6 Temmuz 2024 Cumartesi

KUVVET BİRDİR VE O MİLLETİNDİR

Kuvvet birdir ve o milletindir.


İçinde bulunduğumuz 2005 yılı, TBMM Başkanlığınca “Milli Egemenlik Yılı” olarak ilan edildi. Evet yanlış duymadınız; Milli Egemenlik Yılı . Egemenliğimizin devredilmesinin gündem edildiği, bu yönde çalışmaların olduğu bir dönemde milletimizin belki de gözünü boyamak için bu yıl Milli Egemenlik Yılı olarak ilan ediliyor.


Bu kararı alan Yüce Meclisimizin Başkanı  Sayın  Bülent Arınç 8 Nisan 2005 de yaptığı “Casus Belli kararı, Yunan parlamentosunda rahatsızlık oluşturmuş görünüyor. Biliyorsunuz 1995 yılında bir Meclis kararı vardı. Bu bir karar bile değil. Buna bir bakmak lazım. Bu kararın ilişkilerin gelişmesinde engel olduğu anlaşılıyor” şeklindeki konuşmasıyla; Milli Egemenliğimiz konusundaki hassasiyetini ne kadar güzel gösteriyor değil mi?


Olağanüstü koşulların olduğu bir dönemde Kuva-i Milliye ruhu ile Milletimiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurmuş; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” denmiştir.


Sözüm ona; Avrupa Birliği’ne üyelik uğruna verilen tavizler ve alınan kararlar Milli Egemenliğin devrinden başka bir şey değildir. Bu konuda çok ayrıntıya girmeden 22 Mayıs 2005’de Resmi Gazetede yayımlanan Anayasamızın 90. Maddesinden bir bölüm aktarmak istiyorum:


Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluluğu yoktur.


Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anyasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.”


Evet işte bu maddeyi onaylayarak Egemenliğimizi çoktan devretme noktasına gelen İdarecilerimiz, 2005 yılının Milli Egemenlik yılı olarak kutlanmasına karar vermişlerdir. 


Ben bu konuda son sözü Yüce Meclisimizin Kurucusu Büyükönder Mustafa Kemal Atatürk’e vermek istiyorum:


“Kendilerine bir milletin talihi bırakılan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakikî ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketin sahiplerine hâkim olmak için kâfi değildir. Bir milletin ruhu zabtolunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların getirdiği bir millî ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez.”
( 1924′ de yaptığı bir meclis konuşmasından alınmıştır)

“Bir millet, varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Millî hayatımız, tarihimiz ve son devirde idare tarzımız, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilâtımızda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabul edilmiştir. Bugün bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar: Millî egemenlik…
( 1920′ de yaptığı bir meclis konuşmasından alınmıştır)

“Kuvvet birdir ve o milletindir.”   
( 1937′ de yaptığı bir meclis konuşmasından alınmıştır)


Büyükönder içinde bulunduğumuz şu günlere ışık tutarcasına Milli Egemenlik konusuna dikkat çekmiştir.


Millet olarak işte bu hassasiyetle, elindeki yetkileri Milletimizin lehine kullanmayan idarecilerimize gereken cevabı vermeli, onalara verdiğimiz destekleri çekerek; gücünü milleten alan siyasilerle beraber olmalı, onları desteklemeliyiz. 
                                                          


Dr.Ali Bestami

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

170 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi