Ahtapotun Kolları, Safra Taşları ve “Yeni Temizlik” Yüklenme tarihi 31 Mayıs 202531 Mayıs 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Son on günde Ankara’dan İstanbul’a uzanan siyasi hattı kaplayan üç güçlü metafor duyduk: ahtapot, safra taşı ve elbiseyi askıya asmak. Her biri, iktidarın hem iç hem dış cephede yürüttüğü “temizlik” operasyonunu farklı açılardan işaret ediyor. Gelin, olayları kronolojik sıraya yerleştirip analiz edelim. 1. Savcı Sayan’ın “Askıdaki Elbise” Uyarısı 21 Mayıs’ta AKP’li Savcı Sayan, “Sayın Cumhurbaşkanına en yakın benim deyip her tarafta işini hallediyorsun…” diye başlayan tweet serisiyle parti içindeki gölge figürleri hedef aldı. 24 Mayıs’taki ikinci paylaşımda “Elbiseyi askıya astım, kimin üzerine uyuyorsa o giyebilir” dedi. Bu, Erdoğan’a yakın çevredeki isimsiz aktörlere “zaman daralıyor” mesajıydı. Parti vitrini süsleyen bazı isimlere, “ya suçunu kabul edip çekil ya da yakında teşhir olacaksın” deniyordu. 2. Erdoğan’ın Ahtapot Metaforu 25 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’ye yönelik yolsuzluk suçlamalarını “İstanbul’dan dünyaya uzanan ahtapotun kolları” olarak resmetti. Ahtapotların 8 adet kolu vardır. Ahtapotların sinir hücrelerinin %60’ı kollarında bulunur. Bu özellik sayesinde kollar beyinden bağımsız olarak hareket edebilir. Her bir kol, kendi “mini beyni” gibi çalışır. Ahtapotlar, kopan kollarını zamanla yeniden büyütebilir. Bu, doğal savunma mekanizmalarının bir parçasıdır. Biyolojiden ödünç alınan bu imge boşa değil: Haliphron atlanticus’un sekiz metreyi aşan kolları gibi, iktidara göre CHP’li belediyelerin “çıkar ağı” da hem yurt içine hem dışına yayılıyor. Ahtapotun kollarının beyinlerinden bağımsız hareket edebilmesi detayı, Erdoğan’ın anlatısında kritik: “Merkezden talimat almadan da kendi kendine işleyen, ama aynı hedefe hizmet eden” bir yapı tarifleniyor. Kollar kesilse bile yeniden filizlenme kabiliyeti—yani CHP’deki “mevcut kadrolar gider, yenileri gelir” argümanı—bu metaforun ikinci katmanını oluşturuyor. 3. Yeni Şafak’ın “Yüksek Faiz Sarmalı” Manşeti 26 Mayıs’ta iktidara yakın Yeni Şafak Gazetesi, ekonomi politikasında son iki yılda yaşanan yön değişikliğini ele alarak, “yüksek faiz–duran sanayi” ilişkisini ön plana çıkardı. Haberde, finansmana erişimdeki sıkıntıların üretimi olumsuz etkilediği, sanayi çarklarının yavaşladığı ve reel sektörün giderek zorlandığı vurgulandı. Bu çıkış, bazı çevrelerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu tablonun dışında tutarak mevcut ekonomi yönetimini hedef alan bir mesaj olarak yorumlandı. Öte yandan, geçmiş yıllarda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu döneminde, gazetenin sahibi Albayrak Grubu’nun yaklaşık 3 milyar TL’lik bir araç kiralama ihalesi aldığı biliniyor. Bu durum, söz konusu eleştirinin, iktidar içindeki hassas dengeleri gözeten bir ön alma çabası mı yoksa ekonomi politikalarında sistem içi bir yön değişiminin sinyali mi olduğu sorularını gündeme getirdi. 4. “Safra Taşlarından Kurtulacağız” 27 Mayıs’ta Erdoğan, Sayıştay töreninde “Türkiye’yi safrasındaki taşlardan kurtaracak her adım milletimizin kazancıdır” dedi. Tıpta safra taşı çoğu zaman sessizdir fakat tıkanma anında şiddetli kriz yaratır ve cerrahi müdahale gerekir. Erdoğan’ın benzetmesi, yıllarca birikmiş ama artık “tıkanıklık” yaratan unsurlara neşter vuracağını gösteriyor. Üstelik safra kesesi çıkarılınca kişi yaşamaya devam eder; bu da “operasyon sistemi ölümcül biçimde sarsmaz” mesajı demek. 5. Muhalefetin Karşı Hamlesi Aynı gün CHP lideri Özgür Özel, ‘ahtapotun’ iktidar olduğunu söyleyerek metaforu tersine çevirdi ve Fatih Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını gündeme taşıdı. Özel’in çıkışı, metafor savaşının muhalefet cephesinde de benimsendiğini gösterdi. Metaforların Ortak Noktası: İç Tasfiye + Meşruiyet İnşası Genişleyen Suç Çemberi Ahtapot CHP’yi, safra taşı ise “içerideki” problemli aktörleri simgeliyor. Böylece iktidar hem dış düşman (muhalif belediyeler) hem iç düşman (parti içi klikler) tanımlayarak toplumsal konsolidasyonu pekiştiriyor. Yıpranmayı Durdurma Çabası Yeni Şafak manşeti, ekonomik memnuniyetsizliği önceden sahiplenerek öfkenin muhalefete yönelmesini engellemeyi hedefliyor. Sorunu dillendirenin “yandaş” gazete olması, eleştirinin “sistemi değil, uygulayıcı kadroları” hedeflediğini ima ediyor. Hüseyin Baş’ın Erken Uyarısı ve Olası Senaryo Hüseyin Baş, aylar önce “yandaş olmak bile para etmeyecek” dediğinde bir gelecek projeksiyonu sunmuştu. Son on günde gördüklerimiz, bu öngörünün hızla gerçeğe dönüştüğünü gösteriyor. Parti içi aktörler kamuoyuna teşhir edilerek ekonomideki memnuniyetsizlik, sadakat sorgulamasına dönüştürülüyor. Böylece kriz, “ihanet–temizlik” eksenine çekiliyor. Sonuç: Cerrahi mi, Temizlik mi? Ahtapot, kopan kolunu yeniden çıkarabilir; safra taşı ise ancak cerrahi müdahaleyle alınır. Bu iki metaforu aynı anda kullanılması muhalefete dönük yaklaşımı iki yönlü tanımlıyor: Ahtapot benzetmesiyle, CHP ve muhalefet belediyelerinin ülke geneline yayılan etkisini vurgularken, bu yapının tüm kollarıyla birlikte deşifre edilip kesilmesi gerektiğini ima ediyor. Yeniden büyüme ihtimali ise bir tehdit olarak görülüyor; bu nedenle köklü ve kalıcı bir müdahale çağrısı yapılıyor. Safra taşı benzetmesiyle ise, sistemin içinde varlığını sürdüren, henüz sessiz ama zamanla krize dönüşebilecek yapıların – yani yerleşik muhalif ya da “istenmeyen” unsurların – doğrudan, radikal yöntemlerle temizlenmesi gerektiği savunuluyor. Bu tablo, Türkiye siyasetinin artık metaforlarla yürütülen bir mücadeleden çok daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Gerçek cerrahi müdahale, kurumların şeffaflığına, yargının bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne yönelmektir. Aksi hâlde, metaforlar büyür; gerçekler ise gözden kaçar. Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp