9 Kasım 2025 Pazar

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi

Hüseyin Baş ve Gerçek Muhalefetin Önündeki Engeller

Türkiye, demokrasisini korumak ve geliştirmek istiyorsa, eleştirenlere tahammül göstermeli ve muhalefetin sesini kısmak yerine bu sesleri dikkate almalıdır. Gerçek demokrasinin yolu, korkular ve baskılarla değil, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ile çizilir.

Negatif Basınçlı Akciğer Ödemi ve Kardiyojenik Akciğer Ödemi: Temel Farklılıklar

Her iki durumda da akciğerde sıvı birikimi olsa da, mekanizmaları, nedenleri ve tedavileri tamamen farklıdır.
Negatif Basınçlı Akciğer Ödemi’nde ana neden, üst solunum yollarının ani obstrüksiyonuna (tıkanıklığına) bağlı olarak oluşan negatif intratorasik basıncın artışıdır.
Kardiyojenik Akciğer Ödemi’nde ise ana neden, kalbin pompalama yeteneğindeki bir bozulma nedeniyle pulmoner venöz basıncın artmasıdır.

Ortadoğu ve Elinde Ateşle Oynayan Türkiye

13 Aralık’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Türkiye’ye geldi. Blinken, Erdoğan ve Fidan ile görüşmelerinde, ABD’nin IŞİD’e karşı YPG’nin öncülüğündeki SDG ile süren ortaklığını ele aldı. Türkiye ise ABD’nin YPG ile iş birliğini sonlandırmasını ve askerlerini Suriye’den çekmesini beklerken, Erdoğan PKK’nın güçlenmesine ve IŞİD’le mücadelede zafiyete izin vermeyeceğimizi vurguladı.

Orta Doğu’da Kurgulanan Oyunlar ve Türkiye’nin Geleceği

Büyük Orta Doğu Projesi 2004 yılında eş başkanlığı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a verildikten sonra adım adım, sistemli bir şekilde ilerledi. İlk günden beri Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadroları ne dediyse, bugün birer birer çıktı. Buna rağmen hala Büyük Orta Doğu Projesi’ni “Büyük Osmanlı Projesi” gibi göstermeye çalışanlar var. Ancak bu anlatılan Osmanlıcılığın, Büyük Orta Doğu Projesi’nden farkı yok.

3. Dünya Savaşı ve Türkiye’nin Pozisyonu

Eğer bir ülke, kendi tarihine, medeniyetine ve kurucu unsurlarına karşı bir kavga içerisindeyse ne bir proje üretebilir ne de çözüm sunabilir. Türkiye, uzun vadeli planlar yaparak ve geçmişiyle barışarak hareket etmelidir. Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışı, önce kendi içinde huzuru sağlamayı, ardından dünyada barışı hedeflemeyi işaret eder. Bu bakış açısı, Türkiye’nin yeniden güçlü bir lider ülke konumuna gelmesi için temel bir adımdır.

Türkiye’nin Orta Doğu Politikası ve BOP

Devlet adamlarının geçmişi ve geleceği hesaba katarak hareket etmesi gerekir. Günlük politikalardan uzak, ileri görüşlü bir devlet aklı geliştirilmelidir. Aksi takdirde Türkiye, sadece Suriye’nin değil, kendi bütünlüğünün de tehdit altında olduğu bir sürece sürüklenebilir.

Kısa Günün Karına Satmak mı?

Türkiye, maden kaynaklarını işlenmiş ürün olarak dünya pazarına sunarak, sadece ekonomik büyümesini hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda dışa bağımlılığını azaltarak stratejik bir avantaj elde edecektir. Bu kaynakları hammadde olarak ihraç etmek yerine ülke içinde işleyip katma değerli ürünlere dönüştürmek, gelecek nesiller için daha güçlü ve bağımsız bir Türkiye bırakmamızı sağlayacaktır.

Madenlerin Özelleştirilmesinin Ekonomik ve Sosyal Yansımaları

Türkiye’nin yer altı kaynakları, sadece bugünkü nesiller için değil, geleceğimiz için de kritik öneme sahiptir. Özelleştirme süreçleri, kamu yararı ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri gözetilerek yürütülmelidir. Unutulmamalıdır ki, madenler bu ülkenin sadece zenginliği değil, aynı zamanda bağımsızlık sembolüdür.

Madenler: Türkiye’nin Stratejik Zenginliği ve Özelleştirme Tartışmaları

Madenler, bu ülkenin sadece yer altındaki zenginliği değil, aynı zamanda bağımsızlığı ve geleceğidir. Bu mirası nasıl yönettiğimiz, Türkiye’nin yarınlarını doğrudan etkileyecektir.

Spor ve Çalışma Belleği: Daha Fazla Hareket, Daha İyi Bellek Performansı

hareketsiz bir yaşam tarzının olumsuz bilişsel etkileri göz önüne alındığında, sporun hem bireysel hem de toplumsal faydaları için teşvik edilmesi gerektiği açıktır. Bu çalışma, fiziksel aktivitenin beyin sağlığını destekleyici etkilerini anlamamıza yönelik önemli bir adım sunmaktadır.

10 Kasım’da Anıtkabir’e Akın: Bir Milletin Atatürk’e Teşekkürü

Yıllarca, Atatürk yalnızca bir askeri başarı figürü olarak anlatıldı. Ancak, Atatürk’ün milletin ekonomik, kültürel ve siyasi bağımsızlığını hedefleyen liderlik vizyonu göz ardı edildi. Prof. Dr. Haydar Baş, “Hoş Geldin Atatürk” adlı eseriyle bu eksikliği gidermiş, Atatürk’ün milletin içinden biri olarak halkıyla bir bütün olduğunu göstermiştir. Haydar Baş’ın anlattığı Atatürk, sadece tarih kitaplarında değil, milletin gönlünde yeniden yer bulmuş ve bugün Anıtkabir’deki bu yoğunluğun temelini oluşturmuştur.

Ne için “Vakit Tamam”?

“Vakit tamam, söz konusu vatan” ifadesi, halkın vatanseverlik duygularını harekete geçirmek için güçlü bir çağrı gibi görünebilir. Ancak bu söylemin arkasındaki mesajların açık ve tutarlı olması gerekir. Tarih boyunca, büyük milletlerin güçlü liderleri ve sağlam politikaları, toplumu birleştirici bir dil kullanmayı başarmışlardır. Bu söylemde ise, halkın duygularını harekete geçirmenin ötesine geçemeyen, uzun vadeli bir vizyonu olmayan bir yaklaşımın izleri görülmektedir.

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi