Beyaz adam kim? Yüklenme tarihi 19 Ekim 202119 Ekim 2021 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi 2021 yılının da nerede ise sonuna geldik. Yeni yıl için Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmaları da pek yakında başlayacak. İşveren ve işçi temsilcileri görüşmeleri başlamadan önce; Türk-İş Genel Başkanı Atalay’dan bir açıklama geldi. Birkaç cümlesine yer verelim: “Asgari ücretli 7 milyon insan var. İnsanlar bu ücretle geçinmeye mahkum durumda. Bu ücretle 10 gün geçinemezsiniz. Bazı işverenler, ‘Asgari ücret yükselirse batarız.’ diyor. O zaman sen bu ücretle geçinmeyi dene bakalım. Tarımı olmayan ülkelerin sanayisi olamaz. Kıtlıkta çelik yiyemezsiniz ama domates yersiniz. Domates tarlada 1 lira, markette 10 lira. Bu tabloyu değiştirmemiz lazım. Bu arada ne oluyorsa problem orada. Kızılderililerin, “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak. Yani ne olacak? Beyaz adam bunu anladığında maç bitecek. Maç bitmeden bu sorunlara çözüm bulmalıyız.” Sayın Atalay’ın tespitlerine katılmamak imkansız. Yoksulluk sınırının altında asgari ücretin olduğu bir ortamda başka ne beklenir ki! Yalnız Sayın Başkanın Kızılderili Atasözüne atıfta bulunurken benzettiği “beyaz adam”, “işveren” ise ya da Cumhurbaşkanının ifadesi ile “5 market” ise yine çözüm yanlış yerde aranıyor demektir. Mesela “Domates tarlada 1 lira, markette 10 lira.” söyleminde hep marketleri suçladık, hal esnafını suçladık. Hepimiz bu konu ile hükümetin çözüm olarak 1000 yeni market açmaya karar verdiğini biliyoruz. Sözüm ona 5 market zinciri ile rekabet ortamı oluşturulacak. Geçen hafta Cumhurbaşkanımızın Tarım Kredi Kooperatifi satış mağazasına giderek alışveriş yaptığını ve fiyatları “gayet uygun” olarak yorumladığını basın aracılığıyla hepimiz biliyoruz. Yenimesaj’da 5 Ekim tarihinde yayınlanan bir araştırma haberde bu konu gündem edilmiş idi. Habere göre fahiş fiyatlarla satış yapan marketlerle Tarım Kredi Kooperatifi satış mağazalarının fiyatları neredeyse aynı. 5 kilogramlık toz şeker markette 26.7 TL, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinde 27.5 TL. 1 kilogram pirinç fahiş marketlerde 11.8 TL, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinde 10.4 TL. Fahiş fiyatlı marketlerde 1 kilogram kuru fasulye 13.75 TL ve 1 litre süt 4.75 TL’ye satılırken Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinde ise 1 kilogram kuru fasulye 13.45 TL ve 1 litre süt 4.75 TL’ye satışta. Benim tespitim, pazar fiyatları da bu rakamlardan çok farklı değil. Demek ki sorun aracılarda değil. Sorun başka yerde. ÜRE gübresi fiyatı 8000 TL/ton olmuş. Tabii fiyatı daha da artmadı ise! Gübre fiyatları bile dolar kuruna bağlı olunca. Mazot fiyatları, elektrik fiyatları, otoyol ücretleri vs farklı mı? Bu maliyetlerle fiyatların önüne geçilemez. 1581 Sayılı kanun ile kurulan Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri, üreticilerin, aralarında ekonomik menfaatlerini korumak ve özellikle meslek ve geçimleriyle ilgili ihtiyaçlarını sağlamak amacıyla karşılıklı yardım ilkesine dayanan ve tüzel kişiliği olan değişir ortaklı, değişir sermayeli kooperatiflerdir. Bu kooperatiflerin kanun maddesinde belirtilen fonksiyonlarını yerine getirmeleri, ancak Milli Ekonomi Modeli uygulanıldığı takdirde mümkün olacaktır. Tarım Kredi Kooperatifleri ile ilgili Milli Ekonomi Modelinde belirtilen prensiplerden bir iki örnek: Çiftçinin kooperatifleşerek güç birliği yapması desteklenecektir. Kooperatiflere tarımsal alet ve makine desteği verilecektir. Üretici ile tüketici arasındaki zincir kısaltılarak üreticinin yüksek gelir, tüketiciye ucuz ürün sağlanacak, kooperatiflerden bu amaçla istifade edilerek, hal yasası tekrar gözden geçirilecektir. Gelelim asgari ücret meselesine Burada da durum farklı mı? Mevcut ekonomik tabloda işverenlerin yoksulluk sınırı üzerinde ücret vermesi mümkün mü? Unutmayalım, Milli Ekonomi Modeli’ne göre artırılacak asgari ücret ile şimdiki asgari ücret arasındaki farkı devlet tamamlayacaktır. Yani artan maliyeti devlet üstlenecektir. Zaten MEM’e göre “Devlet, vatandaşlarının gıda, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu hakla doğumla kazanılır Bir insanın üretim kabiliyeti olsun veya olmasın her yaşta tüketim hakkına sahiptir. Bu insan olarak dünyaya gelmesinin sonucudur. Bu amaçla devlet, emisyon hacmini artırmak suretiyle, proje karşılığında üretimi teşvik ettiği gibi, sosyal devlet olmasının gereği olarak tüketici kesimini destekleyerek gelirinin adil bir şekilde dağılımını sağlar.” BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın ifadesi ile “Bu ücret esasında insani ücrettir. Vatandaşın bu ücreti nereden elde ettiği vatandaşın sorunu değildir.” Yani bu asgari ödeme, ne işçinin ne de işverenin sorunudur. Bu sorun devletin, hükümetin sorunudur. Bu imkanı sağlayacak imkanları oluşturmak, devletin ana görevidir. Dolayısıyla eğer biz Kızılderilileri sömüren Beyaz Adam olarak hep işverenleri görürsek, konunun esasını kaçırmış oluruz. Vatandaşı sömüren ekonomik sistemin kendisidir. Hakkı olan senyoraj gelirini kullanmayıp, bu hakkı bankalara devreden, bu sistemi değiştirmeyen hükümetlerdir. Bu durumdan nemalanan yandaşlar, bankalar, yabancı sermayelerdir. Çözüm devletin “Baba Devlet” olmasıdır. Devletimizin de bu güce kavuşması ancak Milli Ekonomi Modelinin uygulanması ile mümkündür. Benzer Yazılar Kırlangıcın hikayesi Yankı Gece ile Gündüzü Nasıl Ayırt Ederiz? Oruçla? HEMEN PAYLAŞFacebookPinterestTwitterLinkedinEmailWhatsapp