7 Kasım 2025 Cuma

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

Cumhuriyetin Temelleri ve Yeni Dönemin Sinyalleri

Mesele, yalnızca bir anayasa değişikliği değil; milletin birlik zeminini oluşturan vatandaşlık tanımının yeniden şekillendirilmesidir. Bu süreç, Cumhuriyetin temeline yerleştirilen ortak aklı, eşit yurttaşlığı ve Müslüman Türk milleti anlayışını parçalayabilecek nitelikte tehlikeler barındırmaktadır.

Böylesi bir dönemde en büyük sorumluluk millettedir.
Bugün halkımız şunu açıkça ifade etmelidir:
“Benim kırmızı çizgim Mustafa Kemal Atatürk’tür. Onun ilkeleri etrafında birleşmeyenle yürümem.”

PKK Silah Mı Bırakıyor, Yoksa Mizansen mi? Haydar Baş 1998’de Uyarmıştı…

Karşımızda artık yalnızca bir örgüt değil, uluslararası meşruiyet arayan, bölgesel destekle güçlenmiş yarı-devlet niteliğinde bir yapı bulunmaktadır. Bu nedenle, silah bırakma yalnızca fiziksel silahların değil, bu yapının arkasındaki ittifakların da tasfiyesiyle anlam kazanabilir. Aksi takdirde bu süreç, çözüm değil; bölünmeyi sahneleyen bir siyasal mizansen olarak tarihe geçecektir.

Karikatür Krizi, Şeyh Said Gündemi ve Siyasal İtibar Restorasyonu: Görünenden Fazlası

Karikatür krizi, toplumsal hassasiyetleri tahrik eden bir zemin olarak kullanılmıştır.

İktidar, bu kriz üzerinden “mukaddesat savunucusu” kimliğini yeniden kazanmıştır.

Muhalefet, kutsal değerler karşısında mesafeli ve savunmacı bir pozisyona itilmiştir.

Gerçek gündem olan ekonomik kriz, işsizlik, adaletsizlik görünmez kılınmıştır.

Şeyh Said gibi tarihî figürler, Cumhuriyet karşıtı bir zeminin sembolü hâline getirilmiştir.

Sevr’i çağrıştıran tarihsel kırılmalar, din ve etnik kimlik ekseninde yeniden üretilmektedir.

Leman’ın çizimi, zamanlama ve bağlam açısından net olarak bilinçli provokatif işlevdir. Toplumun kutsallarını korumak, yalnızca siyasi refleksle değil, tarih ve bilinç süzgecinden geçerek yapılmalıdır.

Muhalefet Neden Kaybediyor? Eurofighter Typhoon Üzerinden Bir Okuma

Türk siyaseti uzun zamandır ideolojik kutuplaşmanın sınırlarında salınıyor. Bu ortamda AK Parti, milliyetçi-muhafazakâr zeminlerde “yerli ve milli” vurgularla seçmen dinamizmini diri tutmaya çalışmaktadır. Ancak somut verilere bakıldığında, millilik ve yerli üretim konusunda beklenenin oldukça gerisindedir. Dünya sıralamalarında savunma teknolojisi, AR-GE ve sanayi üretiminde hâlâ birçok ülkenin gerisinde yer almaktadır. Buna rağmen yürüttüğü faaliyetleri bu yönde […]

NATO Savunma Harcaması Kararı ve Türkiye: Güvenlik mi, Bağımlılık mı?

NATO Lahey Zirvesi’nde 2035 yılına kadar GSYİH’nin %5’inin savunma harcamalarına ayrılması kararı, kağıt üzerinde güvenlik artırımı gibi görünse de, gerçekte çoğu NATO ülkesi için yeni bir dış bağımlılık tuzağıdır.
Savunma stratejilerinde belirleyici olan unsur, kiminle dost olduğumuz değil; neyi kendimiz üretebildiğimizdir.
Türkiye, kendi silahını, radarını, motorunu yapamıyorsa; hangi bloğa dâhil olursa olsun, o bloğun pasif bir tüketicisi olarak kalacaktır.
Yerli savunma sanayii, sadece bir ekonomi başarısı değil; milli egemenliğin en kritik teminatıdır.

Neo-Con Masasında Çizilen Harita: İran, İsrail ve Unutturulan Gazze

Ortadoğu yeniden dizayn edilmek isteniyor, ama haritalar artık sadece sınırları değil, zihinleri de hedef alıyor.
Neo-Con akıl; demokrasi ve özgürlük söylemleriyle bölgeyi kaosa sürüklüyor, istikrar değil, daimi kriz inşa ediyor.
Gazze’de akan kanı unutturmak için İran-İsrail gerilimi parlatılıyor. Postmodern dikkat saptırma stratejileri iş başında.
Türkiye için en doğru yol, ne Batı’nın hamiliği ne de doğrudan cepheye sürülmek; aklın ve hakkaniyetin temsilcisi olmak.
Hüseyin Baş’ın işaret ettiği gibi: “Türkiye savaşın değil, çözümün tarafı olmalıdır.” Çünkü bu yalnızca diplomatik değil, millî bir zorunluluktur.

Maden Politikamız: Milli Servetin Sessiz Talanı

Bu millet yeryüzünün olduğu kadar yer altının da sahibidir.
Ne var ki, mülkiyeti millete ait olan bu kaynaklar, yıllardır halkın değil; holdinglerin, yabancı şirketlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin çıkarına sunulmaktadır.
Lozan’a sığınıp üretmeyenler, şimdi aynı Lozan’ı yok sayarak bu zenginlikleri yağmalatmaktadır.
Maden politikası artık yalnızca çevre meselesi değil, bir milli egemenlik meselesidir.

Mesele zeytin değil; mesele, memleketin yerin altı üstüne getirilmeden nasıl ayağa kalkacağıdır.

Büyük Ortadoğu Projesinde Yeni Aşama

1916 Sykes-Picot: Coğrafya değil, zihin haritası şekillendirildi.
Ortadoğululaştırma: Halktan kopuk yönetim, kültürel kopuş ve kimlik siyasetinin kurumsallaştırılması.
“Hedef Türkiye” söylemi: Psikolojik yönlendirme aracı, yapısal adımlarla desteklenmiyor.
Tetiklenebilir yapılar: Apo figürü, bölgesel mühendislikte sembol olarak kullanılıyor.
BOP & Neo-Osmanlıcılık: Farklı tabanlara aynı anda oynayan çok katmanlı strateji.
İbrahim Anlaşmaları: İbrahimi dinler maskesiyle itikadi teslimiyet ve siyasi entegrasyon dayatılıyor.
Tel Aviv afişi: “Kampını seç” mesajıyla Türkiye dahil tüm bölgeye yöneltilmiş açık tehdit.
Filistin meselesi: Masaya yalnızca Hamas değil, ümmetin siyasi onuru da yatırıldı.
FETÖ & Dinlerarası Diyalog: İç cephede kimlik aşındırma, dış cephede harita mühendisliği.
Zihin haritaları: Güncellenen sınırlar değil, yeniden programlanan toplumlar hedefleniyor.
Türkiye’nin rolü: Ne izleyici ne figüran; çok kutuplu, adil düzenin kurucu aktörü olmalı.
🛡️ Çıkış yolu: Devlet-millet barışı, inanç-merkezli toplumsal birlik ve medeniyet eksenli siyaset.

Yeni Anayasa İçin CHP Hamlesi: Siyasal Mühendisliğin Şifreleri

İktidar, muhalefetle siyasi rekabetin ötesine geçerek sistemli bir korku iklimi oluşturuyor.
Yargı, muhalefet birlikteliğini engellemek için baskı mekanizmasına dönüştürülüyor; lider değişimi dahi hukuki müdahaleyle geçersiz kılınıyor.
Siyaset, toplum gözünde çözüm değil çıkmaz olarak görülmeye başlandı. Umut yerine yılgınlık hâkim.
Muhalefet, %48’lik blokta sıkışıyor; %52’lik muhafazakâr kesime hitap eden stratejiler üretilemiyor.
BTP gibi partilerin dışlanması ve seçmende karşılık bulan aktörlerin geri planda tutulması, genişleme yerine daralmaya neden oldu.
CHP’nin anayasa masasına gönüllü değil, zorla oturtulmak istendiği bir siyasal mühendislik yürürlükte.
Hedef, kişisel iktidarın ötesinde kalıcı bir sistem dizaynı oluşturmak. Federatif yapı ve vatandaşlık tanımı bu planın parçası olabilir.
Alevi, Kürt ve Sünni kimliklerini temsil eden üç siyasi yapı önerisi; Türkiye’yi etnik-mezhebi eksende bölmeye yönelik bir planı andırıyor.
Milletin bin yıllık kardeşlik hukuku, yapay mühendislik projelerine karşı en güçlü dirençtir.
Kimlik siyaseti değil, ortak haklar ve eşit vatandaşlık temelinde bir hukuk devleti inşa edilmelidir.
Türkiye’nin ihtiyacı, ayrışmayı değil, birliği önceleyen; müşterek kaderi hatırlatan bir siyaset anlayışıdır.

CHP, Kılıçdaroğlu ve Muhalefetin İtibarsızlaştırılması Üzerine Satranç Hamleleri

✨🔥 CHP’de Satranç Tahtası Kuruldu! 🔥✨
Kurultay iptal davası sadece bir hukuk meselesi değil; muhalefetin geleceği yeniden şekillendiriliyor.
Kılıçdaroğlu’nun gölgesinde yürütülen hesaplar, yedek partiler, siyasi yasak senaryoları…

🧩 Memleket Partisi neden feshedilmedi?
⚖️ Kongre iptali Kılıçdaroğlu’nu geri mi getirir?
🗳️ “Ekim Partisi” iddiaları ne kadar gerçek?

🔍 Muhalefeti yeniden dizayn etme hamleleri ve iktidarın satranç stratejisi bu yazıda.

Yeni Anayasa mı?

Sistemler insanla anlam kazanır.

Terörü doğuran sadece silah değil, açlıktır, işsizliktir, ötekileştirmedir.

Güneydoğu’ya güvenlikten önce fırsat eşitliği, üretim ve sosyal destek sunmalıydık.

Bugün tartıştığımız tüm sorunların tohumu, yıllar önce milletin iradesi dışında ekildi.

Ve evet… Haydar Hoca haklıydı.

Medeniyetler Savaşında Türkiye’nin Yeri

• Bugün yaşanan krizler, ekonomik ya da siyasi değil; bir medeniyet ve kimlik buhranıdır.
• Batı’nın sunduğu reçeteler değil, bu milletin tarihî tecrübesi ve ortak inancı çözümün anahtarıdır.
• Devletle milletin, siville askerin aynı sofrada buluşmadığı bir yerde kardeşlik değil, ayrışma büyür.
• Müslüman Türk kimliği, sadece bir etnik tanım değil; bu coğrafyanın adalet ve ahlak eksenli medeniyet tecrübesidir.
• Çözüm ne Batı’nın vadettiklerinde ne de ithal modellerde… Çözüm, bu toprakların ruhunda gizlidir.

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi