19 Mayıs 2024 Pazar

A mı B mi? Yoksa!  

Bugün biraz sizlerle sohbet edelim, ne dersiniz? 

Şöyle bir bakıyorum da “tuz koktu” derler ya! Tam bu hali yaşıyoruz.  

Ötekileştirme mi dersiniz, birilerine hoş görünme adına tüm değerlerinizi çiğnemek mi dersiniz, hepsi var. Çok net konularda bile her nasılsa kutuplaşmayı başarıyoruz. Hafta sonu yeşil sahalarda bir hakem saldırısı olayına tanıklık ettik, bu konuda bile kutuplaşmayı başarıyoruz. İşte hayvanseverlik meselesi. Başı boş hayvanlara karşı nasıl bir tavır alınmalı konusu. Olayları tartışma, çözüm üretme yerine, hep tüm konulara fanatizm ile yaklaşıyoruz. Her basit konuyu vatandaşlarımızın birlik ve beraberliğinin bozulmasına vesile kılıyoruz, birbirimizi ötekileştiriyoruz.  

Siyaset de böyle. A ve B şeklinde çift kutup oluşturularak birbirimize saldırıyoruz. Sorunları, çözüm yollarını konuşmuyoruz, hep karşı fikre saldırıyı maharet sayıyoruz. Her zaman doğru da dese yanlış da dese dinlemeden diğer tarafa tu kaka diyoruz. Hep A ile B’nin çatışmasını görünce herhalde başka seçenek yok diyerek; kendimizi A ya da B olmaya zorluyoruz ve başlıyoruz karşıya saldırmaya. Hiç düşünmüyoruz bile; ya da düşünmemize izin verilmiyor, kavgadan, ötekileştirmeden dolayı.

Acaba başka seçenek yok mu? A ve B kavgasında o kadar ses şamata çıkarılıyor ki; farklı fikir düşünceler seslerini duyuracak platform bulamıyor. E ne oluyor o zaman? Kavga etmekten çözümü konuşacak zaman kalmadığı gibi yeni oluşumların da önü tıkanıyor.  

Sözüm ona demokrasi var! Ama A ve B den başkasını seçme hakkımız nerde ise elimizden alınmış. Yıllardır bir kadro da çıkmış, dur durak bilmeden bir mücadele veriyor.

Kral çıplak” diyor,

Karanlığa küfretmek yerine mum yakmak” prensibini kendine yol belliyor,

Yol gösterici kutup yıldızını ötelerde aramıyor “Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı” ana unsur olarak kabul ediyor,

Çözüm yollarını onda bunda aramıyor “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!” sözü gibi çözümü ortaya koyuyor.  

Tüm ömrünü bu vatana, bu millete adayarak, bu kadroyu ilmek ilmek dokuyup yetiştiren Prof. Dr. Haydar Baş’a selam olsun! 

Sadece kadro yetiştirmekle kalmayıp takip edilecek yolu da kare kare tarif eden Prof. Dr. Haydar Baş’a selam olsun! 

Prof. Dr. Haydar Baş, kültürel, sosyal, bilimsel ve siyasi birçok faaliyete önderlik ederek yol göstermiş, yön vermiş, kıyamete kadar bu milleti payidar kılacak formülleri ortaya koymuştur. Birliğin ve beraberliğin adresini sunan Sayın Baş söylemlerini 3 başlık altında toplamıştır.  

  1. Kendi vatandaşlarımızın emeği ve yeraltı kaynaklarımızla beraber bizi ayakta tutacak bir ekonomik sistem geliştirmiş, adına Milli Ekonomi Modeli demiştir. “Borç alan, emir alır” sözünden yola çıkararak, ekonomik bağımsızlığın formüllerini sunmuştur.
  2. Sünni, Alevi, Caferi çatışmasına son verip birliğin adresini Ehl-i Beyt inancı olarak göstermiş Ehl-i Beyt’in hayat tarzını topluma anlatmayı kendine görev bilmiştir.
  3. Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, “Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır” diyerek birliğin adresi olarak göstermiştir.

İşte biz bu iplerin ucunu tutarsak ülkemiz refaha, huzura erecektir. Bakınız son günlerde Mustafa Kemal Atatürk’e karşı Kurtuluş Savaşı sırasında mücadele eden, Cumhuriyet ile Mustafa Kemal Atatürk ile sorunları olan insanlar yeniden reklam edilerek, isimleri caddelere verilmiştir. Gelinen noktada Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin yöneticileri bile Cumhuriyet düşmanlarını savunur hale gelmişlerdir. Bunlar hep göstermektedir ki; hep hedef ülkenin kurucu unsurlarıyladır. Mustafa Kemal Atatürk’e olan saldırı aslında Cumhuriyetedir, ülkemizin üniter yapısınadır, milletimizin birlik ve beraberliğinedir.  

Biz eğer Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet ayakta tutmak istiyorsak, her zaman net bir duruş gösteren, Milli Ekonomi Modelinin uygulandığı, Ehl-i Beyt’in sevgisinin hâkim olduğu, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı iktidarı hedeflemeliyiz.

Gelin ciddi fedakarlıklar yaparak; “24 yaşında kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına adıyorum diyen Deniz Gezmiş gibi ben de kendimi 29 yaşında Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına adıyorum” diye BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ile birlikte olalım. BTP saflarında gelin bu mücadeleyi birlikte verelim. “Milli Ekonomi” diyelim, “Mustafa Kemal Atatürk kırmızı çizgimizdir” diyelim, Prof. Dr. Haydar Baş’ın ifadesi ile “İnsan gönüldür gönül” diyelim, Hünkâr Hacı Bektaş’ın ifadesi ile “İncitsen de incitme” diyelim.  

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi