Menemen Pişti, Şimdi Servis Edilecek: Anayasa Sürecinin Perde Arkası | Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
14 Eylül 2025 Pazar

Menemen Pişti, Şimdi Servis Edilecek: Anayasa Sürecinin Perde Arkası

“Çocuktan al haberi” derler. Bazen bir aile ya da iÅŸ toplantısında alınan kararlar hemen açıklanmaz, zamanla ve kademeli olarak duyurulur. Ancak o toplantılarda bulunan bazı kiÅŸiler, adeta birer “köstebek” gibi sızdırma yapar, olayın öncesinden ipuçları verirler. Ben bugün yaÅŸanan anayasa sürecini iÅŸte buna benzetiyorum.

Sürekli olarak “anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi gündemde mi, deÄŸil mi, bir sürecin içindeyiz mi?” diye soruyoruz. Bana göre bir sürecin içinde deÄŸiliz; sürecin tam da sonundayız. Åžu an artık “servis dönemi.” Yani “menemen piÅŸecek” demiyoruz artık. Menemen çoktan piÅŸti. Åžimdi sadece nasıl servis edileceÄŸi konuÅŸuluyor: soÄŸanlı mı olacak, soÄŸansız mı? Tartışmalar bu düzeyde. İçerik deÄŸil, sunum konuÅŸuluyor. Komisyonlar kurulsa bile ana malzemelerde mutabakat saÄŸlandığını, sadece ceza maddeleri veya oranlar gibi teknik detayların ele alındığını düşünüyorum. Esas meselede uzlaşıldı.

Åžu an sadece “kim servis edecek, ne zaman servis edecek” tartışması var. Topluma nasıl sunulacağı konuÅŸuluyor. Ve evet, bu süreçte çeÅŸitli ipuçları basına ya da kamuoyuna sızdırılıyor. Bu, bir “toplumu hazırlama” süreci. ÖrneÄŸin, Sayın Bahçeli’nin yıllardır sık sık kullandığı “vakit tamamdır” ya da “vakit geldi” gibi ifadeleri hatırlayalım; 12 Kasım 2004’teki videosunda da bu vurgular vardı.

28 Mayıs 2023’teki seçim sonrası da Sayın Bahçeli açıkça “28 Mayıs siyasette çaÄŸ kapatıp çaÄŸ açacaktır” imasında bulundu. İstanbul’un fethiyle kıyasladığı bu sözler, “Önümüzdeki günlerde çok ÅŸey deÄŸiÅŸecektir. Her ÅŸey deÄŸiÅŸecektir. İnÅŸallah Türkiye deÄŸiÅŸmez” ifadesiyle açıkça bir yön deÄŸiÅŸikliÄŸine iÅŸaret ediyordu.

Bu yeni anayasa süreci bir günde ortaya çıkmadı. 12 yıl önce başlatılan anayasa çalışmaları, dört partili uzlaşma komisyonu tecrübesi şimdi başka bir biçimde yeniden devreye alındı. Ancak bu kez AK Parti, 10 kişilik bir ekip kurarak işi daha gizli yürütüyor; şeffaflık pek istenmiyor.

Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin referandumla mı yoksa Meclis’te mi hallolacağı konusuna gelince, Cumhur İttifakı’nın gerekli 400 milletvekili sayısına ulaÅŸmakta zorlanmayacağını düşünüyorum. Meclis’e girmeleri imkânsız olan altılı masa marifetiyle Meclis’e giren bazı vekillerin durumu malum. Bir de buna masayı yapan ustalarla ilgili geliÅŸmeleri eklerseniz, bu iÅŸ çoktan bitmiÅŸ demektir.

Bu analizi sadece ben yapmıyorum elbette. Mesela, CHP ile Cumhur İttifakı arasında dolaylı bir diyalog olabileceği hiç aklımıza geldi mi? Bunu doğrudan bir görüşme anlamında söylemiyorum. Diyalogdan kastım, halka açık miting ve programlarda, Meclis grup toplantılarında yaşanan atışmalar. Birkaç örnek verelim:

  • 17 Nisan 2025’te Sayın Özgür Özel’in Silivri’deki Marmara Cezaevi önündeki konuÅŸmasında Sayın Bahçeli’ye seslenerek “3T ÅŸartıyla ben varım” demesi önemliydi. Bu 3T: İmamoÄŸlu için tutuksuz yargılama, mahkemelerin TRT’den canlı yayınlanması ve terörsüz Türkiye. Yani ÅŸartlı evet.
  • 26 Mayıs 2025’te Halk TV’de Sayın Özel, geçmiÅŸte başörtüsü yasağı döneminde ÅŸahsi olarak verdiÄŸi destekleri, 2008’deki AK Parti kapatma davasında parti olarak verdikleri destekleri hatırlatıyor. Ve tekrar 3T diyor. Bu, bir tür pazarlık mesajı gibi. Aynı programda Sayın Özel, geçmiÅŸte AK Parti’ye verdiÄŸi destekleri hatırlatarak, 2008’deki kapatma davasında AK Parti’nin maÄŸduriyetlerini Sosyalist Enternasyonal BirliÄŸi üzerinden Avrupa’ya aktarma taleplerini anlattı.

Yine bu dönemde CHP içinde bazı görev deÄŸiÅŸiklikleri dikkat çekiciydi. CHP Grup İç YönetmeliÄŸi’nin Genel BaÅŸkan’a tanıdığı yetki çerçevesinde mevcut grup baÅŸkanvekilleri Ali Mahir BaÅŸarır, Gökhan Günaydın ve Murat Emir görevlerine devam ederken; dördüncü isim için seçim kararı alındı. Yarışan adaylardan biri olan mevcut TBMM BaÅŸkanvekili Gülizar Biçer Karaca ikinci turda adaylıktan çekildi. 72 oy alan Bingöl TBMM BaÅŸkanvekili olarak görev yapma hakkı elde etti.

Åžimdi 16 Nisan 2025’e dönelim. Ne olmuÅŸtu? TBMM BaÅŸkanvekili Gülizar Biçer Karaca, AYM’nin tutuklu Milletvekili Can Atalay hakkındaki kararını Genel Kurul’da okumuÅŸtu. Kararın okunduÄŸu sırada bazı AKP’li milletvekilleri Genel Kurul’u terk etmiÅŸti. AKP’den “Gülizar Biçer Karaca, Meclis BaÅŸkanvekilliÄŸi görevinden alınsın” çaÄŸrısı gelmiÅŸti. CHP, AKP’nin çaÄŸrısını haklı görmüş olacak ki; Genel Merkezin seçimsiz görevlerine devam etmeliler dediÄŸi isimler arasında Sayın Karaca’nın ismi yoktu. Karaca’nın seçime katılması da bu görevden kendi isteÄŸiyle feragat etmediÄŸinin en önemli ispatı zaten. Bu durum, AK Parti’nin beklentisiyle uyumluydu. EÄŸer net bir duruÅŸ sergilenecekse, bu tür geri adımların atılmaması gerekirdi.

2024 Ekim ayında Meclis açılışında Bahçeli’nin Özel’e dönerek “Birbirimizi kırmıyoruz inÅŸallah. Üzülme! Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor. Siyasetin gereÄŸi” söylemlerini hepimiz hatırlıyoruz.

3 Haziran 2025’e gelelim. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Meclis BaÅŸkanlığı seçimi devam ederken, kuliste CHP Genel BaÅŸkanı Özgür Özel ile MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli arasında kısa süreli samimi bir sohbet yaÅŸandı. Bahçeli’nin Özel’e “Çok hareketlisiniz” diye takılması ve Özel’in nazikçe teÅŸekkür etmesi ÅŸeklinde geliÅŸen bu beklentilerin üzerindeki sıcak temas da dikkatlerden kaçmadı.

21-25 Mayıs 2025’te İstanbul’da düzenlenen CHP’nin ev sahipliÄŸi yaptığı Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’nda “Kürt Çalışma Grubu” oluÅŸturuldu. Bu grup daha önce feshedilmiÅŸti, yıllar sonra ilk kez yeniden kuruldu. Toplantıda Öcalan’ın mesajı da DEM EÅŸ BaÅŸkanı HatimoÄŸulları tarafından okundu. Ancak bu geliÅŸme medyada çok da yer bulmadı. Özgür Özel, Konseye DEM Parti’nin katılımını saÄŸlamak için ortaya koyduÄŸu gayretleri de uzun uzun anlattı. CHP’nin Öcalan’ın mesajının uluslararası bir konseyde okutulmasını saÄŸlayıp, konuyu siyasi zeminden uluslararası arenaya taşınmasına öncülük etmesi de “Terörsüz Türkiye” sürecine destek açısından gerçekten takdire ÅŸayan bir hareket!


Sonuç: Harakiri mi, Son Çare mi?

Tüm bu geliÅŸmeler gösteriyor ki, anayasa meselesi artık “piÅŸmiÅŸ” durumda. Biz hâlâ “menemen piÅŸer mi, piÅŸmez mi” diye konuÅŸurken, aslında menemen çoktan hazırlandı. Åžimdi sadece nasıl servis edileceÄŸi konuÅŸuluyor. EÄŸer biz hâlâ “ÅŸu ÅŸartla anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini konuÅŸuruz” diyorsak, maalesef çoktan kaybettik demektir.

Bu noktada net bir duruÅŸ ÅŸarttır, verilecek tek cevap vardır: “Biz bu Meclis’te anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine kesinlikle karşıyız!” Ancak tüm bu süreçte gözlemlediÄŸimiz ipuçları ve atılan adımlar, ne yazık ki böyle bir duruÅŸun gelmeyeceÄŸine iÅŸaret ediyor.

CHP’nin yeni anayasa komisyonunda yer alması düpedüz bir harakiri giriÅŸimidir! Bu, sadece Atatürk’ün kurduÄŸu Türkiye Cumhuriyeti’nin sonunun baÅŸlangıcı deÄŸil, aynı zamanda yine Atatürk’ün kurduÄŸu Cumhuriyet Halk Partisi’nin de kendi ipini çekmesi anlamına gelir. Bu gidiÅŸata dur demek, hepimizin boynunun borcudur! Süreç yavaÅŸ yavaÅŸ, kademeli ama kararlı biçimde ilerliyor ve atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiÅŸ durumda.

Unutmayalım ki Meclis’teki vekillerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına uygun pozisyon almazlarsa; bu millet onları affetmeyecektir. Ve her hâlükârda bu süreç milletten dönecektir.

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi