Türkiye Avrupa’nın En Ucuz Ülkesi: Fiyat Düzeyi Endeksi Analizi | Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
28 Eylül 2024 Cumartesi

Türkiye Avrupa’nın En Ucuz Ãœlkesi: Fiyat Düzeyi Endeksi Analizi 

Türkiye Ä°statistik Kurumu’nun son verilerine göre, Türkiye’nin tüketim mal ve hizmetleri fiyat düzeyi endeksi 40 olarak açıklandı. Bu veri, Türkiye’de 27 Avrupa BirliÄŸi (AB) ülkesindeki 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin, Türkiye’de sadece 40 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceÄŸini göstermektedir. 

Fiyat Düzeyi Endeksi Ne Anlama Gelir?  

Fiyat düzeyi endeksi, bir ülkenin ulusal para biriminin döviz kurlarıyla karşılaÅŸtırmalı olarak alım gücünü ölçen bir göstergedir. EÄŸer bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi 100’den büyükse, o ülke karşılaÅŸtırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “pahalı” kabul edilir. Ancak, Türkiye’nin fiyat düzeyi endeksi 40 olarak belirlenmesi, ülkemizi “ucuz” bir ülke konumuna getirmiÅŸtir. 

Bu durum, Türkiye’yi yabancı ziyaretçiler için cazip bir turistik ve ekonomik destinasyon haline getirirken, yerli halk için zorlu bir ekonomik gerçeklik yaratmaktadır. Türkiye’deki çalışanlar, düşük ücretler nedeniyle geçim sıkıntısı çekerken, Türk lirasının sürekli deÄŸer kaybetmesiyle birlikte yabancı turistler ülkemizdeki avantajlı fiyatları deÄŸerlendirebilmektedir. 

Tüketim Malzemelerinde En Ucuz, Teknolojik Ãœrünlerde En Pahalı 

Türkiye’nin tüketim mal ve hizmetleri grubuna ayrıntılı bir bakıldığında, kiÅŸisel ulaşım araçları endeksinin 144 olduÄŸu görülmektedir. Bu durum, Türkiye’deki kiÅŸisel ulaşım araçlarının fiyatlarının AB ülkeleri ortalamasının üzerinde olduÄŸunu göstermektedir. DiÄŸer taraftan, giyim endeksi 36 olarak saptanmış ve Türkiye, giyim fiyatları açısından listenin en düşük endeksine sahip ülke olarak belirlenmiÅŸtir. Lokanta ve oteller grubunda ise Türkiye’nin endeks deÄŸeri 52 olarak tespit edilmiÅŸtir.  

Bu veriler, Türkiye’nin tüketim mal ve hizmetlerinin genel olarak uygun fiyatlı olduÄŸunu göstermektedir. Ancak, bu durumun yerli vatandaÅŸlar için dezavantajlı bir etki yarattığı da göz ardı edilmemelidir. Türkiye’de çalışanlar, düşük ücretler ve yüksek enflasyon nedeniyle geçim sıkıntısı yaÅŸamakta ve hayat pahalılığıyla mücadele etmektedir.  

Özellikle sabit gelirli vatandaÅŸlarımız ekonomik bir kıskaca sıkışmış durumdadır. Güya endeks deÄŸeri 36 olan giyim, 52 olan lokanta otel giderlerinde en ucuz ülke olmamıza raÄŸmen, geniÅŸ halk kitleleri temel ihtiyaç giderlerini karşılamakta zorlanmaktadır. Bu yetmiyormuÅŸ gibi, 144 olan endeks deÄŸeri ile AB ülkelerine göre çok pahalı olan kiÅŸisel ulaşım araçlarını satın almak ise artık vatandaÅŸlarımız için hayal ötesi olmuÅŸtur. 

Topyekun BoÄŸaz TokluÄŸuna Çalışmak  

Özellikle emeÄŸin sudan ucuz olduÄŸu ve vatandaşın her gün daha da fakirleÅŸtirildiÄŸi Türkiye’de, özellikle sabit gelirliler, basit ifade ile boÄŸaz tokluÄŸuna çalışmak zorunda bırakılmıştır. Artık büyük halk kitleleri için temel ihtiyaçların haricinde bir harcama yapmak ihtimal dışı kalmıştır.  

Ucube bir hal almış ekonomik tabloda emekte en ucuz, teknolojide en pahalı olmamız mevcut iktidarın vatandaÅŸa dayatmasıdır, bilinçli tercihidir.  

Vatandaşın EmeÄŸi Ãœzerine Hesaplar 

Türkiye’nin Avrupa’nın en ucuz ülkesi olarak konumlandırılması, birçok yabancı turistin ülkemizi tercih etmesine ve turizm sektörünün büyümesine katkıda bulunmaktadır. Ve tüm ekonomik beklenti en ucuz olarak, yok pahasına satılan vatandaşın emeÄŸine, üretimine yüklenmiÅŸtir. Böylece ekonomik tablo yabancılar için cennet, vatandaşımız için cehennem halini almıştır.  

Yerli Ãœretim de Yerli Tüketim de Artırılmalıdır  

Bu baÄŸlamda, Türkiye’nin ekonomik dengelerini koruyarak ve yerli üretimi destekleyerek daha sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve kalkınma saÄŸlayabilmesi önemlidir. Ekonomik politikaların, yerli iÅŸ gücünün refahını artırmaya yönelik tedbirler içermesi gerekmektedir. Aynı zamanda, enflasyonun kontrol altına alınması ve yerli üretimin teÅŸvik edilmesiyle fiyat istikrarı saÄŸlanmalıdır. 

Ekonomik politikaların insanların yaÅŸam standartlarını iyileÅŸtirmeye odaklanması gerekmektedir.  

Türkiye’nin ekonomik açıdan daha güçlü bir konuma gelmesi için hem yerli tüketicinin hem de ihracatın desteklendiÄŸi büyüme stratejileri geliÅŸtirilmelidir.  

Bu stratejilerin tamamının devreye girmesi için ekonomiye bütüncül bir bakış açısı ile bakılması ÅŸarttır.  

Dünyada uygulanan ekonomi modellerinin içerisinde hem tüketimin hem üretimin desteklendiÄŸi tek model Milli Ekonomi Modelidir. Her iki kesimin desteklenmesi ile ancak özlenen refah düzeyine ulaşılabilir. Bu sayede Türkiye, sadece ucuz bir ülke olmanın ötesine geçerek katma deÄŸer yaratan, teknoloji odaklı ve rekabetçi bir ekonomiye dönüşebilir. 

Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi 

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi