6 Temmuz 2024 Cumartesi

Pandeminin bilinmeyenleri: Bağışıklık

 

Uzun süreden beri araştırmacılar, bağışıklığın oluşmasında hastalık geçirmek ve aşılanmanın etkilerini araştırıyorlar.

COVID-19’dan iyileştikten sonra aşılanan kişilerdeki bağışıklıkla acaba hasta olmadan aşı olanlarda SARS-CoV-2’ye karşı gelişen bağışıklık aynı düzeyde mi?

Theodora Hatziioannou & Paul D. Bieniasz ve arkadaşlarının “High genetic barrier to SARS-CoV-2 polyclonal neutralizing antibody escape” başlıklı makaleleri Nature dergisinde 20 Eylül’de yayınlandı.

Bu çalışmada, 20 değişiklik içeren bir başak mutantının, test edilen ve enfekte olmuş veya aşılanmış çoğu insan tarafından yapılan nötralize edici antikorlara karşı, küçük istisnalar hariç tamamen dirençli olduğunu bildirdiler.

Aşılarını almadan önce COVID-19’dan aylar önce iyileşenlerin, bilinen herhangi bir doğal olarak meydana gelen varyanttan çok daha fazla bağışıklık saldırısına karşı direnç gösteren mutant sivri ucu etkisiz hale getirebilen antikorlara sahip olabilecekleri tespit edildi. Bu insanların antikorların diğer koronavirüs türlerini bile bloke ettiğini tespit ettiler.

Her gün yeni koronavirüs varyantlarının ortaya çıktığı günümüzde “tüm varyantlara etkili bağışıklık nasıl kazanılır?” en çok merak edilen soru.

Araştırmacılar, aşıdan elde edilenle bağışıkla, enfeksiyondan gelen bağışıklık koruması arasındaki farkları haritalayarak, daha yüksek koruma düzeyine ulaşmak için daha güvenli bir yol bulmaya çalışıyorlar.

Hibrit bağışıklık

Aşı uygulamaları yaygınlaştıkça, araştırmacılar daha önce COVID-19’a yakalanıp iyileşen kişilerin aşı tepkilerinin özelliklerini fark etmeye başladılar. Philadelphia Pennsylvania Üniversitesi’nden İmmünolog Rishi Goel, daha önce hastalık geçirenlerin 2 doz aşılanmadan sonra oluşturdukları antikorların, hastalık geçirmeyenlerde yalnızca iki doz aşıdan elde edilen antikorlardan daha yüksek seviyelerde olduğunu tespit ettiklerini belirtiyor. Bu bağışıklık da ‘hibrit bağışıklık’ olarak adlandırılıyor.

Hibrit bağışıklık aslında birçok hastalığa ilişkin pek çok çalışmaya konu olmuştur. COVID-19 bağışıklığı B lenfositler üzerinde oluşan hafıza ile oluşmakta. Kararlı bir bellek B hücresi havuzunun kendini oluşturması ve olgunlaşması aylar alabilir.

B lenfositler

Antikor denilen maddeler üreterek vücudun humoral savunmasını gerçekleştiren hücrelerdir. Humoral bağışıklıkta ana rol oynayan hücrelerdir. Böylece vücut, bakteri ve virüslerin oluşturduğu moleküller ile birlikte çeşitli antijenlere karşı savaşır.

“B” kısaltması, bu hücrelerin kuşlarda olgunlaştığı Bursa fabricius isimli organdan gelir. Ve aslında bu organ memelilerde bulunmaz.

Bellek B hücreleri, daha önce karşılaşılan antijenlere özel olarak oluşurlar ve uzun süre canlı kalırlar. Bu hücreler aynı antijeni tekrar gördüklerinde hızlı yanıt verebilirler.

 

İşte Bellek B lenfositleri sayesinde, enfekte olmuş ve aşılanmış kişilerin, virüse karşı daha iyi bir yanıt vermesi olağan bir durum.

Daha önce enfekte olmadan iki doz m-RNA aşısı olanlarda aynı Bellek B hücrelerin oluştuğu görülmüş. mRNA ile aşılanmış bireyler ve aşı tarafından tetiklenen hafıza B hücrelerinin bir kısmının ikinci dozdan 12 hafta sonrasına kadar mutasyonlar kazandığına dair işaretler buldular ve bu mutasyonlar, soğuk algınlığına neden olan bazıları da dahil olmak üzere çeşitli koronavirüsleri de tanımalarını sağlamış.

Bilim adamlarınca bağışıklık 2 aşı dozu ile kazanılsa da bunun yukarıda bahsettiğimiz hibrit bağışıklık haline gelmesi için üçüncü bir aşı dozunun, enfekte olmamış kişilere uygulanması öneriliyor.

Saf aşı alıcılarından alınan hafıza B hücrelerinin bir kısmının aşıdan iki ay sonra Beta varyantı ve Delta varyantını tanıyabildiği belirtiliyor.

Sebep ve sonuç

Hibrit bağışıklığın arkasındaki mekanizmayı anlamak, birçok bilinmezi ortadan kaldırabilir. En son çalışmalar, B hücreleri tarafından yapılan antikor tepkilerine odaklanıyor ve muhtemelen aşı ve enfeksiyona karşı T-hücresi tepkileri farklı davranıyor. Aşılar, başak proteinine karşı geliştirilmektedir. Dolayısıyla aşılar, sadece bu proteine karşı antikorlar geliştirmektedir. Fakat doğal enfeksiyon, başak proteini dışındaki viral proteinlere karşı tepkileri de tetikler. Tabii diğer merak edilen konu acaba doğal enfeksiyona özgü diğer faktörlerin tetiklenmesi virüsle mücadele de önemli mi?

Enfeksiyon sırasında milyonlarca viral partikül solunum yollarını doldurur ve hafıza B hücrelerinin olgunlaştığı yakındaki lenf düğümlerini ziyaret eden bağışıklık hücreleriyle karşılaşır.

Viral proteinler, iyileşmeden aylar sonra bazı insanların bağırsaklarına yapışır ve bu kalıcılığın B hücrelerinin SARS-CoV-2’ye tepkilerini geliştirmesine yardımcı olması mümkündür.

Katar’da henüz hakemler tarafından gözden geçirilmemiş bir araştırma, enfeksiyondan sonra Pfizer-BioNTech’in mRNA aşısını alan kişilerin, enfeksiyon öyküsü olmayan bireylere göre COVID-19 için daha fazla koruma sağladığını göstermektedir.

Bu çalışmalar, doğal enfeksiyon geçirip, ardından 2 doz aşı olanların hibrit bağışıklık oluşturarak, gelecekteki muhtemel varyantlara karşı da koruma sağlama ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.

Yalnız burada önemli olan nokta, mevcut olan SARS-CoV-2 ile enfekte olan kişilerin bu hastalığı atlatıp atlatamayacaklarının bilinmemesi. Çünkü virüsün kimde ne seviyede seyrettiği kestirilemiyor. Enfeksiyonun risklerinden korunmak için daha virüsle tanışmadan aşı olmak en doğrusu.

Bu çalışmalardan “ben hibrit bağışıklık kazanmak için, hasta olmayı bekleyeyim sonra aşı olurum” çıkarımı büyük bir risk olacaktır. Bazılarımızın enfekte olduğunda belki de aşı olma şansını yakalamadan virüse yenik düşebileceği unutulmamalıdır.  

Ama bu çalışmalara dayanarak, SARS-CoV-2 iyileşen ve aşılanmış bireylerde koruyuculuğun daha yüksek olabileceğini söyleyebiliriz.  

Özet olarak bu çalışmaya göre;

  • Enfeksiyon geçirip iyileşen ve 2 doz m-RNA ile aşılanlar hibrit bağışıklık kazanmış olarak kabul ediliyor.
  • Hasta olmadan sadece 2 doz aşılanmış bireylerde hibrit bağışıklığın oluşması için güçlendirici hatırlatıcı 3. doz öneriliyor.
  • Zaten hibrit bağışıklık oluşturdukları için SARS-CoV-2 iyileşen ve 2 doz aşılanmış bireylere 3. doz hatırlatma dozunun şart olmadığı ifade ediliyor.
  • Hibrit bağışıklık kazananların muhtemelen gelecekteki önemli SARS-CoV-2 varyasyonlarına karşı da dirençli olacakları ve gelecekteki olası koronavirüs ailesi pandemilerine karşı da koruma sağlanabileceği ön görülüyor.

 

Kaynak: Schmidt, F., Weisblum, Y., Rutkowska, M., Poston, D., Da Silva, J., Zhang, F., … & Bieniasz, P. D. (2021). High genetic barrier to SARS-CoV-2 polyclonal neutralizing antibody escape. Nature, 1-9.

Benzer Yazılar
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi