27 Ekim 2024 Pazar

Asgari Ücret

Vatandaşın Derdini Konuşmaya Sıra Bile Gelmiyor

Ülkemizde ne yazık ki gündemler birbirini kovalıyor.

Terör- Suriye- Musul – Ekonomik kriz mi dersin?

100 bin Suriyelinin devlet memuru yapılması meselesi mi dersin?

Ben bugün aralık ayının son haftasında olduğumuza dikkat çekerek Haklıya Hakk’ını verme adına Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ehemmiyetle üzerinde durduğu farklı bir başlığa değinmek istiyorum.

Malum; her yılın aralık ayı, sonraki yıl uygulanacak asgari ücretin belirlenme dönemidir. Bu yılda  asgari ücret konusunda son aşamaya gelindi.  2017 yılı Asgari ücret konusunda üçüncü defa toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, nihai toplantısını 29 Aralık 2016 Perşembe günü yapacak.

Ülkemizde, yaklaşık 10 milyon kişinin asgari ücret ile çalıştığını düşünürsek; bu konu 10 milyon kişiyi direkt, geri kalan nüfusu da dolaylı olarak ilgilendirmektedir dersek; hata yapmış olmayız.

Sayın Baş 7 Haziran seçim sürecinde  asgari ücreti  5.000 TL ye çıkaracağını söylemişti. Ve bunun bir  seçim vaadi olarak değil; dünya iktisat literatürüne mal olmuş kendine ait olan Milli Ekonomi Modeli tezine ait kurallar olduğunu izah etmişti. Her seferinde de kaynaklarını ortaya koyarken, Milli Paraya dikkat çekmişti. Sayın Baş sayesinde seçim adeta asgari ücret merkezli bir hal almıştı.

7 Haziran seçimlerinde “Asgari ücreti 1000 lira bile yaparsak ekonomi batar” diyen AKP de bu kervana katılmış; 1 kasım seçimlerinde ‘asgari ücreti 1300 TL yapacaklarını’ vaat etmişti. Bildiğiniz gibi asgari ücret 1.054 tlden 1.300 tl ye çıkarılmıştı.

Ne var ki bu artış vatandaşımızın yüzünü güldürmeye yetti mi?

Elcevap: Hayır.

Bu konuda çok örnek verilebilir.

Mesela; Dolar 1 ocak 2016’da 2,91 iken bugün 3,51( Artış oranı %20).

Başka bir rakam :

Bankalararası Kart Merkezinin açıklamalarına göre 2016 Eylül ayında kişi başına düşen bireysel kredi kartı borcu 3 bin 727 Türk Lirası. 2015 yılı Eylül’de bu rakam : 3 bin 677 TL idi.  Yani 2016 yılında asgari ücretlinin sözüm ona geliri artmış gibi görünse de rakamlara baktığımızda borcu daha da artmıştır. Ve yine BKM’nin açıklamalarına dayanarak söylüyorum. Kişi başına düşen harcama rakamları bu yıl geçen yıla göre daha düşük olmasına rağmen.

Son günlerde sicil affı gündemde.

12 Aralık 2016 itibariyle halen ödenmemiş çeki olan 566 bin 116 kişi,

31 Ekim itibarıyla kredi kartı nedeniyle yasal takip borcu bulunan 2 milyon 233 bin 188 kişi.

Şu an kara liste denilen; borcunu ödeyemeyen vatandaş sayısı tam: 11.5 milyon kişi.

Bu listedeki şirket sayısı da: 2.3 milyon

 

Rakamlar da gösteriyor ki asgari ücretdeki bu artış çözüm getirmedi. MEM’den tabir caizse kopya çekilen uygulamalar, sistemin tamamı uygulanmadığı sürece çözüme ulaşılamayacağı aşikardır.

Türk-iş ‘in açıklamalarına göre;

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 4.615,10 lira.

Dört kişilik ailenin açlık sınırı 1.405 TL. dir

Yeniden Asgari Ücret Tespit Komisyonunun görüşmelerine dönersek.

Komisyonda çalışanlar adına bulunan Türk-İş temsilcisi 1.600 TL taleplerinde ısrarcı olduklarını vurgularken,

İşverenler adına masada yer alan TİSK ise, zam yapılmaması görüşünü savunuyor.Niçin?

Çünkü: Özel sektörde İşveren de işçiye ödeyeceği asgari maaşın yanında artacak vergi yükünü düşünmektedir.

Çözümün Adresi Bellidir:

* Asgari ücret yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır. Yani Sayın Başın dediği gibi 5.000 TL.

* Asgari ücret ödemlerinden işverenden de; işçiden de hiçbir vergi alınmamalıdır.

* İşveren artırılacak asgari ücret farkı kadar Devlet tarafından desteklenmelidir. Ve tabii ki bu destek maliyetli borç para ile değil; Milli para ile olmalıdır.

Tek cümle ile çözüm: Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza ait Milli Ekonomi Modeli ‘nin tam olarak uygulanmasıdır.

Saygılarımla.

Benzer Yazılar
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi