Duyduk Duymadık Demeyin! Zenginleşmişiz Yüklenme tarihi 24 Ocak 2017 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH), bir ülkede belirli bir zaman diliminde (genellikle bir yılda) üretilen mal ve hizmet biçimindeki çıktıların parasal değerlerinin toplamıdır. GSMH, üretim, tüketim ve gelir yönlü hesaplamalardan elde edilir. Bu hesaplamalarda kayıt içi kayıt dışı tüm işler hesaba katılır. “Bizde kayıt dışı işler çok. Bunlar milli gelir hesabına girmiyor” şeklindeki inanış yanlıştır. Ülkemizde milli gelirin hesaplanmasında belli dönemlerde hep değişikliğe gidilmekte. Son yıllardaki en kapsamlı değişiklik 2006 yılında yapılmıştı. 2016 hesaplamalarında milli gelir hesaplamalarında revizyona gidilmesi ile TÜİK açıklamalarında kişi başına düşen gelirin 9 bin 130 dolara düşmesi beklenirken bir anda 11 bin 14 dolara çıktığını öğrendik. Kapital sistemde ekonomi verileri kötüye gidince; en iyi bulunan çözüm hesaplama şekillerinin değiştirilmesidir. Bu değişim “uluslararası standartlara uyum” için yapılması gereken düzenlemelerdir denilip kapital sistemin bir gereği olarak lanse edilmektedir. Hesaplama şekli değişince eski dönemlerle karşılaştırma imkânı da ortadan kalkmaktadır. Hesaplama şekline bağlı olarak, dönemsel olarak milli gelir ve büyüme oranları hep değiştirilebilmekte; yükseltilebilmektedir. Ekonomik verileri iyi göstermenin başka bir yolu da yatırım ve tüketim tanımlarının değiştirilmesi, harcamalarda yatırımların payının artırılması şeklinde yapılabilinir. Son değişiklikle ilgili olarak sadece 3 maddenin altını çizmek isterim. 1- ‘AR-GE’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamaları yatırım harcaması kategorisine alındı. Bu Avrupa Birliği Standartları çerçevesinde yapıldı. Burada atlanan durum; o ülkelerde üretim ön plandadır. Ama ne yazık ki; bizim ülkemizde bu sistemlerin temini mal alımı şeklindedir. Böylece harcamalarda yatırımın oranı artırıldı. 2- Hesaplamalarda bir baz yılı seçilir. Düzenleme ile 2009 yılı baz yılı olarak seçilmiş. 2009 yılı, 2008 yılında ABD’de başlayan küresel krizin Türkiye ekonomisini en fazla etkilediği yıldır. 2009 yılında Türkiye ekonomisi yıllık olarak yüzde 4,7 oranında küçülmüştü. 2009 yılı gibi küçülmenin olduğu bir yılın seçilmesi bazın düşük tutulmasına ve sonraki yıllara ilişkin verilerin yüksek çıkmasına yol açmıştır. 3- Yeni hesaplamada inşaat üretimi payı %4,4’ten, %8,2’ye yükseltilmiştir. Mevcut durumda inşaat üretimi yüksek olduğu için GSMH’ı da yukarı çekmektedir. Öyle ki; revize edilen rakamlar karşılaştırıldığında 2011 ve 2013 yıllarında Türkiye’nin büyümede Çin’i bile geride bırakmıştır. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere; GSMH hesaplamaları sağlıklı değildir. Bu konuda daha çok şey söylenebilir. Bakınız; bu hesap öyle bir hesap ki; bir evin temizliğini yapan eğer o evin annesi ise; GSMH’ a bir katkısı olmamakta; ama evin temizliğini yapan bir hizmetçi ise GSMH rakamlarına bu gelir olarak kaydedilmektedir. Milli Ekonomi Modelindeki ev hanımı maaşı, işte bu açmazı, çözmüştür. Bir eylem söz konusu ise; bunu yapan kişinin kim olduğuna göre ekonomiye katkısının olup olmaması kapital sistemin mantıksızlığıdır. GSMH ‘a bir de Milli Ekonomi Modeli kapsamında bakalım. Milli Ekonomi Modelinde “Büyüme, gelirde dengeli bir dağılımı sağlamalıdır. ” denilmektedir. Yani toplumun her kesimini kapsamalıdır. Aksi takdirde gelir dağılımında dengesizliği getiren büyüme, toplumda sosyal yapıyı bozduğu gibi, ekonominin dengesini de bozmaktadır. Gerek yeni vergi ve sosyal devlet politikası ve gerekse para politikası sayesinde Milli Ekonomi Modeli toplumun her kesiminin gelir düzeyini yükseltecek bir büyümeyi hayata geçirmektedir. Kapital sistemde, 1- Harcamalar yönlü yapılan hesaplamalarda stok artışları da hesaba dâhil edilmektedir 2- Ülkedeki yabancıların elde ettikleri gelirler de GSMH ‘a dahidir. Ama ne var ki; Yabancılar elde ettikleri gelirleri o topraklarda tutmazlar. Dolayısıyla GSMH’a katkıları sanaldır. Kapitalist anlayışlarda üretim yönlü yapılan hesaplamaların harcamalar ve gelir yönlü yapılan hesaplamalara eşit olduğunu var saydığımızda ekonominin tam istihdam düzeyinde dengede olması gerekmektedir. Çünkü üretilen kadar tüketim olmakta, elde edilen gelir kadar da tüketim olmaktadır. Böyle bir tablonun kapitalist modeller ile yakalanması mümkün değildir. Ekonomi ile ilgili rakamlar böyle bir tablonun kapitalist modellerin uygulandığı son 150 yıldır yaşanmadığını göstermektedir. Ayrıca yatırımların tasarruflara eşitlenmesi Milli Ekonomi Modeli’nde kabul edilmemektedir. Yatırımlar Milli Ekonomi Modelinde maliyetsiz para ile yani emisyon ile destekleneceği için büyüyen ekonomilerde yatırımlar, tasarruflardan büyük olacaktır. Milli Ekonomi Modeli’nde GSMH hesaplaması üretim yönlü yapılırken stok artışlarından arındırılarak yapılacaktır. Unutmayalım ki; bu tarz hesap değişiklikleri; artık batmakta olan kapital sistemi kurtaramaz. Çok iyi biliyoruz ki; gerçekte, ne ülkenin geliri, ne de kişi başı milli gelir değişmeyecektir. Bunun böyle olduğunu zaten elini cebine atan herkes çok iyi bilmektedir. Yrd. Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / 23.01.2017 e-posta: alibestami@gmail.com Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp