Bina havalandırma sistemleri, kış aylarında COVID-19’un yayılma durumunu belirleyecek Yüklenme tarihi 31 Aralık 202026 Temmuz 2021 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Tahmin edildiÄŸi gibi, ikinci COVID-19 dalgasının ortasındayız. 23 Aralık itibariyle dünya 78 milyondan fazla doÄŸrulanmış vaka ve 1,7 milyon ölüm görüldü. Ortaya çıkan birkaç baÅŸarıdan biri, rekor sürede COVID-19 aşılarının oluÅŸturulması olmuÅŸtur. Ancak aşı, anında rahatlama saÄŸlamayacağını sık sık ifade ediyoruz. COVID-19 enfeksiyonu, ölüm riski taşır ve saÄŸlık hizmetleri sistemimizi zorlar, ancak aynı zamanda uzun vadeli saÄŸlık etkileri riski de vardır. Sonuç olarak, korumamızın düşmesine izin veremeyiz: Maskeler takmaya devam etmeliyiz,Fiziksel mesafemizi korumalıyız,Ellerimizi yıkamalıyız veYetersiz havalandırılan alanlarda kalabalıklardan ve kapalı mekan etkinliklerinden kaçınmalıyız. Bir yandan tüm dünyada aşı dağıtımları baÅŸlarken, daha tam güvenli olmadan kendimizi korumamızı rahatlatabiliriz. Bu çok yanlış olur. Hava gittikçe soÄŸudukça açık hava etkinlikleri ve toplantılar için seçeneklerimizi azalttıkça, hastalığın iç mekanda nasıl yayıldığını ve havalandırmanın önemini düşünmemiz gerekiyor. İç mekanda aerosol iletiminin kanıtı çok büyük. Kapalı mekanlarda maruz kalma riskini belirleyen en önemli faktörler: Ä°nsanlara yakınlık,Maruz kalma süresi veMekandaki havanın kalitesidir. Üçü birleÅŸtirildiÄŸinde, çok sayıda süper yayılma olayında görüldüğü gibi risk daha yüksektir. COVID-19, virüsün solunması yoluyla yayılır. Enfekte bir kiÅŸi, havada üç saate kadar asılı kalabilen aerosolleri solur. İç mekanlarda iletim, dış mekanlara göre yaklaşık 20 kat daha yüksek olabilir. Kapalı bir alanda COVID-19’un yayılmasına neden olan virüs SARS-CoV-2’yi, pasif sigara içicilerin durumu gibi düşünmemiz gerekiyor. İçeride sigara içilmesine izin verilen yerlerde olduÄŸunuzu hayal edin: Dışarı verilen duman yetersiz havalandırılan alanlarda yayılabilir. KaynaÄŸa yakın solunan partikül miktarı daha yüksektir, ancak zamanla duman tüm odayı dolduracak ve kirli havayı herkes soluyacaktır. Dünya SaÄŸlık Örgütü, COVID-19 ile mücadelede mümkün olduÄŸunca kapalı alanlardan kaçınılmasını ve uygun havalandırmanın saÄŸlanmasını önermektedir. Özellikle sokaÄŸa çıkma kısıtlamaları dönemlerinde, bu önerileri ciddiye almalıyız: İç mekanlarda yakın temasların sayısı azaltılmalı, maske takılmalı ve odaları havalandırmalıyız. SARS-CoV-2’nin ne kadar bulaşıcı olduÄŸu konusunda net bilgi yoktur. Ä°nsanların farklı miktarlarda virüs yaydığını bilmemize raÄŸmen, birisinin hastalanması için ne kadar virüs soluması gerektiÄŸini bilmiyoruz. Tetikte olmalı ve pandeminin sosyal yönlerine odaklanmalıyız. İç mekan tedbirleri, sosyal davranışlar ve halk saÄŸlığı iletiÅŸim stratejileri COVID-19 yayılımını azaltacağı gibi, gelecekteki salgınlar da dahil olmak üzere havadan bulaÅŸan tüm hastalıklar (mevsimsel grip, soÄŸuk algınlığı) için önemlidir. Ortaya çıkan birkaç baÅŸarıdan biri, rekor sürede COVID-19 aşılarının oluÅŸturulması olmuÅŸtur. Ancak aşı, anında rahatlama saÄŸlamayacağını sık sık ifade ediyoruz. COVID-19 enfeksiyonu, ölüm riski taşır ve saÄŸlık hizmetleri sistemimizi zorlar, ancak aynı zamanda uzun vadeli saÄŸlık etkileri riski de vardır. Sonuç olarak, korumamızın düşmesine izin veremeyiz: Maskeler takmaya devam etmeliyiz,Fiziksel mesafemizi korumalıyız,Ellerimizi yıkamalıyız veYetersiz havalandırılan alanlarda kalabalıklardan ve kapalı mekan etkinliklerinden kaçınmalıyız. Bir yandan tüm dünyada aşı dağıtımları baÅŸlarken, daha tam güvenli olmadan kendimizi korumamızı rahatlatabiliriz. Bu çok yanlış olur. Hava gittikçe soÄŸudukça açık hava etkinlikleri ve toplantılar için seçeneklerimizi azalttıkça, hastalığın iç mekanda nasıl yayıldığını ve havalandırmanın önemini düşünmemiz gerekiyor. İç mekanda aerosol iletiminin kanıtı çok büyük. Kapalı mekanlarda maruz kalma riskini belirleyen en önemli faktörler: Ä°nsanlara yakınlık,Maruz kalma süresi veMekandaki havanın kalitesidir. Üçü birleÅŸtirildiÄŸinde, çok sayıda süper yayılma olayında görüldüğü gibi risk daha yüksektir. COVID-19, virüsün solunması yoluyla yayılır. Enfekte bir kiÅŸi, havada üç saate kadar asılı kalabilen aerosolleri solur. İç mekanlarda iletim, dış mekanlara göre yaklaşık 20 kat daha yüksek olabilir. Kapalı bir alanda COVID-19’un yayılmasına neden olan virüs SARS-CoV-2’yi, pasif sigara içicilerin durumu gibi düşünmemiz gerekiyor. İçeride sigara içilmesine izin verilen yerlerde olduÄŸunuzu hayal edin: Dışarı verilen duman yetersiz havalandırılan alanlarda yayılabilir. KaynaÄŸa yakın solunan partikül miktarı daha yüksektir, ancak zamanla duman tüm odayı dolduracak ve kirli havayı herkes soluyacaktır. Dünya SaÄŸlık Örgütü, COVID-19 ile mücadelede mümkün olduÄŸunca kapalı alanlardan kaçınılmasını ve uygun havalandırmanın saÄŸlanmasını önermektedir. Özellikle sokaÄŸa çıkma kısıtlamaları dönemlerinde, bu önerileri ciddiye almalıyız: İç mekanlarda yakın temasların sayısı azaltılmalı, maske takılmalı ve odaları havalandırmalıyız. SARS-CoV-2’nin ne kadar bulaşıcı olduÄŸu konusunda net bilgi yoktur. Ä°nsanların farklı miktarlarda virüs yaydığını bilmemize raÄŸmen, birisinin hastalanması için ne kadar virüs soluması gerektiÄŸini bilmiyoruz. Tetikte olmalı ve pandeminin sosyal yönlerine odaklanmalıyız. İç mekan tedbirleri, sosyal davranışlar ve halk saÄŸlığı iletiÅŸim stratejileri COVID-19 yayılımını azaltacağı gibi, gelecekteki salgınlar da dahil olmak üzere havadan bulaÅŸan tüm hastalıklar (mevsimsel grip, soÄŸuk algınlığı) için önemlidir. Benzer Yazılar AÄŸrısız DoÄŸum ile EndiÅŸelerinizden Kurtulun KBB Hekimi Gözüyle Anestezi Weaning – Mekanik Ventilatörden Ayırma Renal Replasman Tedavisi HEMEN PAYLAÅžFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp