14 Kasım 2024 Perşembe

Geleceğin İçin Hüseyin!

Çanakkale Gelibolu Yarımadası, tarihimizde altın harflerle yazılmış bir alandır. Gelibolu her karesi ile tarih kokar. Çanakkale Şehitliği’ni gezerken hem manevi hem milli duyguları zirvede yaşamamak nerede ise imkansız. Adım Adım Türkiye Turu çerçevesinde Güzey Marmara gezisini Çanakkale Şehitliği gezisi ile taçlandıran BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’a vatandaşın gösterdiği ilgi alaka gerçekten parmak ısırtan cinsten idi, gelecek adına ümit verici idi. Neden gelecek adına ümit verici diyorum; muhalefetin çözümsüzlükte artık son noktaya geldiği bir anda Hüseyin Baş gerçekten vatandaşın ümit kaynağı olmayı başarmış bir siyasi lider de ondan.

Sosyal medyada gördüğüm bir haberdeki detay bakınız meclisteki muhalefete olan ümitsizliğin sebebini nasıl ortaya koyuyor. Önce muhalefet bir araya geliyor ve meclisin olağanüstü toplanmasını sağlayacak imzaları topluyor. Bu olağanüstü toplantıda TBMM, vergi zamları önerisinin gündeme alınmasını oyluyor. Bu oylamada 257 vekil red oyu kullanırken, 234 vekil kabul oyu kullanmış. Dikkatimi çeken hususa gelince. 44 muhalefet vekili TBMM’deki oylamaya katılma zahmetinde bile bulunmuyor. Yani Yeşil Sol Parti’den 10, İyi Parti’den 10, CHP’den 7, Deva Partisi’nden 2, Demokrat Parti’den 1 vekil oylamaya katılmış olsalar 21 oy farkla muhalefetin önergesi kabul edilecek ve vergi zamları için mecliste önerge kabul edilmiş olacak.

Ya kardeşim katılmayacaksanız, niye böyle bir gündem oluşması için başvuru yaptınız? Ne perhiz ne lahana turşusu? Ne yaptıkları belli değil. Tabiri caizse, “dost bizi alışverişte görsün muhalefeti” yapıyorlar. Neden mi? Çünkü çözümleri yok. “İşte konuşacak idik, ama gündeme alınmasını başaramadık. Uğraştık ama başaramadık.”  Aynen son genel seçimde yaşadıklarımız gibi. Neden mi böyle davranıyorlar? Çünkü bir çözüm önerileri yok. Tek yaptıkları iktidarın yanlışlarını gündem etmek. Ya çözüm? Hak getire!

Tam bu çerçevede Hüseyin Baş Bey, Türkiye gezisine çıkarak ‘Ben varım’ diye haykırıyor adeta. Gerçekten bu önemli. Tam vatandaşın ümitsizliğe düştüğü bir anda adım adım dolaşarak, vatandaşın ayağına giderek umut oluyor.

İşin güzel tarafı vatandaşımızın bu mesajı algılaması. Hüseyin Baş Bey’le dolaşırken Çanakkale’de Alçıtepe denilen bir mevkide mola verildi. O mevkide bir esnafın misafir etmesiyle oturuldu. Başkana ve bizlere çay kahve ikram ettiler. O sırada komşu dükkanlardan herkes kendi dükkanında ne satıyorsa; biri limonata getiriyor, biri tatlı getiriyor “Başkanım ben de ikramda bulunmak istiyorum, ben de ikramda bulunmak istiyorum” diye adeta sıraya giriyorlar. Bir anda Hüseyin Başkan’ın çevresi sarılıyor. Tüm esnaf, yoldan geçen vatandaşlar, Başkanla bir iki kelam etmek, onunla resim çektirmek için birbirleri ile yarışıyorlar. Gerçekten herhalde bir siyasetçinin arzulayacağı bundan güzel bir tablo olamaz. Hele bir de Türkiye’de son dönemde siyasetçilerin itibar kaybettiği bir dönemde.

Çanakkale’de 18 Mart 1915’te ayağa kalkan Milli Ruh, Kurtuluş Savaşı’nda zafere giden yola meşale olmuş idi. Bu gezide gördüm ki bu ruh vatandaşlarımızın gönlünde hala hâkim güç. Ama mevcut idarecilerin tutumları bu ruhun küllenmesine yol açmış. Ne zamanki bu Mustafa Kemal Atatürk ruhu olarak tanımlayacağımız bu ruhu koklasalar, görseler ona sarılıyorlar. Zaten hep bu ruhu, bu inancı bir yitik arar gibi arıyorlar. İşte vatandaş bu ruhu, bu inancı, bu umudu bugün Hüseyin Baş Bey’de gördüğü için Ona sarılıyor, Onu bağrına basıyor.

Ve sonuç olarak bu gezide de bir kez daha gördük ki;

“Geleceğimiz için Gençliğimiz var!”

“Geleceğimiz için Hüseyin Baş var!”

O zaman bir söz de bizden olsun: “Geleceğin için Hüseyin!”

 

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi