Zamanı Gelince Konuşanlar: Vakit Geldi mi? Yüklenme tarihi 24 Temmuz 202524 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bu yazı, Bahçeli’nin “Kürt/Alevi Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabilir” sözünün aylar sonra gündeme taşınmasını ve ardından gelen örtük teyitleri değerlendirerek, siyasette planlı bir senaryonun parça parça işletildiğini tartışmaktadır. Yazı, çözümün millet iradesinde ve üniter devlet çizgisinde olduğunu savunmaktadır. Devamını oku
Kimlik Değil Millet, Proje Değil Gerçeklik Yüklenme tarihi 23 Temmuz 202523 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bu yazı, Türkiye’de “Kürt sorunu” adı altında yürütülen tartışmaların aslında etnik bir kimlik meselesi değil, tüm vatandaşları etkileyen yapısal sorunların istismarından ibaret olduğunu savunuyor. Adalet, liyakat ve ekonomik eşitsizlik gibi sorunlar etnik kökenden bağımsız şekilde herkesi etkilerken, bazı odaklar bunları özellikle “Kürt sorunu”na indirgemekte. Bu yaklaşım, dış destekli projelerle çok kimlikli anayasa, özerklik ve federasyon taleplerine zemin hazırlamakta. Oysa çözüm, etnik pazarlıklarla değil; Atatürk’ün, Prof. Dr. Haydar Baş’ın ve Hüseyin Baş’ın savunduğu eşit yurttaşlık ilkesine dayanan milli projelerle mümkündür. “Kürt ile Türk’ün arasında bir sorun yoktur; sorun bu kardeşliği projelere kurban etmek isteyenlerdedir.” Devamını oku
Kürt Kalemiyle Çizilen Harita: Irak’ta Oldu, Türkiye’de Neden Olmasın? Yüklenme tarihi 23 Temmuz 202523 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Irak’ta 2005 Anayasası’yla Kürt kimliği resmî düzeyde tanındı, Kürtçe resmî dil oldu. Ancak bu süreç, federalizm maskesi altında Irak’ın parçalanmasına, Türkmenlerin silinmesine ve etnik kimliklerin anayasal kurucu unsur haline getirilmesine yol açtı. Türkiye’de de benzer söylemler (“ana dilde eğitim”, “sivil anayasa”, “kimlik temsili”) devreye alınıyor. Dış destekli vakıflar ve STK’lar, görünürde kültürel çoğulculuk üzerinden etnik merkezli projeler yürütüyor. PKK ve diaspora yapıları Lozan’a karşı açık pozisyon alıyor. ABD ise Kürtleri değil, Kürt kimliğini kalem gibi kullanarak Ortadoğu’yu yeniden şekillendiriyor. Harita “Kürt kalemiyle” çiziliyor, ama eldeki yön ABD’nin. Türkiye’de asıl sorun etnik kimlikler değil, herkesin ortak yaşadığı adaletsizlik ve eşitsizliktir. Çözüm; ayrışma değil, hukuk içinde eşit vatandaşlıktır. Irak’ta olan, “sivil anayasa” bahanesiyle Türkiye’ye taşınmak isteniyor. Devamını oku
Mezheple Değil, Vicdanla Yürüyelim Yüklenme tarihi 21 Temmuz 202521 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bu yazı, Türkiye’de son dönemde öne çıkan ümmetçilik ve mezhebi temsiliyet tartışmalarını ele alıyor. Erdoğan ile Özgür Özel arasında geçen “ümmet” merkezli polemik üzerinden başlayan değerlendirme, mezhepler üzerinden yapılan yeni siyasi tasarımların tehlikelerine dikkat çekiyor. Suriye’de uygulanan modelin Türkiye’ye uyarlanmak istenmesi, “Lübnanlaşma” benzeri bir sürecin habercisi olarak görülüyor. Yazı, çözümün mezheple değil, vicdan temelli bir adalet anlayışıyla mümkün olabileceğini vurguluyor. Devamını oku
Bahçeli’nin “Alevi Kürt Temsili” Önerisi Yüklenme tarihi 21 Temmuz 202524 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bu yazı, son dönemde Türkiye’de dillendirilen “temsiliyet” odaklı siyasi önerilerin, yüzeyde bir hak arayışı gibi görünse de aslında Türkiye’nin bir sistem değişikliğine doğru adım adım sürüklendiğini ileri sürmektedir. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Alevi ve Kürt Cumhurbaşkanı Yardımcıları önerisi, Sevr Antlaşması’ndaki etnik-temelli temsiliyet modelini çağrıştıran bir zihniyete işaret etmektedir. Yazının merkezinde, 2013–2015 Akil İnsanlar sürecinde yer almış olan KYB Politbüro üyesi Abdurrahim Semavi’nin 2024–2025 yıllarında yaptığı açıklamalar yer almakta; bu açıklamalar, Suriye’de hazırlanmakta olan anayasanın, Türkiye’deki bazı yerel yönetim reformlarıyla paralel olarak kurgulandığını ortaya koymaktadır. Semavi, Kürtlerin temsiliyet adı altında Suriye’de kabineye dahil edileceğini ve Türkiye’de düşünülen modelle benzerlikler taşıyan bir yapının oluşturulacağını açıkça belirtmektedir. Bu bağlamda valilerin seçimle gelmesi, meclislerin güçlendirilmesi gibi başlıkların Türkiye’de gündeme taşınması, “laboratuvar” olarak nitelendirilen Suriye’den “ithal” bir modelin işaret fişekleri olarak yorumlanmaktadır. Devamını oku
Asıl Mesele: Sistem mi, İnsan mı? Yüklenme tarihi 20 Temmuz 202523 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Sistem tartışmaları gündemi meşgul etse de asıl mesele, sistemi işleten insandır. Prof. Dr. Haydar Baş’ın 1998’deki tespitleri bugün hâlâ geçerli: “İnsanı eğitmeden, düzen kurmak hayaldir.” Anayasa değil, ahlak inşa edilmelidir. Devamını oku
İsrail’in Kürt ve Dürzi Hamlesi Yüklenme tarihi 19 Temmuz 202519 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi 📌 Ortadoğu yeniden şekillenirken Türkiye hangi oyunun parçası? İsrail’in azınlık stratejisi, ABD’nin SDG’ye desteği ve “Terörsüz Türkiye” söylemi… Asıl mesele ekonomi mi, güvenlik mi, yoksa yeni haritalar mı? 📉 Halk geçim derdinde, siyaset başka hesaplarda. 📍 Büyük İsrail projesi adım adım mı işliyor? 🔗 Yazının tamamı için göz atın. Devamını oku
İdamdan Müzakereye: Bir Sürecin Sessiz Yürüyüşü Yüklenme tarihi 16 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bir dosya sümen altı edildiğinde sadece bir karar değil, bir gelecek şekillendirilir. 2000 yılında alınan “bekletme” kararı, aslında bugünün “yeni çözüm süreci”nin temellerini o gün attı. Öcalan’ın idam edilmemesi, bugün DEM’in, HDP’nin, İmralı’nın meşru aktör olarak konuşmasına alan açtı. Çözüm süreci 2009’da değil, 1999’da başladı. Haydar Baş’ın “Bir defa dünyaya geldim, bunu da satmam” diyerek reddettiği tezgâha, başkaları masa kurdu, rıza gösterdi, ortak oldu. Bugün aynı eller “devlet aklı” diye takdim ediliyor. Devamını oku
Barışın Bedeli Ne Olacak? Yüklenme tarihi 16 Temmuz 202516 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi “Terörsüz Türkiye” adı altında yürütülen süreç, sadece silahların susmasıyla sınırlı değil; kimlik, anayasa ve bağımsızlık anlayışının yeniden tanımlandığı bir dönüştürme girişimidir. Prof. Dr. Haydar Baş’ın 2003’te yaptığı uyarılar bugün bire bir yaşanıyor: Barış adı altında egemenlik mi devrediliyor? Silah sustu, ama kim konuşuyor? Barışın bedeli ne olacak? Devamını oku
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Uyardığı Günlere mi Geldik? Yüklenme tarihi 13 Temmuz 202513 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu asıl mesele, etnik veya mezhebî farklılıklar değil; bu farklılıkların emperyal projeler doğrultusunda anayasal statüye taşınarak iç çatışma zeminine dönüştürülmesidir. Bu nedenle çözüm, geçmişin imparatorluk sistemlerinde değil, Cumhuriyet’in kurucu ilkelerinde ve eşit vatandaşlık anlayışında aranmalıdır. “Tek millet” ilkesi; kimlik dayatması değil, bütün farklılıkların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı paydasında özgürce var olmasını garanti altına alan ortak üst kimliktir. Devamını oku
Erken Seçim Gerçekten Bir Çözüm mü? Yüklenme tarihi 11 Temmuz 202511 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Muhalefetin görevi, yalnızca sandık istemek değil; hangi rejimin, hangi devlet anlayışının, hangi toplumsal yapının devamı için sandık istediğini ortaya koymaktır. Aksi takdirde, milletin önüne koyduğu sandık, milletin elinden alınan devletin örtüsü olur. Bu sebeple, “erken seçim” talebini bir takvim değil, bir tavır, bir direnç, bir ilke olarak tanımlamak gerekir. Unutulmamalıdır ki, Cumhuriyet sandıkla kurulmadı; ama sandık Cumhuriyet’i korumanın en meşru vasıtasıdır. O sandığın kıymeti de, içini neyle doldurduğunuzla ölçülür. Devamını oku
Varlık Tanındı mı? Devlet Aklı, Terörle Çizgiyi Nerede Çekiyor? Yüklenme tarihi 11 Temmuz 202511 Temmuz 2025 Yükleyen Ali Bestami Kepekçi Eğer süreç bir “diyalog” ya da “pazarlık” ise, PKK ne kazanacaktır? “PKK, varlığımızı kabul ettiler” diyorsa, bu söylem bir meşruiyet ilanı değil midir? PKK ile aynı masaya oturmak, onları ikna etmeye çalışmak, Türkiye Cumhuriyeti’ne kazandıracaktır? Kürt kökenli vatandaşlarımızı ne PKK ne de DEM temsil edemez. Bu gerçeği inkâr eden her yapı, toplumsal birliği değil ayrışmayı teşvik eder. Bu nedenle, “muhataplık” söyleminin toplumda yaratacağı kırılmaları göz ardı etmek, yalnızca bir iletişim hatası değil, aynı zamanda millî güvenlik açısından ciddi bir zaafiyet olur. Devamını oku