İstanbul’a dönerek Tıbbiyedeki eğitimini tamamlayan Hikmet Boran, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde doktorluk yapmıştır. Tabip Yarbay iken, 1944 yılında Sarıkamış’ta karda mahsur kalan Mehmetçikleri kurtarmaya çalışırken, verem hastalığına yakalanmıştır. Ve 1945 yılında 44 yaşında iken, tedavi gördüğü İstanbul Senatoryum Hastanesinde Hakk’a yürümüştür.   

Meslektaş olmaktan gurur duyduğum Dr. Hikmet Bey ve arkadaşlarının Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında Kurtuluş Savaşında ortaya koydukları üstün gayreti görünce, insan “14 Mart Tıp Bayramı” na çok daha farklı bakıyor.

Ülkemizde kullana birçok özel gün gibi ithal olmayan, Tıbbiyelilerin adeta kanları ile yazdıkları bir tarih 14 Mart.

Milli Mücadeleye Türk Milletinin aktif olarak katılmasını simgelemesi açısından, sadece Tıbbiyelilerin değil, tüm Milletimizin günü, bayramı aslında 14 Mart.

Bu vesile ile Dr. Hikmet Boran’ın şahsında Milli Mücadele sırasında şehit olan tüm Tıbbiyelileri minnet ve saygı ile anıyorum. Ve tüm meslektaşlarımın “14 Mart Tıp Bayramı” nı kutluyorum.

 

Dr. Öğr. Üyesi Ali Bestami Kepekçi / 14 Mart 2020

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi